14 Nisan 2012 07:03

O köyler kimin köyü şimdi?

Altıncılara ÇED toplantısı yaptırmak istemeyen köylüleri iknaya giden Çan Kaymakamı, kendisine tepki gösteren köylüye dava açtı. Altıncı şirketin ÇED için yapmak istediği halk toplantısından bir gün önce köye giden kaymakamın, kahvecileri toplantıyı yaptırmaları konusunda uyardığı, aksi takdirde ruhs

O köyler kimin köyü şimdi?
Paylaş
Gözde Demir / Özer Akdemir

‘DAHA ÖNCE NEREDEYDİN?​’

23 Şubat tarihinde, Çanakkaleye bağlı Çan’ın Kızılelma köyünde ÇED toplantısı yapmak isteyen altın şirketine karşı tepkili olan köylüler, toplantının yapılması planlanan köy kahvesinin önünde toplanmıştı. Aynı gün iki toplantı yapmak isteyen şirkete ilk toplantısını protesto ederek yaptırmayan köylüler, aynı gün yapılmak istenen ikinci toplantı için kendilerini iknaya gelen Çan Kaymakamı Hasan Gözen’e tepki göstermişlerdi. Aylardır altıncı şirketin sondaj çalışmaları nedeniyle sularını içemediklerini söyleyen köylüler, kaymakama “Şimdiye kadar niye gelmedin de şimdi geliyorsun?​” diye sormuşlardı. Kendilerine destek için Çanakkale’den ve diğer köylerden gelmek isteyenlerin valinin emri ile jandarmalar tarafından engellenmesine karşı çıkan köylüler, hep birlikte jandarma barikatına yürüyerek misafirlerinin köye girişine izin verilmesini istemişlerdi.

KÖYLÜDEN DAVACI

Bu gerginlik sürecinde Karaköy köyünden Kadir Karacan ile birbirlerine sert sözler söyleyen kaymakamın, daha sonra cumhuriyet savcısının ısrarı ile köylüden davacı olduğu öğrenildi. Haberde adının yazılmaması kaydıyla olayı anlatan Karaköy Muhtarı, Çan Kaymakamına “Sizin toplantıyı yaptırmak için buraya gelmeniz iyi olmadı” dediğini, Kaymakamın da kendisini, “Sen zaten bu köyden bile değilsin. Sen karışamazsın” diye azarladığını söyledi. Devletin topraklarını yabancı altın şirketlerine sattığını, buna karşın kendilerinin de bu toprakları korumak için direndiklerini belirten muhtar, “Şu an Kızılelma ve Karaköy ormandan ağaç kestirmedikleri için altıncıların çalışmaları ilerlemiyor. Ama madenciler işi yukarıdan bitiriyorlar. 1986 yılından beri yapılması için uğraştığımız göletin yapımına apar topar başlandı madencilerin yararlanması için” diye konuştu. Olay günü tüm halkın kaymakama tepki gösterdiğini belirten, “Kaymakamın ÇED toplantısını yaptırmak istemesinin köylüyü kışkırttığını aktaran muhtar, “Kadir Karacan arkadaşımız kurban seçildi” dedi.

KENDİ TOPRAKLARIMIZI KORUMAK İSTERKEN

Kaymakamın bir gün önceden köye gidip tehdit etmesinin herkeste kızgınlık yarattığını söyleyen, dava açılan köylü Kadir Karacan ise “Kızılelma’ya komşu köyleri ve Karaköy muhtarını sokmak istemediler. Kendi topraklarımızı korumak isterken saatlerce jandarmanın kuşatmasında beklemek zorunda kaldık. Bu sırada bizim muhtarla kaymakam tartışırken, o gerginlikte ben de halk arasında kullandığımız bir sözü söyledim. Küfür etme gibi bir niyetim yoktu. O da bana aynı şekilde karşılık verdi zaten” dedi. Hakkında kaymakama hakaret etmekten dava açıldığını söyleyen Karacan, jandarmaya verdiği ifadede, kaymakamın köylüleri tehdit etmesinin köylüde yarattığı gerginliği anlattığını aktardı. Kayacan’ın davası 11 Mayıs tarihinde Çan’da görülecek. (Çanakkale/EVRENSEL)


KÖYLÜYE ÇİFTE BASKI

Kaz dağlarının onlarca yerinde altın madeni işletmek isteyen uluslararası ve yerli altın şirketlerine bölgenin mülki amirlerinin birçok açıdan destek verdiği biliniyor. AKP iktidarının altın madenciliği konusunda “Son gramına kadar çıkacak” anlayışının bir yansıması olarak, gerek Çanakkale Valisi gerekse bölgedeki ilçe kaymakamları altıncı şirketlerin rahat çalışması için ellerinden geleni esirgemiyorlar. Yöre halkının altın madenciliğine karşı çıkması ve şirketlere ÇED toplantısı yaptırmaması üzerine Çanakkale Valisi’nin devreye girerek, bu toplantıların engellenmemesi için çevrecileri ve köylüleri uyarmıştı. ÇED toplantısının yapılacağı köylere onlarca jandarma gönderen vali, bu köylere komşu köyler dahil köyden olmayan kişilerin girmesini engellemek, böylece ÇED toplantısının protesto edilmesini önlemek istemişti.


ÇEVRECİLER SORUYOR

Çanakkale Çevre Platformu üyeleri Çanakkaleli yaşam savunucuları Kadir Karacan’a açılan davanın köylüye yapılan baskının bir yansıması olduğunu belirterek şu soruları yöneltiyorlar:

* İnsan sayısından fazla jandarmanın bu insanların köyünde ne işi vardı?

* Kaymakam yıllardır uğramadığı köye neden gelmişti?

* Neden onları ruhsatlarını geri almakla tehdit etmek zorunda kalmıştı?

* Neden herkese kapısı açık olan bu köye giriş barikatlarla engellenmişti?

* Kızılelma bu yurdun köyü değil mi? Ya Kızılelma’ya giremeyen barikatların ötesinde kalan diğer başka köylüler?

*  Köyümüz herkesin köyü değil mi? Altın madeni işletilmek istenen köyler kimin köyü şimdi?

ÖNCEKİ HABER

Serdaroğlu: İşveren tarafsızlığını korusun

SONRAKİ HABER

Bursa'da iş kazası: 1 ölü, 4 yaralı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...