Mikrofonun ucundaki emekçiler
Tes-İş Aydın Şube Yöneticisi Özcan Göçer enerji işçilerinin zorlu çalışma koşullarına dikkat çekerek, 1 Mayıs'ta tüm işçileri alanlara çağırdı.

Tes-İş Aydın Şube Yöneticisi
Özcan GÖÇER
Denizli
27 yıldır enerji sektöründe çalışmaktayım. Enerji işçilerinin hikayesini anlatmak istedim Evrensel okurlarına. Hem halkın, hem işverenlerin gözleri hep biz enerji işçilerinin üzerindedir. Neden derseniz, insan vücudunda dolaşan kan gibi, üretimin ve modern toplumun kanı da elektriktir de o yüzden. Her elektrik kesintisinde kötü hatırlandık. Üretiminden nakline ve dağıtımına kadar ki enerjinin hikayesi, zorlukları ise pek bilen yoktu ya da anlatan. 1 KW enerjinin kaç cana mal olduğunu değil kaç paraya mal olduğu konuşulur çünkü hep.
Her fatura okuma döneminde de halkın ilk tepkilerinin, kendilerince haklı tepkilerinin, muhatabı da bizdik. Hatta elektrik kesimlerinde halkın hain ilan ettiği de biz oluruz. Ama bir taraftan da kesintisiz bir enerjinin sağlanması için hayatın akışından bir saniye bile çalmadan kesintisiz bir biçimde sahalardaydık. Bazen marşlarda ülkemin “aydınlık bekçileri” olarak hakkımızı da teslim aldık. Riskli çalışmalarda, ölümlü iş kazaları hep ipi en önde göğüsledik.
Çalışma bakanlığı iş kolumuzu çok tehlikeli iş kolu tanımlarken, yıpranma tazminatımız ise hiç hatırlarına gelmedi. Haklarımızı hatırlatmak için sokaklara, meydanlara çıktığımızda ise “Hop durun bakalım! Stratejik iş kolundasınız” dendi. Çok sesli, çok renkli, çok duygusal sanayi sektörünün sessiz çalışanları olduk hep. Her ekonomik krizde ilk akla gelip özelleştirme programındayızdır. Kambur olan kamu işyerleri ne hikmetse her yıl vergi rekortmeni oldu. Özelleştirmeler sonrası çoğu enerji işçisi işsiz kaldı. Zaten grev, eylem hakkı olmayan biz işçilerin bunun üstüne sendikaları da ellerinden alındı. İlkel bir çalışma yöntemi olduğu tüm dünyanın kabul ettiği taşeron sistemi, her ne kadar şimdilerde kaldırdık deseler de, en riskli iş kolu olan bizim işkolumuzda varlığını sürdürüyor ve bu sisteme kurban edilmeye devam ediyoruz. Velhasılı geçen çeyrek asrı boyunca yüksek kârların hep kaybedenleri olduk.
Şimdi önümüz 1 Mayıs; bu anlatılanların ardından iş cinayetlerine, güvencesiz çalışmaya, ilkel taşeron çalışma sistemine karşı, bırakın OHAL’i normal şartlarda bile olmayan grev hakkımız için enerji işçileri olarak işyerlerimizde şimdiden kutlamaya başlıyoruz. 1 Mayıs alanlarına rengini veren, kalabalıkların coşkusunu artıran ses düzenlerinin sessiz çalışanları enerji işçileri olarak, mikrofonun öbür ucunda yarınların aydınlık bekçileriyiz.
Evrensel'i Takip Et