Tutukluların can güvenliği yok!

ÖGC tarafından başlatılan “Gönüllü Muhabirlik” kampanyasını devralan İHD Mersin Şube Sekreteri Özgür Çağlar ile ÇHD Mersin Şube Eş Başkanı Mehmet Altuntaş, İHD ve ÇHD tarafından Çukurova illerinde bulunan cezaevlerine ilişkin hazırlanan raporu haberleştirdi. Hak ihlallerinin tavan yaptığının belirtildiği raporda, Mersin, Osmaniye, Tarsus, Karaman ve Ermenek cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin can güvenliğinin kalmadığı kaydedildi.

Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC) tarafından tutuklu gazeteciler ile dayanışmak için başlatılan “Gönüllü Muhabirlik” kapsamında DİHA Çukurova Büro Mersin Temsilciliğinde nöbeti devralan Çağdaş Hukukçular Derneği Mersin Şube Eş Başkanı Mehmet Altuntaş ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şube Sekreteri Özgür Çağlar, OHAL ve KHK’lerle birlikte cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini haberleştirdi.

7 KİŞİLİK KOĞUŞTA 12 KİŞİ

Mersin E Tipi Kapalı Cezaevinde OHAL sonrası yaşanan ihlallerin yer aldığı raporda, 7 kişilik koğuşlarda 12 kişinin kaldığı, birçok tutsağın yeri olmadığı için yerde yattığı belirtildi. Tutuklulara haftada bir gün sıcak su verildiği, gözaltı ve tutuklama süreçlerinde özellikle Gülen Cemaati üyeliğinden tutuklananlara ters kelepçe takıldığı ve temizlik malzemelerinin yeterince verilmediğinin yer aldığı raporda, siyasi tutuklulara adli tutuklulara davranıldığı gibi davranıldığı, kitap, gazete taleplerinin yazılı başvurulara rağmen yerine getirilmediği yer aldı.

TEDAVİLER YAPILMIYOR

Kadın tutuklulara yapılan çıplak arama dayatması ile gündeme gelen Tarsus C Tipi Kapalı Kadın Cezaevinde tutuklularla yapılan görüşmede hazırlanan raporda ise, tutuklu ve ailelerine çıplak arama dayatmasının hâlâ devem ettiği, tutuklular tarafından kabul edilmediği hallerde ise görüşlerin yasaklanacağı şeklinde tehditler edildiği belirtildi. Cezaevine sürekli yapılan sürgünlerle koğuşlarda 63 kişinin kaldığı belirtilen raporda, tutukluların yerlerde yattığı ifade edildi. Raporda, hasta tutuklu Leyla Kırboğa’nın tedavisinin yapılmadığı da ifade edildi.

‘KOĞUŞLAR BÖCEK DOLU’

Koğuşlarda askerler tarafından kadın tutuklulara sürekli olarak baskının yapıldığının aktarıldığı raporda, “Keyfi tutulan tutanaklara karşı itirazlar yapılıyorsa da her defasında cezaevi idaresi tarafından reddedilmektedir. ‘FETÖ/PDY’ örgütüne üye olmak suçuyla tutuklu bulunanlar halen aileleri ile telefon görüşmesi yapamamaktadırlar. Koğuşlar böcekler ile dolu olup buna ilişkin idareye yazılı talepte bulunulmuş ise de herhangi bir işlem yapılmamıştır. Tutuklulardan biri astım hastası olup bulundukları koğuşun yaşamlarını sürdürmeye elverişli olmaması nedeniyle sıkça rahatsızlanmaktadır. Aileleri tarafından getirilen kıyafetler vs. ihtiyaçların birçoğu cezaevinin keyfi uygulamaları sebebiyle alınmamaktadır. Yapılan avukat görüşmeleri, OHAL ve KHK nedeniyle kameralı odada ve iki gardiyan eşliğinde yapılmaktadır” denildi.

YERDE YATIYORLAR

Osmaniye T1 ve T2 No’lu cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine de yer verilen raporda, şunlar yer aldı; “Toplam 1200 kapasiteli olmasına rağmen 2 bin kişi var. Birçok tutuklu yerde yatıyor. Murat Yiğit isimli tutuklu, revirde muayene yapılmadığından ve sadece ilaç yazıp gönderdiklerinden şikayetçi. Halit Yılmaz, ameliyat olması gerekiyor ama hastaneye sevk edilmiyor. Ali Polat, cezaevine ilk girişte çıplak arandı.”

Ermenek M Tipi Kapalı Cezaevine de ziyarette bulunarak hazırlanan raporda, tutukluların son süreçle birlikte can güvenliklerinin olmadığı ve hayati kaygı taşıdıkları, gardiyan, hapishane müdürü ve jandarma tarafından tutukluların hakaretlere maruz kaldığı yer aldı. Cezaevinde verilen yemeklerin kötü olduğu belirtilen raporda, hastanede doktorların yaklaşımının düşmanca olduğuna dikkat çekildi.

MAKALELER SUÇ UNSURU

Karaman M Tipi Kapalı Cezaevinde yaşanan sıkıntılar ise raporda, “Don Kişot” isimli dünya klasiğine Kürtçe olmasından dolayı el konulduğu, bir kişinin hatasının herkese mal edilmesi ve tüm tutukluların sorumlu tutulduğu ifade edildi. Genel siyasi değerlendirme içeren makalelerin suç unsuru olarak değerlendirildiğinin aktarıldığı raporda, Kürtçe atasözlerinin bulunduğu mektuplara, sakıncalı görülerek el konulduğu ifade edildi. (Mersin/DİHA)