05 Aralık 2016 17:19

Dargeçit JİTEM davasında savcı ve kaymakam dinlenecek

3’ü çocuk, 8 kişi ile bir uzman çavuşun zorla kaybedilmesine ilişkin açılan 'Dargeçit JİTEM' davası görülmeye devam ediliyor.

Paylaş

Mardin'in Dargeçit ilçesinde, 29 Ekim 1995 ve 8 Mart 1996 tarihleri arasında gözaltına alındıktan sonra zorla kaybedilen 3’ü çocuk 8 kişi ile ailelere bilgi verdiği iddiasıyla Uzman Çavuş Bilal Batır'ın kaybedilmesine ilişkin 18 kişi hakkında “taammüden öldürme” suçundan açılan "Dargeçit JİTEM” davasının 6'ıncı duruşması Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Kaybedilen Davut Altınkaynak’ın (13), Seyhan Doğan (14), Nedim Akyön (16), Mehmet Emin Aslan (19), Abdurrahman Olcay (20), Abdurrahman Coşkun (21), Hikmet Kaya (24) ve Süleyman Seyhan’ın (57) aileleri ve avukatların hazır bulunduğu duruşmada, sanık dönemin İlçe Jandarma Komutanı olan Mehmet Tire’nin ifadesi Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde SEGBİS aracılığıyla alındı.

İfadesi alınan Tire, söz konusu kaybedilme olaylarının yaşandığı tarihlerde Dargeçit’te bulunmadığını iddia etti.

'O TARİHLERDE İZİNDEYDİM' DEDİ

3 Kasım 1995’te yaralandığını ve tedavi sürecinden dolayı hava değişimi iznine çıktığını ileri süren Tire, 17 Mart 2016'ya kadar Bodrum’da, hava değişimi izninde olduğunu söyledi. Bu süreç içerisinde hiçbir şekilde Dargeçit’e gitmediğini söyleyen Tire, mahkeme heyetinin katledilenleri tanıyıp, tanımadığını sorması üzerine ise, sadece Uzman Çavuş Bilal Batır’ı tanıdığını belirterek kendisine yönelik suçlamayı reddetti.

‘KAYIPLARLA İLGİLİ DETAYLI BİR ARAŞTIRMA YAPTIK’

17 Mart’ta Dargeçit’e geri dönmesinden sonra ilçede yaşanan olaylara ilişkin İlçe Jandarma Komutanlığı personeli olan Haydar Topçam, Kerim Şahin ve Mahmut Yılmaz ile görüştüğünü belirten Tire, şunları söyledi:

“Böyle bir şey olup, olmadığını sordum. Ancak herhangi bir gözaltı işlemi olmadığını bana söylediler. Bahsettiğiniz dönem, Güneydoğu'da terörün en yoğun olduğu zamanlardı. Gelen şikâyetler üzerine biz de kayıp olan şahıslarla ilgili detaylı bir araştırma yaptık. Zaten ilçede hemen her gün çatışma yaşanıyordu. Ancak yapılan bu araştırmalar neticesinde herhangi bir şey elde edemedik.”

MİT RAPORUNDAN HABERİ YOKMUŞ

Dönemin İlçe Jandarma Komutanı Tire’nin bu ifadeleri sonrası söz alan Avukat Erdal Kuzu, Tire’ye o dönem 15 kişinin gözaltına alındığının yer aldığı MİT raporunu sordu.

Tire, yöneltilen bu soruya “29 Ekim tarihinde 2 öğretmenin öldürülmesi olayından sonra MİT tarafından 15 kişinin gözaltına alındığı belirtilmişse de ben o dönemde yaralanmamdan dolayı Dargeçit ilçesinde değildim. Bu nedenle gözaltı işlemlerinden benim haberim yoktur” yanıtı verdi.

‘OĞLUM SU İSTEDİ VERMEDİLER’

Ardından aileler tanık olarak dinlendi. Asker ve korucuların evlerini basarak yakınlarını gözaltına aldıklarını bir kez daha dile getiren aileler, adalet taleplerini yineledi.

Davut Altınkaynak’ın annesi Hayat Altınkayak, birlikte gözaltına alındıkları oğlu ile karakolda 3 gün boyunca kaldığını vurguladı. Karakolda oğlunu en son elleri bağlı halde tavana asılmış olarak gördüğünü anlatan anne Altınkaynak, su istemesine rağmen verilmeyen oğlunu o günden sonra bir daha görmediğini ifade etti.

‘TİRE BABAMI TEHDİT ETTİ’

Salonda hazır bulunan Hikmet Kaya’nın ağabeyi Abdulkerim Kaya ise, sözkonusu tarihlerde ilçede olmadığını öne süren Mehmet Tire’nin ilçede olduğunu söyledi.

Olayın yaşandığı tarihte askerde olduğunu, ancak izne geldiğinde babasıyla savcılığa dilekçe vermeye gittiğini dile getiren Kaya, “Kendisiyle birlikte gitmiştim. Kapıda bekliyordum. Savcının yanında Mehmet Tire de vardı. Babama hitaben; 'Bir daha dilekçe yazarsan seni de oğlunun yanına göndereceğim' dediğine şahit oldum. Bu hususun tutanaklara geçmesini istiyorum” dedi.

Kaya’nın bu anlatımları duruşma tutanaklarına geçirildi.

Katledilenlerin yakınlarının bu anlatımlarının ardından Avukat Erdal Kuzu, mahkeme heyetinden dava sanıklarının tutuklu yargılanmalarını talep etti.

DÖNEMİN SAVCI VE KAYMAKAMI DİNLENECEK

Verdiği ara kararında bu talebi reddeden mahkeme heyeti, sanıklar hakkında verilen “adli kontrol” hükümlerinin devamına ve suç tarihinde Dargeçit’te Cumhuriyet Savcılığı yapan Adem Kul ve Kaymakam Talip Yel’in bir sonraki duruşmada SEGBİS vasıtasıyla dinlenmesine karar vererek duruşmayı 13 Mart 2017 tarihine erteledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ...

Mardin’in Dargeçit ilçesinde 29 Ekim 1995 ile 08 Mart 1996 tarihleri arasında biri uzman çavuş 3’ü çocuk, 8 kişinin zorla kaybedilmesiyle ilgili yürütülen soruşturmada 30 Ekim 2014 tarihinde ilk iddianame hazırlandı. İddianamede dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Dargeçit Merkez Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz, Karakol Komutanı Yardımcısı Haydar Topçam ve Uzman Çavuş Kerim Şahin’in “taammüden öldürme” suçundan yargılanmaları istendi.

Ancak soruşturma dosyasında şüpheli olarak adları geçen, çoğu korucu 16 kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi ve Hikmet Kaya’nın zorla kaybedilmesi dosyaya dahil edilmedi. İHD Mardin Şubesi’nin bu karara itirazını kısmen kabul eden Midyat Sulh Ceza Mahkemesi, kayıp Hikmet Kaya adına yapılan başvuruyu delil yetersizliğinden dolayı reddetmekle beraber, takipsizlik kararı verilen şüpheliler hakkında ek iddianame hazırlanması talebini kabul etti.

Hazırlanan ikinci bir iddianameyle Faruk Çatak, Mahmut Ayaz, Naif Çelik, Ramazan Savcı, Kemal Kaya, Mehmet Acar, Faik Acar, Hüseyin Altunışık, Mehmet Emin Çelik, Sadık Çelik, Fethullah Çelik, Osman Demir, Bahattin Ergel davaya dahil edildi. Dava henüz başlamadan “güvenlik gerekçesiyle” Adıyaman Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledildi.

01 Ekim 2015’te Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmanın ardından mahkeme, sanıklardan Mehmet Tire’nin yargılanması için HSYK’dan izin alınması talebinde bulundu.

29 Aralık 2015 tarihli 2. duruşmaya ise mağdur aileler ve Dargeçit’te bulunan müdahil avukatlar Dargeçit’te devam eden sokağa çıkma yasağı nedeniyle katılamadılar. Bu duruşmada mağdur ailelerin avukatları HSYK’dan izin talep eden mahkeme heyeti için ‘reddi hakim’ talebinde bulundu.

3 Mayıs 2016 tarihli 3. duruşmada soruşturma kapsamında yapılan kazılarda bulunan insan kemiklerinin Davut Altınkaynak ve Nedim Akyön’e ait olduğunun kesinleştiği Adli Tıp Raporu gündeme geldi. Sanıklardan Kerim Şahin ve Fethullah Çelik SEGBİS aracılığıyla ifade verdi. Müşteki avukatlarının, “güvenlik gerekçesiyle” duruşmalara getirilmeyen sanıkların mahkemeye getirilmesi ve yüz yüze dinlenmesi yönündeki talepleri bir kez daha reddedildi.

3 Ekim 2016 tarihli duruşmada, zorla kaybedilenlerin yakınları tanık olarak dinlendi. Sırasıyla Abdurrahman Coşkun’un ağabeyi Abdulgafur Coşkun, Davut Altınkaynak’ın kardeşinin eşi Kania Altınkaynak, Nedim Akyön’ün kardeşinin eşi Zeliha Akyön ve Süleyman Seyhan’ın eşi Mümine Seyhan’ın tanık olarak ifade verdiler. Kaybedilen ailelerinin avukatları, 14 Temmuz 2016 tarihli duruşmada sanık Mehmet Tire’nin SEGBİS’le ifadesinin alınması yönündeki kararına rağmen mahkemenin gerekenleri yapmadığını savunarak, Mehmet Tire başta olmak üzere tüm sanıkların tutuklu yargılanmasını, şayet kabul edilmezse tamamına adli kontrol şartı ve yurtdışı yasağı getirilmesini talep etti. Mahkeme ara kararında tutuklama talebi reddedilirken, tüm sanıklar için adli kontrol ve yurtdışı yasağı getirilmesine, Mehmet Tire’nin SEGBİS sistemi ile ifade vermesi için zorla getirilmesine karar verilerek, bugüne ertelendi. (DİHABER)

ÖNCEKİ HABER

Violet ve Beatrice için adalet çağrısı

SONRAKİ HABER

Af Örgütü Raporu: Sur’da 40 bin kişinin hayatı altüst oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...