17 Nisan 2016 05:55

İMES işçileri komitelerini kuruyor

Binlerce işçinin çalıştığı İstanbul Madeni Eşya Sanayiciler Sitesi’nde (İMES) işçiler, kendi komitelerini kuruyor ve 1 Mayıs'a hazırlanıyor.

Paylaş

Haşim DEMİR
İstanbul

Ümraniye Dudullu bölgesinde kurulu İstanbul Madeni Eşya Sanayiciler Sitesi’nde (İMES) üretim yapan yaklaşık 900 atölyede binlerce metal işçisi çalışıyor. Esnek ve kuralsız çalışma koşullarının hakim olduğu bu işyerlerinde ağır çalışma koşullarına karşın işçiler düşük ücrete mahkum ediliyor. Sendikal örgütlenmenin bulunmadığı bölgede işçiler bu koşullara karşı komiteler kurarak örgütleniyor ve mücadele ediyorlar. 
İMES işçileri bugünlerde taleplerini daha güçlü duyurabilmek için 1 Mayıs’a hazırlanıyor. Nasıl bir çalışma yürütüldüğünü 13 yaşından beri İMES’te çalışan ve İşçi Komitesi içinde yer alan Hasan Ceylan’la konuştuk.

İMES’ de çalışan işçilerin çalışma ve yaşam koşullarından bahseder misiniz? 
İMES küçük atölyelerden oluşan bir sanayi sitesidir. Gemi sanayi başta olmak üzere pek çok metal fabrikasına üretim ve imalat yapan bir yerdir. Yaklaşık 900 faal atölye var. Her blokta farklı çalışma koşulları var. Örneğin dökümhaneler ve takım tezgahları imalathanelerinin çalışma koşulları ayrıdır. Üç işçi çalıştıran işyeri de 70-80 işçi çalıştıran işyeri de var. Ama hepsinde kuralsız çalışma koşulları mevcut. İşçilerin büyük çoğunluğu düşük ücrete tabi. Böyle olunca da SGK primleri de düşük oluyor. Fazla mesai ücretleri bordrolara yansımıyor. İş güvencesi kesinlikle yok. Her şey patronların iki dudağı arasında. Genç işçiler, stajyer meslek lisesi öğrencileri, mesleki eğitimden gelen işçiler, çıraklık meslek liselerinde gelen çocuk işçiler daha kötü şartlarda çalıştırılıyor. Genç işçilere, 5 aylık deneme süresi ve performans uyguluyorlar. Yol ve yemek ücretleri büyük oranda ödenmiyor. Servis hakkı yok. Aylık akbil uygulaması yok. Biz tüm bu koşulara karşı bir mücadele  ve örgütlenme çalışması  yürütüyoruz. 

Nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz?
Öncelikli olarak merkezi bir komitemiz var. Bu komite etrafında dökümhanelerde ve daha büyük işyerlerinde ve genç işçilerin ağırlıklı olduğu atölyelerde komiteler kurarak çalışmamızı derinleştiriyoruz. Buradaki çalışmamızı OSB ile bütünleştirecek bir çalışmayı da öngörüyoruz. İMES’te yaklaşık 8 bin, OSB, DES, KADOSAN çapında çalışan 40-45 bin işçinin örgütlenmesini merkezileştirecek, bütünleştirecek bir çalışma içinde olmamız gerekiyor. 40-45 bin işçinin yarısından çoğu metal işçisi. Buralarda da oldukça fazla genç işçi çalışmakta. O bakımdan genç işçi örgütlenmesi  ayrı yürütülmek durumunda. İstikrarlı ve daha planlı bir çalışmada ısrar ediyoruz. Eksikliklerimiz var, zaaflı olduğumuz taraflarımız var. Ama aynı biçimde deneyim ve tecrübe açısından biriktirdiklerimiz de var. Öncelikle aydınlatma çalışmasını planlı yürütmek durumundayız. Duvar gazetesi, afiş, bildiri ve broşür dağıtım çalışmaları hızla devam ediyor. 1 Mayıs çalışmalarımızı aydınlatma çalışması ile derinleştiriyoruz. İşçi duraklarında sesli duyuruları, el ilanı ve bildiri dağıtımlarımızı yoğunlaştıracağız. A-E kapılarında ve atölye atölye içeri girerek dağıtımlarımızı yapacağız. Böylesi çalışmalarda oldukça verim aldık. Görünürlük oldukça önemli. İrili ufaklı 1 Mayıs  hazırlık toplantıları yapacağız. Metro marketlerinde çalışan Sosyal-İş Sendikası üyeleriyle, ABB, Mert Akışkanda örgütlü Birleşik Metal-İş üyesi işçilerle, UNO ve GAMAK işçileriyle bir araya gelip ortak 1 Mayıs kutlama çalışmalarını somutlayacağız.

1 Mayıs’a hangi taleplerle hazırlanıyorsunuz?
E-D bloklarında işçi sağlığı ve iş güvencesi düpedüz hiçe sayılıyor. Döküm atölyelerinde çalışan arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu ölümcül haslıklarla boğuşuyor. Kimyasal gazlar, siyanür başta olmak üzere ölümcül kimyevi maddelerle iç içe yaşayan işçi arkadaşlarımıza koruyucu eldiven, gaz maskesi, koruyucu gözlükler verilmiyor. Devir lavlardan yanıklı yaralanmalar, kas ezilmeleri, uzuv kopma ve yaralamaları sık yaşanıyor. Bölgemizde cerrahi müdahale yapacak bir hastane yok. Tam teşekküllü bir poliklinik de yok. Aile sağlığı merkezi var. Orada bir uzman doktor bile yok. İşçi sağlığı ve iş güvenliği denetimi ve tedbirler yok. Arkadaşlarımız 40 yaşına gelmeden iki büklüm oluyorlar. Kıdem tazminatları asgari ücret üzerinde hesaplanıyor. Bu büyük bir haksızlıktır. Şimdi bu hak elimizden alınmak isteniyor. Servis hakkı, yol ve yemek ücretleri, aylık indirimli kart taleplerimiz var. Ücretlerimiz düşük. Esnek çalışma uygulaması yaygın. Hiç birimizin iş güvencesi yok. Bunca yakıcı sorunun olduğu bir yerde bizim yerel çağrılarımız bu talepler etrafında derinleşerek yürümek zorunda. Bugün en geri bir İMES işçisi bile kıdem tazminatlarının gasbını konuşuyor, düşük ücrete ve esnek çalışmaya karşı bir şeylerin yapılmasını tartışıyor. Biz bu çerçevede çalışmamızı iki üç katına çıkarmak durumundayız. Bunun yanı sıra farklı blokların kendine özgü sorunlarına ilişkin de farklı seslenmelerimiz olacak. 

Nasıl bir örgütlenme yapıyorsunuz?
Mümkün mertebe işyeri komitelerini bloklara yayarak ilerlemek durumundayız. 1 Mayıs çalışmaları bizim için bir fırsat. İMES içinde ve yerelde 1 Mayıs kutlaması için yoğun bir çalışma içindeyiz. Yani artık İMES patronlarının bizi muhatap kabul edeceği bir çalışmadan bahsediyoruz. Tüm bloklardan temsilci arkadaşlarımızı temsiliyetinde ortak bir komiteyle her zam döneminde ve asgari ücret belirlemelerinde söz sahibi olmak istiyoruz. TİS yerine geçecek protokollerle kendimizi temsil etmek ve kalıcı haklar kazanmak istiyoruz. Bunun için Ünaldı dokuma işçilerinin deneyiminden yararlanıyoruz. 1 Mayıs çalışmasını tüm havzaya yaymak istiyoruz. Nitekim uzun süredir bu yönde kayda değer ilerlemeler sağladık. Çok sayıda fabrika ve işyerinde sendikal örgütlenme çalışmalarının olması ve işçilerin örgütlenme isteği buna kanıttır. Yaygın ve kitlesel 1 Mayıs şiarı bizim temel aldığımız bir şiardır. Mümkün mertebe biz de yerelde kutlama yapmak için bir çaba içindeyiz. En azından Sarıgazi merkezli bir 1 Mayıs kutlaması yapabiliriz. Bunun için İMES ve OSB işçileriyle bir araya geliyoruz, toplantılar yapıyoruz. 

*** 
Biz bir aileyiz!

LCW işçileri/İstanbul

Bizler LCW markasının tekstil, mağaza ve depo çalışanları işçileriz. Hem kaliteli hem de ucuz diye reklamı yapılan markanın üretici ve dağıtıcılarıyız. ‘Biz bir aileyiz’ deniyor işyerlerimizde bize. Ama ne yazık ki bu ailede biz işçiler üvey evlat muamelesi görüyoruz. Her yer ayrı bir dert, üretim bölümlerinde soluksuz çalışıyoruz, mağazalarda iş güvencemiz yok, depolarında meslek hastalıklarıyla boğuşuyoruz. Üstelik işçiler patronun usta politikalarıyla şucu bucu diye bir birine düşmanlaştırılıyor. Bizler artık bu koşulların değişmesi için bir şeyler yapmak istiyoruz. LCW depo işçilerinin başlattığı birlik olma çabasını az sayıda da olsak dikim ve mağazalarda da hayata geçirmek istiyoruz.
Birlik olmaktan başka çaremiz yok. Bizim gözümüz kimsenin malında mülkün de değil ama bizler haksız uygulamaların son bulması için birlik olmak sorunlarımızı ifade etmek istiyoruz. Gelin Tüm LCW çalışanları olarak gerçekten büyük bir aile olalım, yan yana duralım bir arada bir birimize sahip çıkalım. Bunu başardığımızda gerçekten işçi olduğumuzu anlayacak ve gerçekten  büyük bir aile olacağız. 
Önümüz 1 Mayıs, dünya işçilerinin bayramı. Bir çoğumuz sadece adını duyduk ve hiç bir araya gelmedik, hiç katılmadık. Oysa 1 Mayıs’ta tüm dünyada işçiler meydanlarda bir araya geliyor, birliklerini gösteriyor. Biz de bu 1 Mayıs’ta birliğimizi meydanlarda gerçekleştirelim. Depo, tekstil, mağaza işçileri olarak 1 Mayısta sendikaların yapacağı mitingde bir araya gelelim ve büyük ailemizin büyük buluşmasını gerçekleştirelim.

ÖNCEKİ HABER

Daha ileri bir kıdem tazminatı hakkı için

SONRAKİ HABER

1 Mayıs’ta birliğimizi daha da büyütelim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...