24 Ağustos 2016 13:19

OHAL nakliyecileri iflasın eşiğine getirdi

AKP hükümetinin ilan ettiği OHAL nakliye sektörünü de vurdu. Mersin’deki nakliyeciler, iflasın eşiğine geldiklerini söyledi.

OHAL nakliyecileri  iflasın eşiğine getirdi

Mersin’in Akdeniz ilçesine bağlı Çay Mahallesi’nde bulunan nakliyeciler sitesindeki esnaflar, darbe girişimi sonrası AKP hükümeti tarafından ilan edilen OHAL’den dolayı zor günler yaşıyor. Site içerisinde bulunan Trans Berk Nakliye Şirketi sahibi Arif Berk, ilan edilen OHAL ile birlikte işlerinde ciddi anlamda bir düşüşün yaşandığını dile getirdi. 

SINIR GEÇİŞLERİ DÜŞTÜ

Türkiye’nin dış politikası nedeniyle nakliye sektörünün can çekiştiğini anlatan Berk, sınır kapılarının kapatılması nedeniyle araç geçişlerinin durma noktasında olduğuna belirtti. Berk, “OHAL ile beraber işlerimizin sıkıntıları katmerli oldu” dedi. Daha önce Habur Sınır Kapısı’ndan günde yaklaşık 5 bin aracın giriş-çıkış yaptığını ifade eden Berk, OHAL’den kaynaklı kapıların denetimli ya da kapalı olmasından kaynaklı giriş ve çıkışların 600-700 ile sınırlı kaldığını aktardı. 

BİRÇOK FİRMAYA EL KONULDU

Berk, OHAL uygulamalarından sonra devlet tarafından “güvenlik tedbiri” adı altında büyük ve güçlü nakliye firmalarına el konulduğunu söyledi. Son dönemde Türkiye’deki nakliye şirketlerinin çok sıkıntılar yaşadığını dile getiren Berk, “OHAL’den sonra işe çıkmayan araçların sigorta ve banka kredilerini ödeyemiyoruz. Eğer bu uygulamalara son verilmezse iflasın eşiğine geleceğiz” dedi.

KEYFİ UYGULAMALAR DEVREYE KONULDU

Şehir içi nakliyecilik yapan Akal Akbaş Nakliye firması işletmecisi Aziz Akbaş ise, daha çok Mersin Limanı’na iş yaptıklarını fakat OHAL’le birlikte asker ve polisler tarafından araçlarının limana girişine izin verilmediğini ve şoförlerinin ise keyfi bir şekilde gözaltına alındığını dile getirdi. Akbaş, yapılan keyfi uygulamalardan dolayı araçlarının limana giriş yapamadığını ve liman önlerinde ciddi araç kuyruklarının oluştuğunu aktardı. Akbaş, “OHAL uygulamalarına bir an önce son verilmeli, yoksa ciddi sıkıntıların yaşanacağı ortadadır” dedi. 

SİYASİ BELİRSİZLİK SEKTÖRÜ ETKİLİYOR

Akbaş, nakliye sektörünün Ortadoğu’daki savaş konseptinin derinleşmesinden sonra Türkiye’deki siyasi ortamında belirsizliğiyle beraber yatırımcıları etkilediğini söyledi. Nakliye sektöründeki düşüşün ciddi olduğunu dile getiren Akbaş, “OHAL öncesinde limana günde yaklaşık 50 araç giriş yapıyordu, bugün OHAL’den ötürü günde ancak 15 araç giriş yapıyor” dedi.

‘OHAL SON BULMAZSA İFLAS EDECEĞİZ’

Son olarak nakliye firmalarından iş alarak geçimini sağlayan kamyon şoförü Fahri İnan ise, OHAL ile işlerinin tamamen durduğunu artık nakliye sitesinde boş boş gezindiğini dile getirdi. İnan, nakliye sitesinde bulunan birçok şoförün iş olmamasından kaynaklı araçlarını garaja koyduklarını ve kahvelerde oturduklarını söyledi. İnan, “Şu an nakliye işleri OHAL’den kaynaklı öldü diyebiliriz. Birçok şoför iş yapmadan elindeki parayı yiyor. Araçlarının borçlarını veremiyor. Eğer OHAL uygulamalarına son verilmezse iflas edeceğiz” dedi. (Mersin/DİHA)


TIRLAR ÇÜRÜMEYE YÜZ TUTTU

Suriye’de iç savaşla birlikte Ortadoğu’ya açılan kapının kapanmasıyla TIR mezarlığına dönen Hatay’daki nakliyecilerin umudu Rusya oldu. Hatay Ro-Ro Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güder, Rusya’nın kendileri için çok önemli bir pazar olduğunu belirterek, “İlişkilerimizin düzelmesi hem ihracatımıza katkı sağlayacak hem de nakliyecilerin yaşamış olduğu darboğazı biraz daha rahatlatacaktır” dedi.

Hatay’da 10 bin civarında TIR olduğunu ve bu rakamla Hatay’ın İstanbul’dan sonra ikinci büyük TIR filosuna ve nakliye şirketine sahip kent olduğunu belirten İbrahim Güder, “Tenteli araçlarda bu sayıda ikinciyiz. Frigorifik araçlarda ise birinciyiz. Hatay’daki TIR sayısının çok olması Hatay ilinde nakliyenin lojistiğin lokomotif bir sektör olmasını sağlıyor” dedi.

‘100 BİN SEFERDEN 10 BİNE DÜŞTÜ’

Suriye’de iç savaşın başlamasıyla birlikte nakliyecilerin büyük bir krizin içine girdiğini ifade eden Güder, “Hataylı nakliyecilerin yüzde 80’lik kısmı Ortadoğu ülkelerine çalışıyor ve Suriye karıştıktan sonra bu hat kapanınca direk olarak etkilenen bölge burası oldu. Burada 2010 verilerine baktığımızda Suriye’ye 100 bin sefer yapılmış. Bunun 45 bin adedi Suriye sonrası ülkelere yapılmaktadır. Geçen yıl bu rakam 10 bine düşmüş. Üstelik bu seferler Suriye içine bile girmeden Cilvegözü Sınır Kapısı’nın 10 kilometre ilerisinde sonlanıyor” diye konuştu.

Güder, bu nedenlerle nakliyecilerin çok büyük maddi kayıplar yaşadığını, bunu telafi etmek için Ro-Ro firmalarıyla anlaşıp Ortadoğu ülkelerine TIR seferlerini deniz yoluyla gerçekleştirmeye çalıştıklarını söyledi. 

‘RUSYA, ÖNEMLİ BİR PAZAR’

Hatay, yaş sebze ve meyve ihracatında da Türkiye için önemli bir nokta. Yaş sebze ve meyve ihracatının yüzde 50’si Hatay üzerinden yapılırken, sebze ve meyvelerin büyük bir bölümü Rusya’ya gönderiliyor. Rus uçağının düşürülmesinden sonra Rusya’ya ihracatın durmasıyla ikinci bir darbe yiyen Hataylı nakliyeciler, iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmeye başlamasıyla yeniden umutlandı. 500 TIR’ın galericilerde alıcı beklediği, birçok TIR’ın ise sefere çıkmadığı için adeta çürümeye terk edildiği Hatay’da 2011’de 180 olan nakliye firma sayısı sayısının 130’a düştüğünü Güder,  “Şu anda Rusya ile ilişkilerimizde bir iyileşme var. İlerleyen dönemlerde ümit ediyoruz ki ilişkilerimizde düzelme olacaktır. Daha da temennimiz Suriye’deki bu insanlık dramının, iç karışıklığın bir an önce bitmesi ve dolaysıyla da Suriye’deki olayların, insanların çektiği acıların bitmesine müteakip ilişkilerimizin de iyileştirilmesi yönündedir” (HATAY)

Evrensel'i Takip Et