22 Mayıs 2012 12:41

Deli bunlar be!

Zeliha Gürel

Bir sürüde üç kaz
Biri doğuya uçtu
Biri batıya uçtu
Biri de kafesten kaçtı.

Sanatın -hangi dalı olursa olsun-  temel işlevi; insanın dünyadaki varlığını ve bu varlıktan kaynaklanan sorunlarını, duygularını, hayallerini anlamak ve daha nice insanlık hallerini her haliyle topluma duyumsatmaktır.  
Muhafazakar sanat tartışmaları, tiyatroların özelleştirilmesi derken bugün bu gerçeğin göz ardı edilerek hükümetin istediği sanatın, sanatçıya dayatıldığını görüyoruz. Devlet adamlarının ‘Benim izin verdiğim konuları benim istediğim şekilde gösterebilirsin’  bakış açısı sadece sanatçı için değil toplum için çizilen sınırı da imliyor.
Kocaeli Şehir Tiyatrolarında bir sezondur gösterilen ‘Kafesten Bir Kuş Uçtu’ (Guguk Kuşu) adlı oyun  iktidarlar tarafından her daim çizilen sınırları sorgulayan etkili bir oyun. Ken Kesey tarafından 1962 yılında roman olarak yazılan ve 1963 yılından itibaren  bir çok kez tiyatro ve sinema uyarlamaları yapılan bir ‘deliliğe övgü’ şiiri diyebiliriz Guguk Kuşu’na.

KİM DELİ KİM AKILLI?

Deli ile akıllı çelişkisi toplum içinde hep kendine yer edinmiştir. Etrafımızdaki her deliye mantıklı bir hikaye bulmamız bundandır belki de. Çok düşünen, sorgulayan insanlara ‘bak delirirsin’ sözünü kullanırız sürekli. Çünkü kalıplar, baskılar  düşünen kişiyi bir çıkmaza sokar bu döngüyü kırmaya cesaret edene kadar.
Oyundaki deliler hastanesine gelen McMurphy bu döngüyü kırmayı deneyen kişidir. Hastanedeki baskının ifadesi olan hemşirenin hastaları iyileştirmekten çok deliliği perçinleştirme işlevine boyun eğmek istemez. Konuştuğu her kişinin aslında daha önce fark ettiği gerçekleri tekrar hatırlatır onlara.
Toplu terapilerde hastaların sorularına cevap vermekten çok o sorunların umarsızca didikleyen ve çare yerine daha çok kısıtlayıcı olan otoriteyi kabul etmez McMurphy. Böylece insan olmanın hissiyatını bağışlar deli arkadaşlarına canı pahasına. Yapamazsın, başaramazsın diyenlere göstermiştir gerçeği  deli arkadaşının ağzından: ‘Deli bunlar be!’
Oyun sonrasında dakikalarca ayakta alkışlanan oyuncular;  insanlık hallerinin, düşünüşlerinin, kavrayışlarının, durumlarının bir kalıba dökülemeyeceğini,  bunun cesaret gerektirdiğini en güzel şekilde sergilemişlerdi bir kez daha. Aklımızın ve duygularımızın kafesini kırmamız gerektiğini göstermişlerdi.
Her birimiz delilerin söylediği akıllı sözlerle döndük oyundan.
(Kocaeli/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et