4 Mayıs 2018 01:22

Cam işçisi bu değil kendimize gelelim

Cam işçileri, Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş'ın Lüleburgaz'da bir AVM açılışında yer almasına ilişkin yazdı.

Cam işçisi bu değil kendimize gelelim

Fotoğraf: Evrensel

Cam işçileri

Bu fotoğraflar 19 Nisan 2018 tarihinde Lüleburgaz’da bir AVM açılısında çekilmiş.

Fotoğrafta bölgenin yerel yöneticileri ve iş adamları var, bu gayet normal. 

Abes olan bir sendika genel başkanının olması...

Kapitalizmin kutsal mekanlarından kabul edilen bir mekanın açılışında, bir sendika genel başkanının olması sizce de tuhaf değil mi ?

Bu sendika genel başkanı Trakya’da en fazla üyeye sahip işçi örgütü olan Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş...

KRİSTAL-İŞ 7 HAZİRAN 1965’TE CAM İŞÇİLERİ TARAFINDAN KURULDU

Yıl 1965

Günümüz gençliğine sormak isterim:

- Sizce bu sendikayı kuranların kaçı üniversite mezunuydu?

- Sizce bu sendikayı kuranların kaçı meslek yüksek okul mezunuydu?

- Sizce bu sendikayı kuranların kaçı lise mezunuydu ? Kaçı İlkokul mezunuydu? 

- Acaba, okula gitmemişler de var mıydı içlerinde?

ŞİMDİ: Almış olduğunuz tüm eğitime yaslanarak, şu alttaki maddeyi okur musunuz lütfen!

Kristal-İş Sendikası Tüzüğünün 2’inci maddesi: Sendikanın Amacı:

Sendika, çalışma ilişkilerinde üyelerinin ekonomik, sosyal hak ve çıkarlarını koruma ve geliştirme amacını taşır. Sendika üyelerinin insanca bir yaşam sürmesini hedefler ve bunun önündeki tüm engelleri kaldırmak için mücadele verir. Bu amacın gerçekleştirilmesi için, Atatürk devrimlerinin yaşatılması doğrultusunda demokratik ilkelerden sapmadan çalışır.

Sendika, bu amacını gerçekleştirmek için sendika içi demokrasinin en geniş anlamda sınırsız ve kesintisiz işlemesini sağlar. Tabanın söz ve karar sahibi olmasının önündeki tüm engelleri kaldırmaya çalışır. Demokratik, özgür sınıf ve kitle sendikacılığını hayata geçirmek için, tabanın sendikal çalışmalarda daha aktif olması için işyerleri düzeyinde istişari nitelikli komite (birimler) ya da konsey (kurullar) oluşturur.

a) Üyelerinin insanca yaşayabileceği bir ücret sağlamaya çalışır.

b) İşyerlerinde sağlıklı yaşam koşullarını gerçekleştirebilecek üyelerinin beden ve ruh sağlığını koruyacak önlemleri alır.

c) Üyelerinin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayacak iş güvencesi ve sosyal güvenlik sistemini geliştirmeye gayret eder.

d) Gelir dağılımında üyelerinin ve ücretlilerin payının yükseltilmesi için çaba sarf eder.

e) Çalışma yaşamı başta olmak üzere bütün toplumsal alanlarda demokratikleşmeyi savunur. Dil, renk, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı gözetmeksizin işçilerin ve bütün çalışanların eşitliğini temel alan birliğin korunması ve geliştirilmesi için mücadele eder.

f) Sendika, üyelerinin, ekmek barış özgürlük ilkesini, sosyal adalet, güvenlik ve insan haklarının korunması ve geliştirilmesi mücadelesini benimsemelerini koşul sayar. Sendika, mücadelesini sendikal birlik ve sendikal demokrasi ilkeleri temelinde ve demokratik merkeziyetçilik kuralları içinde yürütür.

g) Sendika bu amaçlarını demokratik ilkelerden sapmadan ve meşru yollardan gerçekleştirir.

Lütfen tekrar tekrar OKUYUNUZ...

Bundan 53 yıl önce KURUCULAR bizlere yol haritası çizmiş, bizler bu yol haritasını takip etmekten aciziz.
Günümüzle bir kıyaslar mısınız!

Lütfen!

Geldiğimiz noktaya baktığımızda CAM İŞÇİSİ Türkiye işçi sınıfı içerisinde nerede?

Her yıl kapanan fabrikalar, kapanan fırınlar, işten atılan işçiler, kaderine terk edilmiş Kristal-İş üyeleri!

2015 yılından bu yana bu sendikanın 500’e yakın işçisi çeşitli gerekçelerle işten çıkarıldı. Bir işçi sendikası için bu kesinlikle kabul edilebilir bir durum değildir. 

Üzücü olan şudur ki, bu duruma karşı mevcut sendika yönetiminin, bunu gayet normal bir durummuş gibi lanse etmesi ve işçiyi buna ikna etmeye çalışması, bu durumlara karşı direnen işçilere de “programının yoğunluğu” nedeniyle destek olmaması, yalnız bırakması biz cam işçilerini derinden yaralamaktadır. 

Son zamanlarda Genel Başkanımız, “AVM’lere gitmeyin” demesine rağmen, kendisinin AVM açılışı yapması, mağaza açılışı yapması, düğün, nişan törenlerine katılarak sosyal hayatta yer alıyor olması, PROGRAMININ hiç de yoğun olmadığını göstermekte!

İşçi hak ve hukuku dışında önceliği olmaması gerekirken, görevi dışında alanlarda boy göstermesi, programını işçiye göre değil de kendi şahsi planlarını gerçekleştirmek üzere planladığı açıkça belli olmaktadır.

Yaşadığımız dönem itibarı ile açıkça ortaya çıkmıştır ki, cam işçileri artık gençliğini, sağlığını, ömrünü verdikleri bu şirketten emekli olamayacaklardır.

Emekliliğine 2-3 yıl kalanların “zorunlu” teşvik uygulaması ile işten çıkarıldığının şahidiyiz ve şahidisiniz.

Peki bu devran böyle mi devam edecek?

İşten çıkarmalara, “zorunlu teşvik” uygulamasına kim karar verip imza altına alıyor? Emekli olmasının üzerinden 10 yıl geçen bir zat? Emeklilik o kadar güzel de kendisi bundan neden yaralanmıyor? Neden cam işçisinin kendi kaderini çizmesine izin vermiyor?

Sermayenin veya Cam İşverenleri Sendikasının en çok rahatsız olduğu durum Krtistal-İş Sendikasındaki ‘SENDİKA İÇİ DEMOKRASİ’dir. 

Son 15 yılda cam işçisi kendisini temsil edecek temsilciyi bile seçemezken, seçilmesine izin verilmezken, sendika içi demokrasi bizzat genel başkan tarafından yok edilmişken, kimlerin ekmeğine yağ sürülmüştür?

Sermaye veya işveren bu tip sendikacılardan vazgeçer mi dersiniz?

Yoksa biz birlik olup kendi demokrasimizi tekrar tesis etmeli miyiz?

Cam işçilerinin sorunları ile ilgili en son ne zaman bir toplantı yapıldı? 

Hangi toplantıda tabanın istekleri doğrultusunda bir karar alındı ve uygulandı? 

Sorunlar çığ gibi büyümüşken, AVM’lerden başka derdimiz yok mu bizim?

Cam işçileri geçim derdine düşmüşken, AVM’ye indirim kartı dağıtmak yerine, cam işçisinin hayat standartlarını yükseltmek ve bu yönde çabalamak sendikacının görevi değil midir?

4 kişilik bir ailenin geçinebileceği yeter ücret alındığında, o işçiler AVM’de kendi indirimini sağlar.

Son yıllarda gelenek haline gelen 2015, 2016, 2017 her yıl “teşvik uygulaması” yapıldı. Uygulama öyle zoraki ve aba altından sopa göstererek gerçekleşti ki, emekliliğine 2-3 yıl kalan herkes kapı önüne konuldu. Uzun yıllardır bu kuruma aidat ödeyen bir işçi arkadaşımızın sitemi söyle: “28 yıl bu kuruma (Kristal-İş) aidat ödedim, beni işten kim atıyor?​” Bu sözleri söyleyen çok işçi arkadaşımız oldu.

Bu kurumun tüzüğü olduğu gibi, TİS maddeleri de bulunmakta. 

Sendika kurulduğunda toplu iş sözleşmesi maddelerinde, (Eğer mutlaka bir işçi çıkarımı olacaksa, bunun bile) yol haritasını çizmişler. Bu kuruma hizmet etmiş, aldığı tüm kararlarına uymuş, direnmiş, greve çıkmış, nöbet tutmuş, yeri geldiğinde aç kalmış, yeri geldiğinde cop yemiş, yeri gelmiş can vermiş... Bugün bunlar unutulmuş, unutturulmuş, TİS maddeleri akla ziyan ‘protokoller’ ile delinmiş, hiçe sayılmış, ömrünü bu sendikanın örgütlü olduğu işyerlerine adamış, gençliğini, sağlığını buralarda bırakmış, kendisini temsil etmesi gereken sözüm ona sendikacılar, o an yüzüstü bırakıp kaçmış... 

Kristal-İş bu değil.

Cama can katanlar bu değil.

Cam işçisi bu değil.

Kendinize gelin! Kendimize gelelim!

Hoşça kalın.

Evrensel'i Takip Et