15 Nisan 2016 09:13

Çağrı SARI
İstanbul

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'nin dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili anayasa değişikliği teklifine, anayasaya aykırı olmasına rağmen “evet” diyeceklerini açıkladı. Bunun ardından CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem genel başkanın kararına saygı duyduğunu ancak evet demenin parlamentoyu işlevsiz kılmak anlamına geleceğini ve Meclis’e darbe anlamına geldiğini söyledi. Gazetemize yaptığı açıklamada ‘Kesinlikle hayır diyeceğim’ ifadesini kullanan Eren Erdem, dokunulmazlıkların kaldırılmasının Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahalesi olduğuna işaret etti. Erdem, “60 milletvekilinin vekilliğini düşürüp, ara seçim yapabilecek. Sadece HDP’ye dönük değil, CHP’ye de bir operasyon bu. Ara seçim ile Meclis aritmetiği değiştirilip başkanlık da onaylanabilir. Tehlikeli bir durumdur” ifadesini kullandı. Erdem örgütlerinde ‘hayır’ yönlü bir eğilim olduğunu belirterek, Meclis’ten de hayır çıkacağına inandığını söyledi.

AKP kontrolündeki medyada çıkan ‘Eren Erdem’in fezlekesi olduğu için hayır diyecek’ haberlerine de tepki gösteren Erdem, kendi dokunulmazlığının kaldırılması için feragat dilekçesi vereceğini de söyledi. Tutumunun bireysel değil politik olduğunun altını çizen Eren Erdem, “Türkiye Cumhuriyetinin parlamentosunu işlevsiz kılacak, demokratik siyasetin önünü tıkayacak bir darbe girişimi olması açısından ‘hayır’ diyorum. Kişisel fezlekelerimle ilgili üzerime atılı suçların tamamı uydurma” dedi.

‘İKTİDAR PARTİSİNDEN HİÇBİR MİLLETVEKİLİ YARGILANMAYACAK’

Erdem Anayasaya ek madde eklenmesi için Anayasa değişiklik teklifine neden ‘hayır’ diyeceğini şu sözlerle açıkladı:
“Geçici maddenin dokunulmazlıkları kaldırmak ile uzaktan yakından alakası yok. Bu madde milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmamakta. Bununla, geçici madde hükme konulduğu andan itibaren milletvekillerinin fezlekelerinin işleme konulmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla, geçmesi halinde iktidar partisinden hiçbir milletvekili yargılanmayacaktır. Çünkü iktidar partisine ait fezlekeler (40’a yakın) trafik cezası, seçim yasağı ihlali, hakaret falan. Yani milletvekilliğini ortadan kaldıracak bir durum yok. Fakat muhalefet partilerinde, Cumhurbaşkanına hakaret, TCK 301, 302 gibi iddiaların yer aldığı fezlekeler var. Dolayısıyla bu dokunulmazlığın kaldırılması manasına gelmiyor. Mevcut milletvekillerinin işlevsizleştirilmesi anlamına geliyor. Şimdi iktidar partisinin yaklaşımı üzerinden söylüyorum; terör örgütü üyeliği iddiasıyla milletvekillerinin yargılanması gerektiği gibi birtakım yaklaşımlar sergiliyorlar. Bunun için böyle bir madde geçirmek doğru değildir. Bunun için yapılması gereken ilgili iddiaların karma komisyonda görüşülmesidir. Ama şimdi biz bu maddeyi geçirdiğimiz zaman Recep Tayyip Erdoğan 60 milletvekilinin vekilliğini düşürüp ara seçim yapabilecek. Bu her partiden olabilir. Kamuoyu bunu HDP’ye dönük bir operasyon zannediyor. Sadece HDP’ye dönük değil, CHP’ye de dönük de bir operasyon bu. Dolayısıyla bu operasyon üzerinden çok rahatlıkla bir ara seçim yapabiliir. Ara seçimle Meclis aritmetiğini değiştirip başkanlığı da onaylayabilir. Bu yönüyle baktığımız zaman tehlikeli bir durumdur. Bu nedenle ben kesinlikle ‘hayır’ diyeceğim.

‘YAKLAŞIMIM BİREYSEL DEĞİL, POLİTİK’

Şöyle değerlendiren yorumlar gördüm havuz medyasında ‘Eren Erdem’in bir sürü fezlekesi var ondan dolayı ‘hayır’ diyeceğini söylüyor...’ Ben demirden korksaydım trene falan binmezdim. Benim fezlekelerim var. Ben ‘hodri meydan’ diyorum. Bakın kendi dokunulmazlığımın kaldırılması için feragat dilekçesi veriyorum. Bu konuya yaklaşımım benim politiktir. Türkiye Cumhuriyetinin parlamentosunu işlevsiz kılacak, demokratik siyasetin önünü tıkayacak bir darbe girişimi olması açısından ‘hayır’ diyorum. Kişisel fezlekelerimle ilgili üzerime atılı suçların tamamı uydurma, saçma sapan iddialardır dolayısıyla ben bunların tamamının hesabını verecek özgüvene sahibim. Bundan dolayı ben kendi dokunulmazlığımdan vazgeçeceğim. Buradaki durum benim fezlekem ya da partimden birinin fezlekesinin olmasından kaynaklanmıyor. Bunun Türkiye siyaseti açısından kalıcı bir tahribat yaratacağının  reel olarak karşımızda durmasından kaynaklanıyor. 90’lardaki Orhan Doğanların yaşadığı bir hadisenin bir benzerini yaşayacaksak, burada benzeri bir tablo ile karşılaşacaksak Türkiye geri dönüşü olmayan birtakım kalıcı tahribatların oluşumuna neden olacaksa, bu tehlikeli bir yaklaşım.

GENEL BAŞKANIMIZIN TUTUMUNA SAYGILIYIM

Genel Başkanımızın da ‘evet’ diyeceğiz şelinde yaptığı açıklamada bir anekdot vardı. İktidar partisinin bunu aleyhinde kullanacağı şeklinde bir açıklama vardı. Esasen Genel Başkanımız da bunun Anayasaya  aykırı olduğunu ‘hayır’ denmesi gerektiğini, ama politik bir strateji olarak ‘evet’ denilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Yani bir strateji gereği. Genel Başkanımızın aldığı bu tutuma ben son derece saygılıyım. Fakat ben şahsen ben bu stratejinin biraz dışına çıkarak  ‘evet’ değil ‘hayır’ denilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Hayır diyeceğim.  

ÖRGÜTÜMÜZDE ‘HAYIR’ EĞİLİMİNİ GÖRDÜM

Ben oylamanın sonucunda ortaya çıkacak tablonun ağırlığının hayır yönünde olacağını düşünüyorum. Bu bağlamda elbette genel başkanımız bir strateji ortaya koyabilir. Ben grupta belirgin bir evet yaklaşımı olacağını düşünmemekle beraber bu yaklaşımın stratejik, siyasi bir tavır olduğunu düşünüyorum. Demokratik bir partiyiz. Partimiz ön seçim yapan bir partidir. Ön seçimden gelmiş biriyim. Örgütün verdiği yetkiyle vekillik yapıyorum. Bugün de örgütümüzdeki birçok tartışmada bu tavrı belirgin bir biçimde ortaya koymamız gerektiğini düşünen bir eğilimi görüyorum. Ben bu gözlemlerime de dayanarak, bu konuda zaten grup kararı alamayacağımız gerçeğine de binaen bu açıklamayı yaptım. 134 milletvekilimizin bu konuya ‘evet’ diyeceği konusunda da bir emare sözkonusu değil. Temennim bu geçici maddenin geçmemesidir. MHP de dahil olmak üzere muhalefet partilerinin tümünün desteğiyle, 550 milletvekilinin dokunulmazlıklarının tamamının kaldırılarak kürsü dokunulmazlığının sınırlanmasına dönük teklif getirmeli ve bu teklifi oylamalıyız. Geçici madde getirdiğinde bunun ucu AKP’ye dokunmayacak. Hiçbir bakan yargılanmayacak.  4 bakan yargılanamayacak Başbakan yargılanamayacak. Bu fezlekelerin tamamı takipsizlik almış durumdadır. Bu madde sedece muhalefet vekillerini yargılayacak. TCK 299’dan 20 tane milletvekilinin hüküm giyme ihtimali var. Yani bu realiteye bakıyoruz. TCK 299, 14 aydan başlıyor. Hüküm giydiğin an vekilliği düşecek. Millet vatandaşı oraya gidip muhalefet etsin diye gönderdi. Kürsüde söylediği sözden bile ceza yiyecek şimdi. Bu parlamentoya suikast planıdır. “

Evrensel'i Takip Et