04 Aralık 2016 16:43

Üniversiteli bir genç, neden özel harekâtçi olmak ister?

İçerde ve dışarıda savaş politikaları, her alanda kendini hissettiriyor. Bu durumu ise gençlik, gelecek kaygısı ile takip ediyor.

Paylaş

Cemal ÖZBAY
Kayseri

İçerde ve dışarıda savaş politikaları, her alanda kendini hissettiriyor. Bu durumu ise gençlik, gelecek kaygısı ile takip ediyor. Geleceğini göremeyen gençler, “kısa yoldan zengin olmak” gibi düşünceler girdabına kendini hapsediyor. AKP iktidarının dışarıda başarıya ulaşamamış savaş politikalarını, “dışarıda başarı” için değil de içerde milliyetçiliği yedeklemek üzere sürdürdüğü herkes tarafından tespit ediliyor. Şoven, milliyetçi duygunun gençlik içerisinde yaygınlaştırılması için de hükümetin tüm organları seferberlik ilan etmiş görünüyor. Gençliğin gelecek kaygısıyla milliyetçi, şoven akımlardan etkilendiğini bazı örneklerle görebiliyoruz. Otobüs duraklarında, yemekhanelerde, kantin sıralarında, kampüs içi her alanda duyduğumuz şey hep aynı: “Polis Özel Harekâta on bin alım yapılacak!” 
“FARKINDA MISINIZ BİLİM ÜRETEMİYORUZ“
Aslında gelecek kaygımız çok uzun yıllardan beri devam ediyor. İlkokuldan itibaren amansız bir yarışın içine sokulup, sıra arkadaşlarımızı bize rakip gösteren sınav sistemine tabii tutuluyoruz. Lise sıralarında bilimsellikten uzak bir eğitimle üniversite sınavları için koşturmaya başlıyoruz. Elbette yeteneklerimizin ve ne istediğimizin kimse için bir önemi olmuyor bu sistemde. Üstüne bir de, şifrelerle, torpillerle “emeğimizi emanet sayanlar” tarafından bir kez daha emeğimiz çöpe atılıyor. 
Bu uzun yollardan geçebilenlerimiz üniversite hayatına adım atıyor nihayet. Birçok sorunu lise sıralarında bırakıp yepyeni bir hayata adım attığını düşünenler de oluyor aramızda. Fakat ilk aydan itibaren sorunların bitmediğini, gelecek kaygımızın büyüyerek yeniden hayatımızın merkezine oturduğunu fark ediyoruz. Mesela Eğitim Fakültesi’nde okuyan arkadaşlarımızı KPSS derdi yetmiyormuş gibi bir de mülakat bekliyor. Hem de öğretmenlik mesleğiyle alakası olmayan sorularla dolu, insanları fişlemek ve birilerinin kendi istihdamını yaratmak için devreye soktuğu bir mülakat! 
Gençler ölümü dahi göze alıp, kendilerine “parlak” bir gelecek hazırlamayı hedefleyerek polis özel harekat sınavlarına başvuru yapıyor. Gençlerin ölüm ve yaşam arasında sıkışan planları, “Ben gider doğuda beş ya da altı yıl görev yaparım. Ölmeyip batıda çalışmaya devam edersem, emniyette yüksek kademelerde ve iyi bir maaşla hayatımı devam ettiririm.” sözleriyle karşımıza dikiliyor. Bu mesleği icra etmeye başladığında, hayatının daha iyi bir noktaya gideceğini düşünen gençler daha mesleğin başında hayatlarından oluyor, ölmeyenler mesleği terk ediyor ve mesleğe devam edenler ise psikolojik ve fiziksel olarak ağır hasarlar alıyor.
Sınavlara başvuranlar arasında şehir ve bölge planlama öğrencilerinden tutalım uluslararası ilişkiler, İngilizce öğretmenliği ve tarih bölümü öğrencilerine kadar birçok alandan üniversiteliler de var. Bizler parasız ve bilimsel eğitim talep ederken, aldığımız eğitim bunun tam karşısında yer alıyor. Eğitimden ve bilimden yana hocalarımız baskı altındayken, biz öğrenciler her gün bilim üretmekten uzaklaştırılıyoruz. Şehir bölge planlama okuyan bir öğrenci, şehirleri nasıl güzelleştireceğini düşüneceği yerde, özel harekâtçı olmayı ve şehirleri yerle bir etmeyi tercih ediyor.
BUGÜN DEĞİL DE NE ZAMAN?
Bu milliyetçi ve şoven ablukayı dağıtmak için, tüm gençlik kesimleriyle taleplerimiz etrafında bir mücadeleyi örgütlemekten başka çıkar yolumuz yok. Eğer hemen bugünden başlayarak tüm halkların kardeşliğini, parasız, bilimsel ve laik eğitimi savunmazsak, birçoğumuz savaşlara ve hepimiz geleceksizliğe kurban gideceğiz. Gençliğin geniş kesimlerini bir araya getirecek, taleplerin belirlenmesi ve bunun etrafında mücadele faşizme karşı mücadelenin tarihi notudur. Savaş çığırtkanlığı yapanlara verecek en güzel cevabımız mücadelemizle kazandığımız aydınlık bir gelecek olacak. Taleplerimiz ve geleceğimiz için vereceğimiz mücadele hepimizin ortak kurtuluşu olacak.
Ne duruyorsun, bugün değil de ne zaman?

ÖNCEKİ HABER

Bir kavram: Meta fetişizmi

SONRAKİ HABER

Geleceğimiz tutuklu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa