Tribünlerin ahlakı, erkeklerin ıslahı!
Erdoğan bu öfkeli konuşmayı yaparken, aynı gün Zonguldak ve Hakkari’de, biri okulunun, diğeri evinin önünde 14 ve 15 yaşındaki iki kız çocuğu kurşunlanarak öldürülmüştü. Kadın cinayetleri o gün de, sonraki günlerde de devam etti, ediyor. Tecavüzcüler beraat ettiriliyor; savaş, dağlardan yeni ölüm haberleri getiriyor.
Roboskili kadınların sözle tarif edilmez acıları, cumartesi Annelerinin hepimizi boğan sonsuz kederleri ne köye, ne de meydanlara sığıyor. Pozantı, Sincan’da sürüyor. Çocukları da içine alan iş cinayetlerinin hesabı tutulamaz oluyor. HES’lerin sularını, topraklarını zehirlemesini istemedikleri için yol kesen köylü kadınlar, genç yaşlı demeden coplanıyor. Onar, yüzer işten atılan kadınlar direndikleri fabrika önlerinde aylarca haykırıyor...
Ama bunların hiçbiri Başbakanın nevrini döndürmüyor. “Kadınlar ellerinde koruma kararları olduğu halde patır patır öldürülüyor. Yarabbi nedir bu hal” demiyor. “Bir gecede çoğu çocuk 34 genç nasıl öldürülür, çocuklara nasıl tecavüz edilir, böyle bir şey kabul edilebilir mi” de demiyor.
Ya ne diyor?
“Biz sizi statları güzelleştirin diye gönderdik, siz erkeklerden beter çıktınız” diyor.
İşte asıl bu ayrımcı, yok sayıcı, cinsiyetçi bakış kadınların nevrini döndürüyor.
DİNİME SÖVEN MÜSLÜMAN OLSA!
Başbakan, “hanımların” maç performanslarına öyle öfkelenmiş ki, aynı sözleri, iki gün sonraki grup toplantısında da tekrarlamış: “…Çok daha ilginci bayanlar tribünlere çekildi ki tribünler çok daha bu noktada ahlaki bir standarda kavuşsun, ulaşsın diye. Ama baktık ki sadece bayanların ve çocukların olduğu maçlarda bile aman yarabbi küfür gırla gidiyor. Böyle bir spor anlayışı veya böyle bir futbol seyircisi olur mu? ‘Erkekleri kadınlar ıslah edecek’ diye beklerken baktık ki aman yarabbi hanımlarda da felaket bir tablo var. Onun için ülkemin bu noktada hanımlarına sesleniyorum; lütfen bu çirkin alışkanlıklardan bir defa kendinizi arındırın.”
“Ananı da al git” diyen bir Başbakan, kadınları arınmaya davet ediyor! Ama aynı davet, erkeklere yapılmıyor.
Evet, anlaşılan plan tutmadı. Cezalandırma veya güzelleştirme aracı olarak görülen kadın, statların şikelerle, şaibelerle daha da ağırlaşmış ortamını “düzeltemedi”. Öte yandan, amaç gerçekten bu olabilir. Yani, “kadınlar statlara gitsin, böylece erkekler kendilerine çeki düzen verir” yaklaşımı, muhafazakar kafalar için yaratıcı bir fikir olarak görülmüş olabilir. Kadını sadece aile içinde tarif eden, kutsal ailenin öznesi olarak değil, anne, eş, bakıcı rolleriyle değerlendiren AKP zihniyeti, kadınları, artık kontrol etmekte zorlandıkları statlara çeki düzen vermeye de salabilir. Buradan bakınca, yadırganacak bir durum yok.
Ancak, belli ki bu yaratıcı fikrin sahipleri planın işe yarayacağından öyle emindiler ki, kadınların stat ortamına uyacağına pek ihtimal vermediler. Ama işte evdeki hesap çarşıya yine uymadı. Onca zaman futboldan uzak tutulan kadınlar futbolu benimsedikçe, “racona” uymakta bir beis görmediler. Zira, Başbakan “hanımlara” yakıştırmıyor ama konuyla ilgili yapılmış haber ve analizlerden anlıyoruz ki, erkekler için küfrün gerekçesi neyse, kadınlar için de o. Ne yani, hatalı düdük çalan hakeme tepki göstermek erkeklerin hakkı mı sadece? Kadınların duygusu yok mu?!
Ve fakat erkek de, kadın da küfretmesin tabii. Sahalarda da, sokaklarda da şiddet olmasın, eyvallah. Ama şiddetin (her alanda) üretimini kolaylaştıran, hatta teşvik eden politikalar izleyip, sonra da kameralar önüne geçip “şiddete son” demek, en hafif deyimle ikiyüzlülük.
Cinsiyetçiliğin en ağır şekilde tezahür ettiği alanlardan biri olan spordan (futboldan) kadınları yıllarca uzak tuttuktan sonra, cezalandırma ya da güzelleştirme aracı olarak kadınları kullanmak, baştan aşağı sorunlu bir yaklaşım zaten. “Onların tribüne teşviği, erkekleri yola getirsin, kötü tezahüratı önlesin diye yapıldı” cümlesi de niyeti açık ediyor aslında. Yani, kadınlar futbolu sevsin, taraftarlık ruhunu anlasın falan diye değil, küfrü, kaba saba hareketleri önlesinler, en azından azaltsınlar diye gönderiliyorlar. Yoksa ne işleri var statlarda?!
SPOR ANNELİĞİ VE İDEAL ÖLÇÜLERİ BOZAR!
Gel gelelim, bu ülkede sporun eril bir alan olmasının tek sorumlusu AKP değil elbette. Zira, cumhuriyetten bu yana kadının hangi sporlarla, ne kadar ilgilenecekleri hep devlet tarafından belirlendi. Özellikle de boks, futbol gibi sertliğe dayalı sporlarla profesyonel olarak uğraşan kadınların kazanacağı fiziki görünüm, makbul kadın imgesinin dışında kalacağı için, seyirci olarak bile kadınların bu sporlarla ilgilenmelerine izin verilmedi. 19 Mayıs gösterilerinde yer alan liseli kızların etek-şort boylarını mevzu yapmış bir iktidar olarak AKP, bu işin en gönüllü sürdürücüsü olmuştur sadece.
Başbakan çok öfkelenmiş ama erilliğin hem sahada, hem de saha dışında bir dizi söylem ve pratikle inşa edildiği futbol, kadınların ezici çoğunluğunun gündemi değil. Keşke olsa ama sporun diğer dalları da öyle. Zira kadınlara öfkelenen Başbakanın bizatihi sorumlusu olduğu politikalar, kadınları sporun seyircisi olmaktan bile hâlâ uzak tutuyor. Ama her gün daha fazla kadın savaşa, kadın katliamlarına, tecavüze, kentsel dönüşüme, doğanın talan edilmesine, güvencesiz çalıştırılmaya, işten atmalara karşı çıkıyor. Ve galiba Başbakanın asıl bu tutuma nevri dönüyor! (KIRKYAMA)
Türkiyenin ilk kadın futbol takımı
1971 yılında 13 sporcudan oluşan ve Haluk Hekimoğlu’nun şahsi çabalarıyla kurulan İstanbul Kız Futbol Takımı ülkemizin ilk resmi kadın futbol takımıdır.
1973 yılında Dostluk Spor adını alan bu takım Türkiyede kadın futbol takımlarının kurulmasına öncülük etmiştir. O yıllarda kadın futbol takımlarının bulunmaması sebebiyle, maçlarda gençlerin ve futbolu bırakmış futbolcuların takımlarıyla maçlarını sürdüren Dostluk Spor Kadın Futbol takımı yaptığı başarılı çalışmalar sonucu, İzmir Filizspor, Ankara Nazende Spor, İstanbul Derya Spor, İstanbul Atılım Spor gibi kadın futbol takımlarının kurulmasını sağlamıştır. Ardından Kocaeli ve Samsun’da da kadın futbol takımları kurulmuştur.
1982 yılında kurulan Dinarsu Kadın Futbol Takımı ile daha üst seviyelere çıkan kadın futbolu, 1993 yılında oluşturulan ve 16 takımın katıldığı Türkiye 1. Kadın Futbol Ligi ile resmiyet kazanarak günümüze kadar varlığını korumuştur.
A ve B gruplarında yer alan 6’şar takımla futbola devam eden, Kadınlar 1.Liginde yer alan 12 takım şu şekilde sıralanmaktadır;
1.ATAŞEHİR BELEDİYE SPOR
2.KDZ.EREĞLİSPOR
3.GAZİ ÜNV. KIZILCAHAMAM MNTSPOR
4.İZMİT BELEDİYESPOR
5.FOMGET GENÇLİK VE SPOR
6.MERSİN CAMSPOR
7.LÜLEBURGAZ 39
8.KONAK BELEDİYESİ
9.TRABZON İDMANOCAĞI
10.ADANA İDMANYURDUSPOR
11.ÇAMLICASPOR
12.MEDİCAL PARK ANTALYASPOR
Evrensel'i Takip Et