12 Eylül 2016 00:53

80’lerin dolaşım araçları bu sergide: Tek ve çok

1955’ten 1995’e Türkiye’de üretim ortamını 80’li yıllarda dolaşımda olan nesneler aracılığıyla inceleyen Tek ve Çok sergisi SALT Galata’da açıldı.

Paylaş

Araştırma ekibinde Meriç Öner, Dilek Himam, İlhan Ozan, Cem Kaya, Ayşe Coşkun Orlandi, Asya Ece Uzmay, Emirhan Altuner, Merve Dokumacı ve Özüm Yelkencioğlu’nun yer aldığı Tek ve Çok sergisi, eşyanın üretimi ve dolaşımına yönelik, araştırma temel alıyor. Türkiye’de 1955-95 dönemini, adım adım gerçekleştirilen sanayileşme ve uzantısındaki tasfiyenin meydana getirdiği nesneler aracılığıyla ele alan sergi, endüstri ürünlerinin ilk kez geniş bir alıcı kitlesiyle buluştuğu 80’li yıllarda dolaşımda olan nesnelerden derlenen bir seçkiyle, dönemin üretim ortamını bağımsız hikâyelerle inceliyor. 

Türkiye’de 80’lerin ortasında karma ekonomiden serbest ekonomiye geçildi. Hızlı geçiş sürecinin kilit noktaları büyücek şehirlerdi; el ve makine işleri, yerel ve küresel markalar, lüks ve mütevazı hayat tarzları eş zamanlı olarak bir aradaydı. Üstelik, gelişen iletişim imkânları sayesinde uluslararası olan hakkında izlenim edinmek işten değildi. 

‘80’LERİN SANAT VE MODA ORTAMI

Tek ve Çok, söz konusu tarihi, toplumun erişimine açık maddi kültürün izinde araştırıyor. Otomotiv, beyaz eşya, mobilya, oyuncak, kırtasiye, giyim, tekstil, gıda, züccaciye ve temizlik endüstrilerinden nesne ve hikâyeleri bir araya getiren sergi, döneme ilişkin bilginin yenilenmesi ve çeşitlenmesini amaçlıyor. Ayrıca, biricik olana yönelik taze bir merakın filizlendiği sanat ve moda ortamından alıntılarla bu yeni dalgalanmanın kültür ekonomisindeki etkilerini örneklendiryor. Bedri Baykam’ın This has been done before (1987) adlı işiyse, dönemin modern sanat tartışmalarında, yaratıcılığın yalnızca Batı kaynaklı olabileceği anlayışına karşı bir eleştiri niteliğinde.

Tek ve Çok sergisinin araştırma ve anlatımı, özgün kopyalar kavramı etrafında yapılandırıldı. Alışıldık beklenti, bir öncekinin fikrini geliştirmek yerine dâhiyane buluşlar yapmak yönündedir. Sergi, bu refleksten sıyrılarak Türkiye’deki üretim tarihine başka bir açıdan bakmayı öneriyor. Tek ve Çok, kullanıcıları eşyayı başlı başına değerlendirmeye, koşullara özgü icatları teşhis etmeye ve hiçbir yeniliğin öncülsüz olmadığı dünyamızda bir öğrenme tavrı olarak kopyayı incelemeye davet ediyor.

Sergi ve paralel programlar, konunun kamuya açık katılımla tartışılabileceği çoklu platformlar olarak tasarlanmış. Sergi süresince uzun soluklu bir öğrenci atölyesi biçiminde devam edecek olan araştırmanın sonuç ve yorumları içeriğe eklenecek. İzleyiciler, ev içi ürün çizimlerinin yer aldığı masada kendi özgün kopyalarını üretebilecek ve ürünlere dair bilgi ekleyebilecek. 

YEŞİLÇAM’IN KOPYALARI ZAN ALTINDA

Ayrıca, serginin odak noktalarını irdeleyen konuşma ve film gösterimleri gerçekleştirilecek.

SALT Galata’da gerçekleştirilecek olan bu gösterim programı, MOTÖR: Kopya Kültürü ve Popüler Türk Sineması (2014) belgeselinin yönetmeni Cem Kaya tarafından, Tek ve Çok sergisinin özgün kopyalar teması çerçevesinde hazırlandı. Seçki, özgün kopyalar ve üretim kültürünü analizde sergiye destek olmak üzere iki temel konuya; 1955-95 aralığında Türkiye’nin toplumsal ve ekonomik meseleleri ile yürütme furyasına dikkati çekiyor. Yeşilçam’ın genellikle “çakma” üretim ve fikir hırsızlığıyla suçlandığını belirten Kaya’ya göre, yakın zamana kadar telif yönetmelikleriyle ilgili yaptırımların uygulanmasındaki hukuki yetersizlikten dolayı, başkalarının filmlerini uyarlamak doğal bir hak olarak kabul edilmekteydi. Bu bakımdan Kaya’nın belgeseli, kendine mal etme durumunun bariz bir kabahat olarak mı görülmesi; yoksa mevcut bir kültür üretimini yeni bir bağlamda yorumlayarak farklı bir izleyici kitlesine sunmanın kendine özgü bir değer olarak mı anlaşılması gerektiğini sorguluyor. 

Kaya’nın MOTÖR: Kopya Kültürü ve Popüler Türk Sineması filmini 21 Eylül’de saat 19.00’da izleyebilirsiniz. 

Ayrıca aralarında Yönetmen Metin Erksan’ın 1960 yapımı Gecelerin Ötesi, Yönetmen Ertem Göreç’in 1964 yapımı Karanlıkta Uyananlar, Yönetmen Duygu Sağıroğlu’nun 1965 yapımı Bitmeyen Yol, Atıf Yılmaz’ın Talihli Amele ve Bir Yudum Sevgi gibi filmler de Cem Kaya’nın hazırladığı gösterim programında yer alıyor. 

ATÖLYE: ÇOKLUKTA TEKİLLİK

Sergi kapsamında hazırlanan “Atölye: Çoklukta Tekillik” araştırma atölyesinde, seçili tasarım, kültür ve magazin dergilerindeki reklamlardan hareketle 1980’lerde Türkiye’yi şekillendiren maddi kültür tarihi görselleştirilecek. Lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin katılımına açık olan atölyenin yürütücülüğünü Sait Ali Köknar, Berkay Küçükbaşlar ve Murat Tülek yapacak.

Atölyede “tekillik” kavramı aracılığıyla verilerin üst üste çakıştığı ve farklı hikâyelerin aynı izi takip ettiği sıkışma, darboğaz ve eşikler tariflenecek. Buzdolabı hayatımıza ne zaman girdi; ilk kim tarafından, nasıl üretildi? Plastik kullanımı ne zaman yaygınlaştı? Hazır beton ya da alüminyum mimarlık alanında ilk nasıl kullanıldı? Tekstil üretimi hangi evrelerden geçerek dönüştü? Bu ve benzeri sorularla başlayacak olan araştırma sürecinin, günlük hayatın parçası eşyanın sosyo-politik bağlamla kesişiminde daha karmaşık ve ilişkisel soruları ortaya çıkarması amaçlanıyor. (KÜLTÜR SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

120 gazeteci bayramda cezaevinde!

SONRAKİ HABER

Hopa halkı öğretmenlerine sahip çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...