13 Mayıs 2017 00:45

Gerçek bir Çiftçi Günü için mücadeleye

Tüm Üretici Köylüler Sendikası Genel Başkanı Sadık Turan, çiftçilerin üretim sürecinde yaşadıkları sorunları yazdı.

Paylaş

Sadık Turan 
Tüm Üretici Köylüler Sendikası Genel Başkanı

Her yıl 14 Mayıs’ta Dünya Çiftçiler Günü nedeniyle çiftçiler hatırlanıyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve Başbakan tarıma en çok payın kendi dönemlerinde ayrıldığını, en çok krediyi kendilerinin kullandırdıklarını anlatıyor. AKP hükümeti 15 yıllık iktidarında ne kadar tarıma pay ayırdığını söylese ortada bir gerçek var ki o da tarımın biriken sorunlarının artık gizlenemeyeceğidir.

Üretici mazot, ilaç, gübre ve hatta tohumluk fiyatına yetişemediği gibi fındıktan buğdaya, çeltikten ay çiçeğine, mısırdan pancara ürününü maliyetine ya da maliyetin bile altında satmak zorunda kalıyor. Tarımda ithalatçı politikalar üretimi olumsuz etkilerken, çiftçinin iş ve ekmek için büyük şehre göçü artıyor.

AKP iktidarı 15. yılında artan et fiyatları ve hayvancılıkta yaşanan sorunlara ithalatla çözüm bulmaya çalışıyor. 1 kg sütle 1 kg yem alamayan besiciler, artan ithalat ve düşen et fiyatı karşısında çaresiz. Fakirin sofrasının yemeği kuru fasulye ve nohut böyle giderse etle yarışacak. Hükümetin çözümü gümrük vergisini düşürerek ithalatın önünü açmakla sınırlı. Kanada da stratejik ürün kapsamına alınan bakliyat bizde “Bastır parayı al kuruyu” yöntemiyle ele alınıyor. Üretiminin bu denli bitirildiği, üretimden koparılan köylülerin büyük şehirlere işsizler ordusuna katılmak üzere göç ettiği bir dönemde, Çiftçiler Günü’nde bu durumun sorumlusu AKP Hükümetine karşı birleşmeli, örgütlenmeli ve ithalata dayalı tarım ekonomisine karşı AKP Hükümetinden hesap sormalıyız.

MAZOTTA ÖTV KALDIRILSIN

Üretici köylüler tarımsal üretimde mazota gemilerin, lüks yatların üç katı bedel ödüyorlar. Uluslararası taşımacılıkta gemi sahipleri rekabet etsin diye ucuz mazot verdiğini söyleyen AKP Hükümeti, iş üretici köylünün rekabet etmesine gelince onlara dünyanın en pahalı mazotunu kullandırıyor. Mazottan ÖTV’nin kaldırılmasını istiyoruz.

Şirketler bile elektriği ucuza kullanırken üretici köylüler sulama suyunda kullandıkları elektriği pahalıya kullanıyorlar. Diyarbakır’da sulamada kullandıkları elektrik borcunu ödeyemeyen köylülerin tarım destekleri bloke edilmiş durumda. Gübre ve zirai mücadele ilaçlarını bir çok ülke çiftçisinden 2-3 kat fazla para ödeyerek kullanıyorlar. Bankalara olan kredi borçları ve bu nedenle tarlası, evi, bağı, bahçesi ya da traktörü haciz edilen üretici köylüye gününüz kutlu olsun demek alay etmektir.

TARIMA AYRILAN PAY HER YIL AZALIYOR

AKP kendi çıkardığı Tarım Kanunu’nda; ‘Tarıma ayrılan pay milli gelirin yüzde 1’inden aşağı olamaz’ demesine rağmen, tarıma ayrılan payı binde 5’in altına düşürmüştür. Yani başbakan, tarım bakanı 15 yılda tarıma ne kadar destek ayırdığını anlata dursun her yıl tarıma ayrılan pay biraz daha azalmaktadır.

15 yılda ithal mısırdan üretilen nişasta bazlı tatlandırıcı üretimi artarken, şeker pancarı üretimi kotalar nedeniyle sürekli azalmıştır. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi mahkeme kararlarına rağmen hâlâ gündemdedir. Köylü şeker pancarını üretmek istiyor, işçi işlemek istiyor, nakliyeci taşımak istiyor ama AKP köylünün de, işçinin de, üretimin de önünde engel oluyor.

TÜTÜN, FINDIK VE ÇAY...

Tekel özelleştirilerek tütün üretimi tamamen Virginia tipi tütüne terk edildi. Bölge illerinde tütün üreticilerinin tütünü ellerinde kaldığı gibi bir de kaçakçı muamelesi görüyorlar. Dünyanın fındığını biz üretiyoruz ama fiyatı İtalyan şirket belirliyor. Çayda kontenjan uygulaması tam bir kota sistemi olarak çalışmakta ve çay üreticileri kontenjan nedeniyle ÇAYKUR’a veremedikleri çaylarını özel çay şirketlerine vermek zorunda kaldıkları gibi bazen paralarını bile alamıyorlar. Randevulu sistem vs. sonuçta çay üreticisi çayının hepsini ÇAYKUR’a veremediği için özel çay şirketlerinin dayattığı fiyatı kabul etmek zorunda kalıyor. ÇAYKUR’un fona devredilerek satılması planları da cabası. 

TABAN FİYAT ÜRETİCİNİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRMÜYOR

Buğdayda açıklanan taban fiyatlar hiçbir yıl üretici köylünün yüzünü güldürmediği gibi, çoğu TMO ajansının kapalı olması nedeniyle buğday alımı yapmaması, açık olanlarınsa ‘Alıyormuş gibi yapması’ nedeniyle üretici köylüler malını tüccara vermek zorunda kalıyor. TMO müdahale alımında yetersiz kalınca açıklanan fiyat da piyasada taban fiyat yerine tavan fiyat olarak işlev görüyor.

İTHALATÇI, TÜCCAR, TEFECİ BAYRAM EDİYOR

Gelinen noktada Dünya Çifçiler Günü’nde çiftçi-köylü hariç herkes bayram ediyor. İthalatçı tarım ürünleri ithalatı nedeniyle, aracı, tüccar ithalat ve suni piyasa dengeleri nedeniyle, bankalar ve tefeciler her gün daha çok borçlandırdıkları köylüler nedeniyle, AKP Hükümeti ise uyguladığı tarım politikaları sonucu yoksullaşan üretici köylüyü aç ve muhtaç hale getirip dağıttığı sadaka ile kendine oy deposu haline getirmesi nedeniyle bayram ediyor. Üretici köylü ise kara kara içine düştüğü durumdan çıkacağı günü düşünüyor.

Gerçek bir çiftçi günü için üretici köylüler;

  • Tarım ürünleri ithalatının yasaklanmasını,
  • Üretimin önündeki tüm kotaların kaldırılmasını,
  • Tüm tarım girdilerinin (ilaç, gübre, tohum, akaryakıt, motor, kredi vb.) maliyetlerinin ucuzlatılmasını. ÖTV’nin kaldırılarak, KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesini ve devlet desteği uygulanmasını,
  • Taban fiyatının ürün çıkmadan üretici köylüler tarafından belirlenmesini,
  • Enerji ve kirli sanayi politikaları nedeniyle tarım alanlarını, meraları, zeytinlikleri talana açan tüm düzenlemelerin kaldırılmasını istemektedirler.

Bunları AKP gibi sermayedarların partisi olan muhalefet partilerinin yapacağını sanmak ya da onlardan beklemek ancak ölü gözünden yaş beklemek anlamına gelecektir. Üretici köylüleri gerçek bir Çiftçi Günü için mücadeleye ve sendikalarında örgütlenmeye çağırıyoruz.

ÖNCEKİ HABER

İstanbul LGBTİ+ açlık grevine ses verdi

SONRAKİ HABER

ODTÜ'de 7. Onur yürüyüşü düzenlendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...