17 Nisan 2018 23:41

Ülkenin mikro hali Kayseri

Barış Timur, Kayseri'yi yazdı: Emek sömürüsünün, ucuz iş gücünün, eğitimde fırsat eşitsizliğinin çok derinden yaşandığı ülkemizin bir profili...

Ülkenin mikro hali Kayseri Fotoğraf: Wikimedia Commons

Barış TİMUR
Kayseri

Kayseri OSB’leri; devasa fabrikaların, irili ufaklı yüzlerce atölyenin bulunduğu ve yoğun olarak işçilerin yaşadığı bir kent olarak bilinir. Öte yandan geleceğin işçilerini yetiştirmek üzere adeta büyük kasabalar olan meslek liseleri de kentin dört bir yanında. Biri devlet, biri vakıf, diğeri özel üç büyük üniversiteye de sahip. Üniversite öğrencilerinin de tercih ettiği bir şehir Kayseri... Kısacası emek sömürüsünün, ucuz iş gücünün, eğitimde fırsat eşitsizliğinin çok derinden yaşandığı ülkemizin bir profili de Kayseri. Peki, onlarca yolunda gitmeyen şeyi rahatça gözlemlediğimiz, hayatımızın her alanında hissettiğimiz bu şehirde neden 1 Mayıs’ta alanlarda olmayalım?

HAYALLER KUŞ OLUP UÇTU

Meslek liselerinde geçiş hakkının kaldırılma haberini Mili Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Nuri Günay’dan almıştık. Günay “Meslek lisesi mezunlarına, meslek yüksek okullarına geçiş hakkını kaldırdık. Her şey üniversite değil, hedefimiz sektörlerin arzuladığı iş gücünü oluşturmak” dedi. Yani meslek liselinin üniversiteli olma hayali kuş olup uçtu.

Meslek liselerinden meslek yüksek okullarına sınavsız geçiş hakkının kaldırılmasının büyük bir mağduriyet yarattığını söyleyen bir 3. sınıf öğrencisi “Yeni eğitim sisteminde üniversiteye girmemiz hayal oldu. Geçiş hakkımızın kaldırılması ile birlikte hem sınav sistemi hem okul idaresi ve öğretmenler hayal kurmamıza bile izin vermiyor. Görüyoruz ki işçi olmaktan başka çaremiz yok, iktidarın bu tür politikalarına ve eğitimde fırsat eşitsizliğine karşı 1 Mayıs’ta alanlarda olup eğitim hakkımıza sahip çıkalım” dedi.

Meslek liselilerin en acil talepleri sınavsız geçiş haklarının geri verilmesi ve liselerde nitelikli eğitim almaları yönünde. Arkadaşımız, okulundaki arkadaşlarını da 1 Mayıs’a çağıracağını, alanlarda olacaklarını söyledi.

BİLİMSEL EĞİTİM EGEMENLERİN OYUNCAĞI DEĞİL, HAKTIR

Anadolu lisesinden birkaç arkadaşımız sınav sistemlerinin sürekli değişmesine tepki gösterdi: “Sınav sistemi mi yoksa çocuk oyuncağı mı? AKP iktidara geldiğinden beri birçok defa liselere ve üniversitelere geçiş sınavlarında değişiklik yapıldı. AKP Genel Başkanının bir sözünün hemen ardından TEOG kaldırıldı. Yıllardır süren bu uygulamalardan görüyoruz ki eğitim sistemi egemenlerin oyuncağı olmuş.” Sınav sisteminin sürekli değişmesine karşın parasız, bilimsel, demokratik bir eğitim taleplerini yenileyeceklerini söylediler. Liselerin bilimden uzak, gerici, iktidar partisinin bayrağının sallandığı yerler olmasına izin vermeyeceklerini ve bunun tek yolunun mücadeleden geçtiğine vurgu yapan öğrenciler, “Bilimsel eğitim hakkımızın, egemenlerin oyuncağı haline gelmesine karşı çıkıp 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız”ı eklediler.

Peki, bu iki dudağın arasındaki bir sözle bir gecede değişebilen sınav sistemi iktidarın afişlerde, televizyon ekranlarında “İstediğim üniversitede okuyorum” propagandalarını ne kadar doğruluyor?

Her yıl binlerce öğrencinin barajı aşamadığı, birçok öğrencinin sınavdan önce veya sonra intihar edip hayatını sona erdirdiği, kokuşmuş bir sistemden bahsediyoruz. Gelecek kaygısı yaşayan, her geçen gün müfredat-sınav sistemi çelişkisinin arasında kalan, psikolojik sorunların artış gösterdiği ve antidepresan kullanımının yaygınlaştığı bir liseli jenerasyonunun çaresi bu gerici eğitim sistemine karşı mücadele vermektir.

Evrensel'i Takip Et