Madra: Kim verebilir bu çocukların çocukluklarını onlara
Madra Dağı maden ocaklarının tehdidi altında.

C. Saffet YILMAZ
Balıkesir
BURÇEP’in bir güzel etkinliğinde daha, çevre dostlarıyla birlikte, Madra Dağı’ndaydık.
İvrindi’den, Bergama’ya, Burhaniye’den, Havran’a ve Ayvalığa kadar birçok insanın, bitkinin,yaban hayatın, su kaynaklarının yaşam alanı olan, fıstık çamı, organik tarımı, çamı, ormanı, doğası, kültürü,toprağı, suyu ile değerini fark etmediğimiz Madra’da.
Son gelinen katliam noktasını ve kesin rakamların ne olduğunu bilmemekle beraber, Türkiye’de son yıllarda 43 bin 500 maden ocağı için işletme ruhsatının alındığını biliyoruz. 19 tanesine arama ruhsatı verilen, 13 tanesinin de sonradan ilave olduğu maden ocaklarından ikisi Madra’da bugünlerde faaliyetlerine başladı. ÇED raporlarında delme, patlatma, sondajlama, siyanürlü ayrıştırma havuzları, yani kısaca biz Madra’yı nasıl Madra olduğuna pişman ederiz hesapları yapılıyor bugünlerde.
İvrindi ile Burhaniye sınırları içerisinde olan TÜMAD madenciliğin Karadere’ye uzaklığı 8 kilometre. Yani Burhaniye’nin içme suyu Düdüklü’nün kaynağının hemen yanı başında.Bu madenin Kurucuoluk ve Karadere/Güzle yaylasının çok yakınına kadar ruhsatlandırması alınmış. 439 sondaj çalışması yapılmış, 3 adet su kuyusu siyanürlü altının işleme ve ayrıştırılması için açılmış. Tüm bu işlemlerin sonucunda çıkarılacak altın 1 tonluk taştan,topraktan 1,2 gr ile 12.65 gram arasında olacak. Ekonomik ömrü 10 yıl olarak öngörülen maden arama çalışmalarından sonra ciddi zehirli çöp ve atık yığınları oluşacak, dereler ve yer altı kaynak suları kirlenecek.Bozulan bitki örtüsü ile bu alanlar bir daha kullanılamaz hale gelecek. İşte biz bugün hangi değerlerimizi yitireceğimizi görmek/göstermek için Madra’daydık.
Kırtık-Sinekli ve Gölcük Yaylası…Yaylada yaşayan güzel insanlarımız. Dağda yaşamanın zorluğuna rağmen, çaylarına, daldaki eriğine ortak ettiler bizi.
‘Y’leri söyleyemediği için adını bir türlü anlayamadığımız Ecrin’le abisi Emre de yürüdü bizimle yaylada. Yarısı kesilmiş bidonun içine oturarak tepeden slalom yaparak kayan Emre’nin yüzündeki mutluluğu kim çizebilir ki en hakikisinden şehirdeki çocukların yüzüne.
Kim verebilir bu çocukların çocukluklarını onlara 3-5 yıl sonra talan edilmiş yaylalarında?
Toygar kuşunun masalını dinleyemeyecek belli ki onların çocukları. Biz bu çocukların yüzüne nasıl bakacağız sonrasında. Affedin bizi çocuklar, Madra’yı kanatırlarken, ağlatırlarken biz seyrettik, nasıl diyeceğiz?
Biz bugün Madra’daydık. Mağrur yalnızlığında, içimize çektik güzelliğini havasının. Özgürce açtık ellerimizi körfeze.Türküler söyledik rüzgarın dilinde.
Evrensel'i Takip Et