22 Ağustos 2016 13:08

HDP'den iktidara: KCK deklarasyonuna yanıt verin

HDP Merkez Yürütme Kurulu toplantısında güncel gelişmeler değerlendirildi. Özellikle KCK'nin barış deklerasyonu ve Antep katliamı sonrasında yapılan toplantıya ilişkin HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen açıklamada bulundu. 

Meclis'teki çalışmalara dikkat çeken ve yapılan kimi düzenlemelerin "Seçim ve demokrasi adına kaygı verici" olduğuna dikkat çeken Bilgen, "İsrail ile ilgili getirilen anlaşma da dün ve önceki gün Gazze'de yapılan bombardıman sonrasında gündeme getirilmesi dikkat çekicidir" dedi. 

Gazze saldırılarına yönelik iktidar çevrelerinin suskunluğuna işaret eden Bilgen, "Bu çevrelerin hiç bir tepki vermemesi, sessiz kalması da İsrail ile anlaşmanın bir parçasıymış gibi duruyor" diye belirtti. Bu konuda muhalefet partilerine de eleştiriler yönelten Bilgen, "Kürsüde ağır eleştirilerde bulunun muhalefet partisi milletvekillerinin oy kullanma sırasında oy kullanmamasını kamuoyuna bırakıyorum. Bu şeffaflık konusu halka hesap verme konusudur" şeklinde konuştu. Bilgen, topluma karşı çizilen imaja rağmen varılan anlaşmalar sonucu grupların milletvekillerine oy kullandırılmadığının altını çizdi. 

15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşanan gelişmelere de dikkat çeken Bilgen, bu konuda kurulan araştırma komisyonuna AKP'nin bir ay geçtikten ve Meclis tatile girdikten sonra üye verdiğini belirterek, "Tatile girecek komisyona son anda isim vermek AKP'nin bu konuda ne kadar gönülsüz olduğunu gösteriyor" dedi. Bilgen, komisyonun ancak Ekim ayında çalışmalara başlayabileceğini vurguladı. 

'ANAYASA KONUSUNDA DAĞ FARE DOĞURACAK'

AKP, CHP ve MHP arasında varılan mutabakat ile anayasa yapım çalışmalarına hız verilmesini de değerlendiren ve bu konuya tepki gösteren Bilgen, şöyle devam etti: "Anayasa çalışmalarında bir partiyi yok sayan yaklaşımları siyasi etik açısından eleştiriyoruz, bu açık bir dışlama ve ayrımcılıktır. Umarız, bunun yaratacağı siyasi sonuçları iktidar ve muhalefet partileri kendi kitlelerine ve tarihe anlatabilecek argümanlara sahiptirler." Yapılacak olan anayasanın içeriği kadar yapım süreçlerinin de demokratik olması gerektiğinin altını çizen Bilgen, anayasanın katılımcı yöntemlerle yapılmasını gerektiğini ifade ederek, "Bu meşruiyet meselesidir" dedi. Bilgen, "'Bayramdan önce müjde verebiliriz' söylemleri dağın fare doğurması yaklaşımı olarak ortaya çıkacak" dedi. 

3 partinin HDP olmadan devam eden anayasa yapım arayışlarını, "Bu korsan bir girişimdir" sözleriyle değerlendiren Bilgen, tepkisini "Bu merdiven altı anayasa yapma girişimidir" sözleriyle sürdürdü. Anayasa yapımının ciddiyetine uygun bir yaklaşım beklediklerinin altını çizen Bilgen, HSYK, askeri yargı gibi konularda şimdi yapılmak istenen düzenlemelerin geçmişte yaptıkları anayasa önerilerinin ne kadar haklı olduğunu gösterdiğine dikkat çekti. 

‘KCK DEKLARASYONU HEBA EDİLMEMELİ’

Ayrıca toplantı da, KCK deklarasyonu ile ilgili değerlendirmeler yaptıklarını dile getiren Bilgen, "KCK çağrısı ile ilgili tartışmalar yapılıyor, bu konuda bütün taraflara çağrılarımızı yaptık. KCK deklarasyonunu olumlu buluyoruz ve bir fırsat olarak değerlendirilmesi gereken bir durum olarak görüyoruz. Kürt sorununda barışçıl ortama dönmek açısından bu çağrının heba edilmemesi gerekiyor" diye belirtti. 

1 EYLÜL'E KİTLESEL HAZIRLIK 

Ayrıca 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne ilişkin planlama da yaptıklarının altını çizen Bilgen, 1-7 Eylül tarihleri arasında miting ve etkinlikler düzenleyeceklerini ifade ederek, Türkiye'nin batı illerinde emek ve demokrasi güçlerinin yapacakları eylemlere destek vereceklerini, Van, Urfa, Muş ve Hakkari gibi bölge illerinde ise daha kitlesel eylemlere hazırlandıklarını dile getirdi.

KCK deklarasyonundan sonra Antep’te yaşanan katliama da işaret eden Bilgen, "katliamı Türkiye siyasi tarihi açısından bir dönem noktası" olarak nitelendirdi. Bilgen, "Türkiye'nin darbe koşullarında yönetildiğini söylediğimizde, bize "darbe dönemleri bitmiştir" diyorlardı ve uyarlarımızı görmezden geliyorlardı. Bir kez daha uyarıyoruz. Bu bir iç savaş provasıdır. Bunu murat ettiğimiz için söylemiyoruz, tehlikeyi gösterip bertaraf etmek için söylüyoruz" diyerek uyarıda bulundu. 

Bilgen şöyle devam etti: 

"Sivilleri hedef alan bir saldırı ile ilgili katliam üzerinden saatler geçmeden partimizi hedef alan açıklamalar yapılması kaygı uyandırıcı niteliktedir. Cenazelere duyduğumuz saygı, taziye ortamlarının sürmesi nedeniyle siyasi polemik yapmayı ahlaki bulmuyoruz. Ama verilen mesajlar katliamla birlikte düşünüldüğünde tüyler ürperticidir. Katliam yerine neden geç gidildiğinin hesabını vermek yerine, HDP neden oraya erken gitti diyerek resmi açıklama yapılmaktadır. 

Cenaze ortamlarındaki tepki bir karşı tepki gösterilecek durum değil, anlaşılması ve ders çıkarılması gereken durumlardır. Cenaze ortamlarında bütün siyasi partilerin bir arada olmasını gerekli bulduğumuz için bunun çabasını gösterdik ama oradaki infial buna imkan vermemiştir. Bakanların ve parti (AKP) sözcüsünün yaptığı açıklamaların seviyesi düşük açıklamalardır. Hangi partinin ne kadar oy aldığını dahi paylaştılar." 

HDP'ye yönelik geliştirilen eleştirilerin iktidarın "kendi suçunu örtbas etme girişimi" olduğuna işaret eden Bilgen, şunları aktardı: "26 Haziran'da Antep için araştırma önergesi verdik. AKP reddettiği için bu araştırmalar yapılamadı, o şehrin nasıl bu noktaya geldiğini cenaze sahipleri de Antep'te yaşan herkes biliyor" diye konuştu. Ayrıca, Antep katliamı sonrasında IŞİD ile PKK'yi ilişkilendirmeye ve "kokteyl terör" söylemlerine de tepki gösteren Bilgen, "15 Temmuz'da darbe oldu. Ankara'nın merkezinde Genelkurmay merkezinde ne olup bittiğini bilmeyeceksiniz ama örgütlerin merkezlerinin birlikte çalıştığını ileri süreceksiniz. Güvenlik politikaları bu kadar ciddiyetsizliği kaldırmazlar. Sizin kendi ülkenizde ne olup bittiğinden haberiniz yok ama terör örgütlerinin nasıl çalıştığına ilişkin ahkam kesiyorsunuz" sözleriyle tepki gösterdi. Bilgen şöyle devam etti: 

"Bu katliamın KCK açıklamasından sonra yapılması dikkat çekicidir. Daha fazla kanın akmaması için daha fazla zaman kaybedilmemesi için siyasi iktidarın sorumluluk alması gerektiğinin kanaatindeyiz. Geçmişte IŞİD dememek için kokteyl terör diyorlardı şimdi bunu daha kurumsal olarak ifade etmeyi tercih ediyorlar. Cumhurbaşkanı ilk gün 'IŞİD'e yakın bulgular var' dedi ama AKP sözcüsü onu tekzip etmek ister gibi 'IŞİD yapmış da olabilir ama yapmamış ta olabilir' diyerek IŞİD'in yapmadığına toplumu ikna etmeye çalışıyor." (DİHA) 
 

Evrensel'i Takip Et