7 Mayıs 2012 12:29

Türkiye ezilenler ve ezenler olarak bölünmüştür

Önen Ersin

Barış, kardeşlik ve özgürlük mesajlarının verildiği kongrede idam edilişlerinin 40. yılında Deniz Gezmiş ve arkadaşları da unutulmadı. Denizlerin mücadelesinin sürdürüleceğine özel vurgu yapıldı. Kongreye EMEP, ÖDP, EDP, Partizan ve İHD yöneticileri de katıldı.

Demirtaş kongrede yaptığı konuşmada, AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın savaş üzerinden politika yaptığını vurgulayarak, Kürt halkının, emekçilerin, kendi kaderini emperyalistlerin eline bırakmayarak geleceği için birleşmesi gerektiğini söyledi. “Bunu söylediğimizde bizi bölücü olarak suçluyorlar. Ama Türkiye ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölünmüştür. Bir tarafta işçiler, emekçiler, Kürtler, kadınlar, gençler, diğer tarafta ülke kaynaklarını kendilerine ve yandaşlarına peşkeş çekenler, onların temsilcisi AKP var” şeklinde konuştu. Hükümetin Kürt politikasının kendilerini teslim almaya dönük olduğunu dile getiren Demirtaş, teslimiyeti değil, onurlu ve kalıcı bir barışı, eşit ve özgür bir ülkede yaşamı istediklerini söyledi.

‘DENİZLERİN YOLUNDAN YÜRÜYORUZ’

Kongrelerini 6 Mayıs’ta gerçekleştirdiklerini hatırlatan Demirtaş, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının açtıkları yoldan yürüdüklerini ve her ulustan, her inançtan tüm ezilenlerle birlik olarak demokratik bir Türkiye yaratacaklarını söyledi. Başbakan’ın son günlerde çeşitli konuşmalarında kendilerine ‘savaş baronu’ dediğini de hatırlatan Demirtaş, “Savaş baronu çatışmalardan, ölümlerden rant elde etmek isteyenlerdir. Biz belediye başkanlarından, milletvekillerine ve il başkanlarına kadar tüm mal varlığımızı bir araya getirelim, senin servetinin onda biri bile kadarsa istifa ederiz. Asıl savaş baronları AKP ve yandaşlarıdır” dedi. Demirtaş’ın konuşmasının ardından kongre il faaliyet raporunun okunması ve yeni il yönetiminin belirlenmesiyle devam etti. Yapılan seçimler sonucu BDP Bursa il başkanlığına Mehmet Dilek seçildi. (Bursa/EVRENSEL)


ERDOĞAN'A CANLI KALKAN YANITI

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin il kongresine katılmak için gittiği Bursa’da gazetecilerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘canlı kalkan’ eylemleri ile ilgili açıklamalarını sorması üzerine, “Anlaşılıyor ki canlı kalkanın ne demek olduğunu anlamamış. Bizden daha iyisini yapsın, biz de onu alkışlayalım ama gençler birbirlerini öldürürken, bu ülkenin evlatları çocukları birbirini öldürürken kendi canını ortaya koyup ‘bu savaş dursun’ diye çaba sarf edenlere hakaret etmesin” yanıtını verdi. BDP milletvekilleri ve Bölge halkının operasyon ve çatışmaların durması, ölümlerin son bulması için gerçekleştirdikleri ‘canlı kalkan’ eylemleri önceki gün Adana’da partisinin il kongresinde konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da gündemindeydi. Konuşmasında BDP’ye yüklenen Başbakan, “Askerin önüne, polisin önüne dikiliyorlar, canlı kalkan oluyorlar. Sizin bu kadar cesaretiniz, vicdanınız, bu kadar arzunuz var da niçin terörün, teröristin önünde bunlar canlı kalkan olmuyorlar. O kalleş intihar bombacılarının önünde neden canlı kalkan olmuyorsunuz” demişti. Bursa’da gazetecilerin bu sözleri sorması üzerine Demirtaş şöyle konuştu; “Kendisinin yaptığı konuşmadan anlaşılıyor ki canlı kalkanın ne demek olduğunu anlamamış. Canlı kalkan aktivitesi, eylemi nedir bunu anlamamış. Bu eylemi gerçekleştiren insanlar, ‘iki taraf birbirini öldürmesin’ diye ortaya kendi bedenlerini koyuyorlar. Hem askerin, polisin hem de PKK’lilerin canının değerli olduğunun, önemli olduğunun mesajını veriyorlar. Başbakan olarak çıksın askeri operasyon bölgelerine gitsin, ‘durun’ desin, ‘birbirinizi öldürmeyin’ desin, ‘ben de canlı kalkan olacağım’ desin. Bizden daha iyisini yapsın, biz de onu alkışlayalım ama gençler birbirlerini öldürürken, bu ülkenin evlatları çocukları birbirini öldürürken kendi canını ortaya koyup gidip ‘bu savaş dursun’ diye çaba sarf edenlere de hakaret etmesin. Biz alkışlayacağız kendisini. Daha güzel canlı kalkan eylemlerini kendisinden bekliyoruz.” Bir gazetecinin, ‘Süreç devam ediyor çatışmalar sürüyor. Bu konuda öngörünüz nedir?​’ sorusuna da Demirtaş, “Umutsuz değiliz tabii ki. Her zaman her yerde umudu korumak gerekir. Çözüm adına ümidi korumak gerekir. Hükümet politikalarına baktığımızda gerçekten ne akan kanın durması için ne de kalıcı gerçek bir çözüm için ‘doğru bir çaba içerisinde değil’ diye düşünüyoruz ama umudu korumak gerekir” yanıtını verdi.

Evrensel'i Takip Et