29 Nisan 2016 00:59

Dansın ‘sessiz’ adımları barış için atılıyor

Pandomim Sanatçısı Ulvi Arı bugün Dünya Dans Günü vesilesiyle Tatavla Sahne’de 'Susuyorum Duyuyor Musun' adlı oyunuyla sahnede olacak.

Paylaş

Sevda AYDIN
İstanbul

Pandomim Sanatçısı Ulvi Arı bugün Dünya Dans Günü vesilesiyle Tatavla Sahne’de olacak. 21 Nisan 1961’de Aksaray’da doğan sanatçı, Pantomime Drama: Sözsüz Tiyatro isimli Türkiye’de bir ilk olan kitabın da yazarı aynı zamanda.

Çocukken memleketi Aksaray’da köçek oyunları dışında başka bir şey görmeyen Arı, 1969 yılında ailesi ile Ankara’ya geldikten sonra çevresinde farklı kültürlerden toplumların folkloruna tanık olur. Dansa olan ilgisi tiyatroyla tanışmasıyla başlar. O yılları şöyle anlatıyor sanatçı, “Büyüdükçe kitabı, tiyatroyu, dansı öğrendikçe değişti her şey. O büyülü dansın parçası olmak istedim. Dans artık içimin kendisi oldu” diyor.

Arı, 1977 yılında, TİP’in sanat kurumu, İşçi Kültür Derneğinde Yılmaz Onay’ın yürüttüğü tiyatro çalışmalarına katılarak tiyatroya başlar. Tamer Levent, Cüneyt Çalışkur, Yeşim Dorman, Ömer Polat, Teoman Gülen ve Erkan Yücel gibi isimlerle çalışan Arı, 1984 yılında, ünlü Fransız Pandomim Ustası Marcel Marceau’nun yanında yetişen Erdinç Dinçer’in Devlet Tiyatroları için açtığı sınavı kazanır ve pandomime burada başlar.

Ne yazık ki bu süreç uzun sürmez Devlet Tiyatroları pandomim çalışmalarına son verir. Bu süreçte Erdinç Dinçer’e denemelerinde, asistanlık da yapan sanatçı, 1986 yılında kendi sahnesi olan, Ankara Gösteri Sahnesini (AGS) kurdu. Kızılırmak Sinemasını sahne olarak kullandı. Anadolu Sanat Merkezinde gösteriler sundu. Özellikle Van, Hakkari, Siirt, Şırnak, Diyarbakır, Elazığ ve Tunceli’ye turneler düzenledi, pantomim gösterileri yaptı. Bu turneler boyunca Anadolu halkının folklorunu da yakından izleme şansı yakaladı. “Psikolojiyi, felsefeyi ve sosyolojiyi iyi bilmek durumunda sanatçılar” diyen Arı,  pandomimcilerin halk danslarına dair gözlemlerinin geniş olması gerektiğini savunuyor. Ama bu gözlemlerine, o yıllarda devletin Anadolu’da ve bölgede halka uyguladığı şiddet de eklenir; “Arkadaşlarımızla gittiğimiz turnelerde o köylerde, şehirlerde yaşanan zulmü de görüyorduk, kulağı kesilmiş insanları görüyorduk, polisin ya da askerin zorla gözaltına almaya çalıştığı insanları görüyorduk. Böyle zamanlardı bu yüzden asıl görmek istediğim danslar, folklorlar bu anlamda hep eksik kaldı benim için.

'Susuyorum Duyuyor musun?' adlı gösteri savaşa ve barış kavramlarına odaklanıyor. Arı, dansın bu özel gününde barışa sözlerine şunu ekliyor; şu anda Türkiye’de hiç kimse konuşmuyor,  konuşur gibi yapıyor. Pandomim sanatı devletle karşı karşıya gelir, işkence sansür dayak çocuklar bayanlar polis baskısı vs. Oyunum içinde bu konuları işliyorum. Savaşlar yaşanıyor, terör estiriliyor, karmaşa ve kaos yaşanıyor her yerde.  Herkesi davet ediyorum lütfen sesiz olmayalım sesimizi çoğalttığımız zaman ancak birbirimize daha güzel bakacağız.

ÖNCEKİ HABER

Amedsporlu taraftarlar: Biz onları çiçekle karşılamıştık

SONRAKİ HABER

Sakık: 1994 ruhuna gitmenin kimseye yararı yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...