Aziz Yural’ın defnedilmesine izin verilmiyor

Cansu PİŞKİN
Eren YILMAZ
İstanbul

Cizre'de başından vurularak öldürülen Aziz Yural’ı defnetmek için Diyarbakır, Batman, Ağrı, İzmir, İstanbul, Van, Ankara, Aydın ve Urfa’dan yola çıkan Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) ve KESK MYK üyeleri devletin engeli nedeniyle defin işlemini gerçekleştiremediklerini açıkladı. Öte yandan SES merkezi tarafından yapılan bu açıklamanın ardından sabah saatlerinde SES Şırnak Şube Yöneticisi Selahattin Barınç gözaltına alındı, KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy hakkında da gözaltı kararı çıkarıldığı öğrenildi.

CENAZELER CİZRE’YE DEFNEDİLEMİYOR 

Şırnak’ta bulunan SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden yaşananları gazetemize değerlendirdi. Otopsilerin yapıldığını ancak cenazelerin Cizre’ye defnedilmesine izin verilmediğini söyleyen Erden, ailelerin de doğal olarak cenazelerini kendi memleketlerinde defnetmek istediğini aktardı. KESK üyelerinin gözaltına alınmasına tepki gösteren Erden, “Bu gözaltılar dışarıdan gelen desteklerin önünü kesmek için yapılıyor. Diğer illerden gelen insanlar özellikle hedef seçiliyor, tanıklıkları yok etmek istiyorlar. Diyarbakır’da yapılan gözaltılarda da özellikle diğer illerden gelenler hedef alınmıştı.”

‘BEYAZ ÖNLÜKLERİMİZLE GÖREVE DEVAM EDECEĞİZ’

Şırnak’ta sağlık hakkıyla ilgili de ciddi sıkıntılar yaşandığına dikkat çeken Erden, “Cizre Devlet Hastanesi, Özel Harekat’ın karakolu olarak kullanılıyor. Şırnakta bütün sağlık kuruluşları ve kamu kuruluşları’nda özel harekat polisi yerleşmiş durumda. Sağlık mıntıkalarına girmek Türkiye’nin taraf olduğu uluslar arası sözleşmelerde de yasak olmasına karşın hastanelerde sağlık emekçileri değil keskin nişancılar ve Özel Harekat polisleri bulunuyor. Onar günlük nöbetlere mahkum ediliyorlar bu da aslında bir tür gözaltı uygulaması. Abluka nedeniyle sağlıkçılar ilçeye giremiyor. Biz her koşulda beyaz önlüklerimizle, ilk yardım çantalarımızla görevimizi yapmaya devam edeceğiz.”

SES’İN GÖZALTINA NEDEN OLAN AÇIKLAMASI

Sağlık Emekçileri Sendikası’nın (SES) gözaltı işlemi yapılmasına neden olan açıklaması şöyle: “Günlerdir süren sokağa çıkma yasağı nedeniyle bırakalım halkın sağlık hizmetine ulaşmasını, yaralı ve cenazelerine bile müdahale edemiyorlar. Etmeye çalışan arkadaşlarımızı da ya darp ediyor ya tutukluyor ya da canice katlediyorlar. Şu çok net bir şekilde bilinsin ki; Aziz arkadaşımız cana can olmak için canını vermiştir. Sağlık Bakanı ise, sorumlu olduğu personelin çalışma koşullarını, can güvenliğini ve yaşam hakkı başta olmak üzere en temel insani haklarını güvence altına alma konusunda herhangi bir adım atmadığı gibi kin ve nefreti körükleyen açıklamalar yapmaktan geri durmuyor. Hatta bakanı hükümeti, ‘Bu güne kadar hiçbir sivil vatandaş öldürülmemiştir.’ diyerek milyonlarca insanın gözünün içine baka baka yalan söylemektedir.”