15 Eylül 2017 06:11

Astana'da Rusya, Türkiye ve İran'dan 'İdlib' uzlaşısı

Astana'da Türkiye, Rusya ve İran, İdlib dahil olmak üzere 4 gerilimi azaltma bölgesi konusunda uzlaşı sağladı.

Paylaş

Kazakistan'ın başkenti Astana'daki Suriye görüşmelerinde Rusya, Türkiye ve İran'ın, müzakereler sonucunda, İdlib de dahil olmak Suriye'nin dört bölgesinde oluşturulacak gerilimi azaltma bölgeleri konusunda uzlaşıya vardığı belirtildi.

ORTAK AÇIKLAMA

Astana'daki görüşmeler sonrası Rusya, Türkiye ve İran'ın yaptığı ortak açıklamada, üç ülkenin biri İdlib vilayetinin tamamı, Lazkiye'nin kuzeyi, Halep'in batısı ve Hama'nın kuzeyinde, biri Humus vilayetinin kuzeyinde, biri Şam'ın kuzeyindeki Doğu Guta'da, diğeriyse Suriye'nin güneyinde yer alan Ürdün sınırında olmak üzere dört gerilimi azaltma bölgesinin sınırları konusunda anlaşmaya vardıkları kaydedildi.

Açıklamaya göre, Rusya, Türkiye ve İran gerilimi azaltma bölgelerinde gözetim sağlamak amacıyla Suriye'de ortak bir koordinasyon merkezi kuracak. Söz konusu dört bölgenin altı aylık bir süre için oluşturulacağı fakat bu sürenin sonradan uzatılabileceği kaydedildi.

Üç garantör ülkenin ortak açıklamasında bölgeye hangi güçlerin gönderileceğine ilişkin bir bilgi yer almadı. İddiaya göre cihatçıların kontrolündeki yerlere Türkiye, Suriye ordusunun kontrolündeki bölgelere ise Rusya ve İran güçleri konuşlandırılacaktı.

Astana görüşmelerinin bir sonraki turunun ekim ayında yapılacağı belirtiliyor.

DIŞİŞLERİ'NDEN AÇIKLAMA

Dışişleri Bakanlığı'ndan konuya dair yapılan açıklamada "Astana toplantılarının üç garantör ülkesi arasında sağlanan mutabakat uyarınca, sözkonusu üç ülkeden gözlemciler, çatışmasızlık bölgesinin sınırlarını teşkil eden güvenlikli bölgelerde oluşturulacak kontrol ve gözlem noktalarında konuşlandırılacaktır" denildi.

Bakanlık tarafından konuya ilişkin yapılan yazılı açıklama, şöyle:

"Suriye ihtilafına siyasi çözüm bulma yolundaki gayretleri desteklemek üzere 30 Aralık 2016 tarihinde ülke genelinde ilan edilen ateşkesi tahkim etmek ve bu çerçevede Suriye'de çatışan taraflar arasında benimsenebilecek güven artırıcı önlemler geliştirmek üzere düzenlenen Astana toplantıları çerçevesinde 4 Mayıs tarihinde, Suriye'nin çeşitli noktalarında çatışmasızlık bölgeleri oluşturulması kararlaştırılmıştı. Bu doğrultuda imzalanan muhtırada öngörülen İdlip vilayeti ve civarını kapsayan çatışmasızlık bölgesi, 14-15 Eylül 2017 tarihlerinde yapılan altıncı Astana toplantısında ilan edilmiştir.

Astana toplantılarının üç garantör ülkesi arasında sağlanan mutabakat uyarınca, sözkonusu üç ülkeden gözlemciler, çatışmasızlık bölgesinin sınırlarını teşkil eden güvenlikli bölgelerde oluşturulacak kontrol ve gözlem noktalarında konuşlandırılacaktır. Gözlemci kuvvetlerin asli görevi, rejim ve muhalefet arasında çatışma yaşanmasını engellemek ve olabilecek ateşkes ihlallerini izlemek olarak tanımlanmıştır. Gözlemci kuvvetlerin faaliyetlerinin eşgüdümü, üç garantör ülke arasında oluşturulacak Müşterek Koordinasyon Merkezi tarafından sağlanacaktır.

Türkiye, İdlip çatışmasızlık bölgesine ilişkin müzakere süreci boyunca, muhalefetin garantörü sıfatıyla sahadaki muhalif grupların yaklaşım ve değerlendirmelerini de dikkate alarak mutabakatın hayata geçirilmesinde belirleyici rol oynamıştır. İdlip çatışmasızlık bölgesinin ilan edilmesi, Suriye'de sahada yaşanan gerginliğin azaltılması amacıyla Mayıs ayında imzalanan muhtıranın hayata geçirilmesindeki son aşamayı teşkil etmektedir. İmzalandığı günden itibaren sahada yaşanan ateşkes ihlallerinin sayısında önemli düşüş sağlayan muhtıra, bu son gelişmeyle birlikte, BM arabuluculuğunda Cenevre'de yürütülmekte olan siyasi sürecin ilerletilmesi için sahada gerekli koşulların hazırlanmasına önemli katkıda bulunmaktadır. Suriye ihtilafının ancak siyasi çözümle sona erdirilebileceğine inanan Türkiye, Astana toplantıları sayesinde kaydedilen bu ilerlemenin sağladığı ivmeyi, Cenevre toplantılarıyla Suriye'de ilerletilmeye çalışılan siyasi geçiş sürecine verdiği güçlü destekle sürdürmeye kararlıdır."

LAVRENTYEV: RUSYA, TÜRKİYE VE İRAN, İDLİB'E GÖZLEMCİ GÖNDERECEK

Kazakistan'ın başkenti Astana'daki Suriye görüşmelerinde Rus heyetine başkanlık eden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, garantör ülkeler Rusya, Türkiye ve İran'ın İdlib'deki gerilimi azaltma bölgesinde ateşkesi gözetlemek için gözlemci birimleri göndereceğini söyledi.

Astana-6 görüşmeleri kapsamında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Lavrentyev, "Bu konuda fikir ayrılığı yaşanmadı. İdlib'deki cephe hattına garantör ülkeler Rusya, Türkiye ve İran gözlemci birimleri gönderecek. Mekanizma ve özel lokasyonlarla ilgili kararlar, garantör ülkelerin mutabakatıyla alınacak" dedi. Lavrentyev, İdlib'de toplam bin 500 gözlemcinin görev yapacağını da belirtti. Her ülkenin 500'er gözlemci göndereceğini kaydeden Lavrentyev, "Gözlemcilerin görev yapacağı alanlar, anlaşmanın uygulanma sürecinde Rusya, Türkiye ve İran'ın mutabakatı sonucunda belirlenecek" ifadelerini kullandı. İdlib'deki gerilimi azaltma bölgesinde görev yapacak birimlerden de bahseden Lavrentyev, burada Rusya, Türkiye ve İran'dan askeri polislerin görev yapacağının altını çizdi.

Lavrentyev, Rusya'nın güneydeki gerilimi azaltma bölgesinin kontrolü için Golan Tepeleri'nde BM misyonunun yeniden görev yapması yönünde öneride bulunduğunu da söyledi. Rus diplomat, "Mevcut durumdan çıkış yolu arıyoruz ve farklı alternatifler sunuyoruz. Golan Tepeleri'ndeki sınır bölgesinde BM misyonunun işleyişinin yeniden tesis edilmesini çıkış yollarından biri olarak görüyoruz" dedi. Başarı sağlanması ve çatışma hattının tamamında BM misyonunun görevine yeniden başlamasının temin edilmesi halinde, Suriye krizinden önce ülkenin en sakin noktalarından biri olan bölgede 2011 yılının başındaki duruma geri dönülebileceğini düşündüğünü kaydetti.

Lavrentyev, Suriye-İsrail sınırında çok sayıda silahlı muhalif bulunduğuna dikkat çekerek iki ülke arasındaki sınır hattındaki sorunların devam ettiğini sözlerine ekledi. Lavrentyev, Suriye'deki güney gerilimi azaltma bölgesi için ABD ve Ürdün'le memorandum imzalayan Rusya'nın Türkiye ve İran adına da hareket ettiğini belirtti.

Lavrentyev, "Rusya, ABD ve Ürdün'le güney gerilimi azaltma bölgesiyle ilgili memorandumu, memorandumu imzalayan taraf olmak için değil, gerilimi azaltma bölgesi kurma amacına ulaşmak için imzaladı. Rusya, bu memorandumda diğer garantör ülkeler Türkiye ve İran adına da hareket etti. Bu iki ülkeye yapılan çalışmalar hakkında düzenli olarak bilgi vereceğiz" diye konuştu.

'25 BİN ASKERLE İDLİB'E GİRİLECEK' İDDİASI

Sınır ve kent merkezi başta olmak üzere el Kaide öncülüğündeki Tahrir Şam Heyeti'nin hakimiyetindeki İdlib'de sürecin nasıl işleyeceğine dair bugün Yeni Şafak'ta yer alan iddiaya göre 25 bin TSK mensubu, 'Fırat Kalkanı'nda da yer alan cihatçılarla birlikte İdlib'e girecek.

Habere göre, bu ay içerisinde başlaması planlanan operasyonla TSK birlikleri, Hatay’ın Yayladağı ve Reyhanlı ilçelerinden girerek İdlib’in 35-50 kilometre derinine kadar ilerleyecek. En az 35 kilometre derinliğe, 130 kilometre de uzunluğa sahip olacağı ifade edilen bölge, İdlib’in Hatay’a bakan batı kesimini oluşturuyor.

Yeni Şafak'ın yayınladığı haritaya göre İdlib'deki paylaşım şu şekilde olacak:

  • Kaynak: Yeni Şafak

TAHRİR ŞAM HEYETİ: TÜRKİYE İLE DENGELİ İLİŞKİLER GELİŞTİRİLMELİ

İdlib'i büyük oranda kontrol eden Tahrir Şam Heyeti'nden Ebu Abdullah eş Şami, kendilerini TSK ile çatışmaya sokacak bu gelişme öncesi yaptığı açıklamada "Hey’et’in yapısının üzerine tesis edildiği temellerden birisi, diğer ülkelerle dengeli ilişkiler geliştirmekti. Bundaki öncelik ise, Şam’da cereyan eden olaylardan etkilenmesi bizim de orada olanlardan etkilenmemiz hasebiyle Türkiye idi. Biz hiçbir zaman diğer ülkelerle, ‘bağlılık’ olmadan devrimin, cihadın ve Ehli Sünnet’in maslahatlarına hizmet eden ilişkiler kurulmasının bir hata olduğunu söylemedik. Bilakis bu, kapalı olmayan bir meseledir" dedi.

AHRAR ŞAM'DAN ASTANA MESAJI

Tahrir Şam Heyeti'nin İdlib'de bir süre önce savaştığı ve pek çok bölgeyi elinden aldığı Ahrar Şam ise Astana'daki görüşmelere katılacaklarını söyledi. MepaNews'ün haberine göre Ahrar Şam Lideri Hasan Sufan,  "Cihad meydanlarında gösterdiğimiz sebat ve binlerce şehit vermemizin ardından şimdi de haklarımızı korumak için müzakere masasında savaşacağız. Tüm devrimci güçlerle ortaklık içindeyiz. Durumun aciliyeti olağanüstü kararlar alınmasını gerektiriyor. Dinimize göre de bu tür kararlar alınması mümkündür. Ahrar'uş Şam savaş meydanlarında her zaman önde olmuştur" şeklinde konuştu.

İDLİB'DE SON DURUM

İdlib, Mart 2015'te Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan'ın organizasyonuyla oluşturulan 'Fetih Ordusu' ve Türkiye merkezli operasyon odasının yönettiği harekatla cihatçıların kontrolüne geçmişti. Ancak o günden bu yana hem Suriye'deki güç dengeleri önemli oranda değişti hem de 'Fetih Ordusu'nun içerisindeki cihatçı yapılar(el Kaide biatlı Nusra ve Ahrar Şam) arasında ciddi ayrışmalar yaşandı ve Tahrir Şam Heyeti bu süreçten güçlenerek çıktı. (DIŞ HABERLER)

ÖNCEKİ HABER

Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik gözaltına alındı

SONRAKİ HABER

İşsizlik oranı yüzde 10,2 oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa