Sağlıkta dönüşüm şiddeti arttırdı
Sağlıkta Dönüşüm Programı’na kadar hastanelerde güvenlik önlemlerine gerek duyulmadığına dikkat çekilen raporda, “performans” uygulamasının çalışma hayatında; özellikle de sağlık alanında yeri olmadığı Sağlık Bakanına hatırlatıldı.
SES, rapor aracılığıyla sağlıkta şiddetin önlenmesi ile ilgili görüşlerini Sağlık Bakanına iletti.
Hem rapor halinde hem de sözlü olarak aktarılan görüşler arasında “Sağlık alanında yaşanan şiddet, nedenleri ve yapılması gerekenler” yer aldı.
ŞİDDET NASIL ARTTI?
Raporda, uzun zamandır söylenen “Güvenlik önlemleri ile şiddetin önlenemeyeceği” meselesi bir kez daha vurgulandı. Raporda, Bakanlığın, hükümetin, idarecilerin dil ve üslubu, uygulanan sağlık politikalarının etkisi, istihdam modelleri, iş yoğunluğu, atanmış ve seçilmişlerin uyguladığı şiddet, kadrolaşma, sürgün, soruşturma, gözaltı, tutuklama gibi sağlıkçılara uygulanan türlü baskıların olduğu vurgulandı.
Bu tür başlıkların çoğaltılabileceğine dikkat çekilen raporda, “Ülkede ve sağlıkta yaşanan gelişmelerden bağımsız olarak yapılacak her türlü değerlendirme ve bu değerlendirmeler üzerinden alınacak önlemlerin sonuç vermeyeceğini düşünmekteyiz” denildi.
PERFORMANS, DÜŞMANLAŞTIRIYOR
Performansa göre ücretlendirmenin sağlıkçıları hastalar ile karşı karşıya getirdiği belirtilen raporda, “Yurttaşların sosyoekonomik ve kültürel yapısı, işsizlik, yoksulluk gibi koşulları gözetilmeden gün gittikçe alınır satılır hale getirilen, kısacası metalaştırılan sağlık sisteminin şiddeti yaratmada önemli etkisi bulunmaktadır” denildi.
Gaziantep’te öldürülen Genç Doktor Ersin Arslan’ın hatırlatıldığı raporda, bu cinayetin yoksulluk ve işsizlik ile bağlantısının iyi bir şekilde irdelenmesi gerektiğine dikkat çekildi. Raporda, “Bilindiği gibi yoksulluktan kaynaklı dengeli ve yeterli beslenememe, uygun barınma olanaklarından yoksunluk, ülkedeki hasta nüfus sayısını da artırmaktadır.
Nitekim Gaziantep’te yaşanan olayda failin ifadelerinin yoksulluk ve işsizlikle bağlantısı iyi irdelenmelidir” denildi.
HASTANELER HALKIN KURUMUDUR
Sağlık hizmeti sunumunun 75 milyon yurttaşı ilgilendiren en temel hizmet olduğu kaydedilen raporda, “Sağlık kurumları insanları yaşatmaya çalışan, yaşam kalitesini yükseltmek için çaba harcanan kurumlardır. Bu kurumlar direk yaşama değmektedir. Halkın kurumlarıdır. Bu nedenle halktan izole edilecek, bir cezaevi, adliye ya da güvenlik kurumu olarak değerlendirilemez” denildi. Raporda hastanedeki güvenlik tedbirleri ile ilgili ülkede gelinen nokta şu şekilde değerlendirildi: “Sağlık hizmetlerinin tüm ülkede yaygınlaştığı ve sosyal bir hak olarak vatandaşa sunulmaya başlandığı günden ‘sağlıkta dönüşüm’ programı başlayıncaya kadar geçen dönem içerisinde sağlık kurumlarında herhangi bir güvenlik önlemi yoktu. Sadece hastane acillerinde adli vakalar için bir polis memuru nöbet tutmaktaydı. Buna karşılık şiddet de bu kadar fazla değildi. ‘Dönüşümle’ birlikte çok sayıda alınan özel ve taşeron güvenlik elemanına rağmen şiddetin geldiği boyut içler açısıdır.” (Ankara/EVRENSEL)
SES’İN SAĞLIK BAKANLIĞA ÖNERİLERİ
*Hastanelerde ve diğer sağlık kuruluşlarında görev yapan taşerona bağlı güvenlik görevlileri başta olmak üzere tüm taşeron işçilerin ve sözleşmeli çalışanların kadroya alınarak, sağlık ekibi içerisinde olduklarını göstermek ve böylece ekip anlayışı içerisinde hizmet vermelerini sağlamak,
*Caydırıcılık ve adli işlemlerin yürütülmesi bakımından sadece acil servislerde resmi üniformalı bir polis görev yapmalı,
*Performans sisteminin kaldırılarak, sağlığın bir ekip hizmeti olarak verilmesi gerçeğinden hareketle birbiri ile rekabet eden değil, birbiri ile dayanışan bir çalışma ortamının sağlanması,
*Gerek hükümet yetkilileri gerekse de idareciler kullanmış oldukları söylemi gözden geçirmeli, (Bu konuda görev siyasal iktidara düşmektedir)
*Şiddet bir iş kazası olarak kabul edilip, buna göre gerekli düzenlemeler yapılmalı,
*Sağlık personeline yönelik şiddette bulunan veya şiddet teşebbüsünde bulunanlarla ilgili adli süreçler hızlı bir şekilde ilerlemeli,
*Sağlık iş kolu en fazla eksik istihdamla hizmet veren iş koludur. Bu durum sağlık personelinin iş yükünü oldukça artırmıştır. Bir an önce eksik istihdam giderilmeli, daha fazla sağlık personeli istihdamı sağlanarak iş yükü azaltılmalıdır.
*Sağlık personelinin ifade, örgütlenme, toplantı ve gösteri hakkına uygun davranılmalı, bu haklarını kullanmak isteyen sağlık çalışanı soruşturmaya uğramamalıdır.
*1.basamak sağlık hizmetleri ve acil servisler başta olmak üzere teşhis ve tedavide her türlü katkı-katılım payı ve ilave ücret uygulanmasına son verilmelidir.
Evrensel'i Takip Et