Emekçiler, barış için iş bırakarak sokağa çıktı: Emekçiler birleşerek barışı kuracak
Emek meslek örgütlerinin çağrısıyla emekçiler bugün savaşa karşı iş bıraktı. Alanlara çıkan emekçiler, 'Savaş ve baskı politikalarına hayır. Savaşa karşı barışı savunuyoruz' dedi.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kürt illerinde süren şiddete ve ablukalara karşı, bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
Emekçiler Türkiye'nin dört bir yanında alanlara çıktı. Ankara'da da çeşitli noktalarda bir araya gelen emekçiler, 'Savaşa hayır, barış hemen şimdi' sloganlarıyla Sakarya Caddesi'ne yürüdü. Emekçilere, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler de destek verdi.
'HALKLARI KARŞI KARŞIYA GETİRMEYE ÇALIŞIYORLAR'
Ortak açıklamayı yapan KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, Tam 7 il, 17 ilçede sokağa çıkma yasakları uygulandığını söyledi. Devletin yasaklarla bölgede yaşayan halkı günlerce evlerine kapattığını, eğitimi tatil ederek okullara keskin nişancıları yerleştirdiğini, hastaneleri karargah olarak kullanıp sokakları zırhlı araçlarla doldurdurduğunu ifade etti. "Halkları karşı karşıya getirmek için ellerinden geleni yapıyorlar" diyen Özgen, yaşanan vahşet tablosuna herkesin sessiz kalmasını istediklerini vurguladı. Katliamlara göz yummayanların da baskı politikalarıyla sindirilmeye çalışıldığını belirten Özgen, "Biz daha önce defalarca siyasi iktidarın, savaş politikalarını tırmandırarak ülkemizi sürüklediği uçuruma dikkat çektik" dedi.
'ORTAK GELECEĞİMİZ KURMAK İÇİN KENETLENECEĞİZ'
10 Ekim Ankara Katliamı'na değinen Özgen, halkın barış isteğinin katliamlarla kana bulandığını yüzlerce insanın katledildiğini söyledi. İnadına barış demek için alanlarda olduklarını kaydeden Özgen şu şekilde devam etti: "Atılan her kurşuna; çocuk, kadın, genç, yaşlı her ölüme; sayısız ilçenin ve mahallenin tanklarla, toplarla, savaş uçaklarıyla abluka altına alınmasına; boşaltılan her hastaneye, okula; sokağa çıkma yasaklarıyla yüz binlerce insanın yaşam hakkının elinden alınmasına bugüne kadar kayıtsız kalmadık bundan sonra da kalmayacağız. Bizler savaştan hiçbir çıkarı olmayan, aksine savaşların bedelini canları ile işsizlikle, yoksullukla ödeyen ezici çoğunluk olarak birleşmediğimiz, yaşanan katliamların hesabı sormadığımız sürece barış olmayacaktır."
Çözümün Türkiye'nin gerçek bir demokrasiye kavuşmasından geçtiğini söyleyen Özgen, "İki halkın birlikte yaşama umudunu yok etmeye çalışanlara inat, ortak geleceğimizi kurmak için birbirimize daha fazla kenetleneceğiz. Her koşulda barış ve demokrasi mücadelesini sürdüreceğiz" diye konuştu.
İSTANBUL’DA EMEKÇİLER SAVAŞA KARŞI BARIŞ DEDİLER
DİSK, KESK, TMMOB bölge illerde süren sokağa çıkma yasaklarına, savaş politikalarına karşı iş bırakırken, İstanbul'da merkezi eylem Kadıköy Belediyesi önünde yapıldı.
Kadıköy Belediyesi önünde bir araya gelen DİSK, KESK, TMMOB üyeleri toplanma anında kendi güvenlikleri için eyleme katılanların çantaları arandı.Belediye önünden Kadıköy iskeleye yürümek isteyen kitlenin önüne barikat kuran polis, valilik izni olmadığı gerekçesiyle, yürüyüşe izin vermedi.
" Savaş ve Baskı Politikalarına Hayır, Savaşa Karşı Barışı Savunacağız" pankartı açan kitle sık sık "Saray savaş halklar barış istiyor" Yaşasın halkların kardeşliği" Anaların öfkesi katilleri boğacak" " Yürüyüş hakkımız engellenemez" sloganları atılan eyleme HDP istanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, KESK Eşgenel Başkanı Şaziye Köse, Disk Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ve Emep GYK üyesi Metin İlgün katıldı.
Yürüyüşe izin verilmemesi üzerine Belediye önünde kitle adına açıklamayı TMMOB istanbul İl Koordinasyonu Kurulu Sözcüsü Süleyman Solmaz yaptı. Solmaz bölgede yaşanan ağır savaş koşullarına, Ankara'da yapılmak istenen Barış Mitinginin kana bulanmasına hatırlatarak, endişelerinin giderek arttığını kaydetti. ülkenin içinde bulunduğu savaş koşullarına dikkat çeken Solmaz; " artık miting yapmanın, sokağa çıkmanın hatta pencereden dışarıya bakmanın dahi ölümü göze almakla eş değer olduğu bir Türkiye'de yaşamaktayız. Bu bir 'abartı' sayılmasın, Türkiye'nin doğusunda il il, ilçe ilçe , sokak sokak, bu gerçeklik yaşanırken, Türkiye'nin batısında da muhalif olmak, bir gece yarısı yargısız infazlarda katledilmeniz anlamına gelmektedir." dedi. bu savaş halinin biran önce sonlandırılması gerektiğini vurgulayan Solmaz; "Bu çağrımıza Akp hükümetinin olumlu karşılık vereceğinin beklemiyoruz, zira onlar savaş istiyor, karşılık vermesi gerekenler, çıkar sağlayanların uğruna evlatlarını feda etmek zorunda bırakılan halktır" diye konuştu. daha sonra söz alan Kesk Eşbaşkanı Şaziye Köse; " hükümet bize iki yol dayatıyor, ya onların bu politikalarına biat edeceğiz, ya da sindiremedikleri bizleri topla tüfekle sindirecekler, ama biz üçüncü yolu seçiyoruz, biz barışı mücadeleyi seçeseğiz" dedi.
İZMİR'DE BARIŞ GREVİNDE CÜBBELİ GERGİNLİĞİ
Bölge illerinde yaşanan savaşa karşı barış talebiyle İzmir'de de iş bırakan sendika ve odaların basın açıklamasında alınan yoğun güvenlik önlemlerine rağmen cübbeli bir kişinin aranmadan içeri girmesiyle gerginlik oluştu. Öte yandan barış talebinden rahatsız olan İzmir Tabip Odası da üyelerine mesaj atarak iş bırakılmamasını istedi.
İzmir'de de barış ortamının yeniden sağlanması için iş bırakan işçi ve emekçiler, Konak Eski Sümerbank önünde toplandı. Karşıyaka'da belediye önünde toplanan kamu emekçileri 'Savaşa Karşı Barışı Savunuyoruz' pankartı ile 'Barış, Barış, Barış Hemen Şimdi', 'Katil Devlet Hesap Verecek' ve 'Faşizme Karşı Omuz Omuza' sloganları ile iskeleye yürüdü. Öte yandan Aliağa'da Demokrasi Meydan'ında ve Tire'de Öğretmenevi'nin önünde işçiler ve emekçiler, basın açıklamaları gerçekleştirdiler.
Konak Eski Sümerbank önünde ise, bir gün öncesinde basında çıkan 'ABD Büyükelçiliği'nin vatandaşlarına İzmir'deki eylemden uzak durun' mesajından dolayı güvenlik önlemleri alındı. Açıklamaya gelen kitle polis barikatından arama yapılarak içeri girdi. Alınan güvenlik önlemlerine rağmen açıklamanın olduğu sırada elinde gazeteye sarılı bir kutu olan, cübbeli birinin içeriyi aranmadan girmesi gerginliğe sebep oldu. Cübbeliyi kişiyi farkeden kitleden insanlar, bu kişinin dışarı çıkmasını sağladı. Kitle durumu fark edip tepki gösterince yön değiştirdi ve alandan uzaklaştı. Ardından eyleme katılan grup ile polis arasında tartışma yaşandı. Kitle arama yapmayan polislere de tepki gösterdi. Polislerden aynı şekilde tepki gelince gerginlik arttı ve arbede yaşandı.
'CİZRE'DE BARIŞ OLMADAN İZMİR'DE DE OLMAZ'
Basın açıklamasını okuyan DİSK Genel Başkanı Kani Beko da "AKP devletinin savaş politikalarına dur demeyi örgütlü mücadelemizle başarmak zorundayız. Çünkü savaş sürdükçe onlar kasalarını doldurmaya devam edecek, işçiler emekçiler yoksulluğa mahkûm olacaktır. 2016 yılının esnek çalıştırmanın, güvencesiz çalıştırmanın, performansa göre değerlendirmenin başlayacağı bir yıl olmasını ancak işçilerin emekçilerin ortak mücadelesi durdurabilir. Barış diyoruz, çünkü Sur’a, Cizre’ye, Nusaybin’e barış gelmeden İzmir’e barış gelmeyeceğini biliyoruz. Çünkü savaşın emekçilerin hak arayışını engelleyen, demokratikleşmeyi engelleyen, yoksullaşmaya neden olan yüzünü görüyoruz" dedi.
TABİP ODASI: BARIŞ EYLEMİNE KATILMAYIN
Öte yandan, İzmir Tabip Odası da TTB'nin de destek verdiği iş bırakma eylemiyle ilgili yazılı açıklamada bulundu. Barış talebinden rahatsız olan Tabip Odası açıklamasında bölgede süren savaşın devamından taraf oldu. Oda, üyelerine mesaj da atarak katılınmamasını istedi. Tabip Odasının açıklamasında şöyle denildi "İzmir Tabip Odası olarak, etnik ayrılıkçı PKK’nin ülkemizi bölmek amacıyla sürdürdüğü savaşa karşı ülkemizin ve ulusumuzun birliğini savunuyoruz. Sendika ve meslek örgütleri tarafından yapılan iş bırakma çağrısını desteklemiyoruz".
ESKİŞEHİR'DE EMEKÇİLER BARIŞ İÇİN GREVE ÇIKTI
Eskişehir’de de işçi ve emekçiler barış için greve çıktı. KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla Adalar MİGROS önünde bir araya gelen kitle “Savaşa Karşı Barışı Savunacağız” pankartı açtı.
Kitle adına basın açıklaması yapan KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Serkan Demir, “Artık silahlar sussun, kimse ölmesin” dedi. KESK, DİSK, TMMOB olarak AKP’nin savaş ve baskı politikalarına karşı üretimden gelen güçlerini kullandıklarını söyleyen Demir,AKP hükümetinin içeride ve dışarıda savaş konseptini tırmandırdığını belirtti. Hükümetin tüm endişe, talep ve çözüm önerilerine gözünü ve kulağını kapattığını ifade eden Demir, emek ve demokrasi güçlerini de düşman ilan etmeye çalıştığını kaydetti. “biz emek ve meslek örgütleri olarak duyduğumuz sorumluluk gereği, giden yolun kan ve gözyaşının sel olup akacağı bir yol olduğunu; bu kirli savaşta çocukların, kadınların, yoksulların, işçilerin, emekçi halk kitlelerinin en ağır bedelleri ödeyeceğini bir kez daha yeniliyoruz” diyen Demir, savaşın ölüm, acı, gözyaşı ve yıkım demek olduğunu vurguladı. Bu topraklarda kimsenin ölmesini istemediklerinin altını çizen Demir, akan kanın ve gözyaşını durdurmanın tek çaresinin halklara açılan savaşın derhal durdurulması olduğuna dikkat çekti.
BURSA’DA İŞ BIRAKMA: BARIŞ KAZANACAK
Hükümetin 1 Kasım seçimlerinden sonra bölgede başlattığı savaş ve baskı politikalarına karşı Bursa’da DİSK, KESK, TMMOB bir günlük iş bırakarak protesto etti.
Heykel meydanında toplanan emek örgütleri ve siyasi partiler alkış ve sloganlarla hükümetin bu politikalarına karşı ses çıkardı.
Polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı dikkat çekerken, kitle adına basın açıklamasını okuyan KESK Bursa Şubeler Platformu dönem sözcüsü Süleyman Ayyılmaz; “Çocukların, kadınların, gençlerin, yoksulların kanının aktığı, anaların gözyaşının kurumadığı, insanlarımızın yıllarca unutamayacakları acılar yaşayacakları ve iki halkın birarada yaşama umudunun gittikçe tükendiği bir savaşa ne içeride ne de dışarıda asla razı olmadığımızı her alanda dile getiriyoruz. Halkın barış isteğini haykırmak için 10 Ekim’de Ankara’da yapmaya çalıştığımız uyarı mitingi kana bulandı. Dünya kamuoyunda lanetlenen bu cani saldırı açığa çıkartılıp tüm sorumluların yargı karşısına çıkartılması gerekirken, 10 Ekim Katliamı protestolarıyla ilgili bizlere soruşturma açıldı. Dünyanın başka bir köşesinde göremeyeceğiniz öyle bir hukuksuzluk ki bu, sendika yöneticilerimizin yanı sıra avukatlarımız da soruşturma kapsamına alındı” dedi
Ayyılmaz sözlerine şöyle devam etti; “Doğu ve Güneydoğu’da uygulanan sokağa çıkma yasakları, savaş hali’ni andıran askeri yığınaklar, okulların, hastanelerin ve devlet dairelerinin karargâhlara dönüştürülerek çatışmaların bütün bölgeye yayılmasıyla birlikte ilçeler, şehirler abluka altına alınıp boşaltılmakta, yüzlerce insan evlerinden alınarak kapalı spor salonlarına hapsedilmekte, çocuklar ve kadınlar hedef alınarak katledilmektedirler. İnsan cesetleri günlerce sokaklarda bırakılmakta, almaya çalışan yakınlarına ateş açılmaktadır. Temmuz’dan Kasım’a kadar 44 çocuğun öldürüldüğü, 52 çocuğun da yaralandığı aktaran Ayyılmaz, yaşam güvencenizin ortadan kaldırılması için artık karakollara götürülmeniz de gerekmiyor. İstanbul metropolünde son tarihlerde de Dilek Doğan, Yeliz Erbayve Şirin Ökersabah baskınlarında sorgusuz sualsiz katledildiler. Bu gidilen yolun, kan ve gözyaşlarının sel olup akacağı bir yol olduğunu; bu kirli savaşta çocukların, kadınların, yoksulların, işçilerin, emekçi halk kitlelerinin en ağır bedeller ödeyeceğini bir kez daha yineliyoruz. Bu topraklarda kimsenin ölmesini istemiyoruz. Bizlerin görevi insanlarımızın öldürülmesine seyirci kalmak değil, insanları yaşatmaktır. Bu katliamı yaratmak isteyenler şunu iyi bilsinler ki, “Bizler kardeşlerimizin elini sımsıkı tutacak” her koşulda birlikte olup, birlikte mücadele edeceğiz. İki halkın birlikte yaşama umudunu yok etmeye çalışanlara inat, ortak geleceğimizi kurmak için daha da birbirimize kenetleneceğiz. Son kişi kalana kadar barış ve demokrasi mücadelesini sürdürmekten asla geri durmayacağız” dedi.
Eylem; “ Yaşasın Halkların Kardeşliği, Saray Savaş Halklar Barış İstiyor, İnadına Barış, Faşizme Karşı Omuz Omuza” sloganları ve alkışlarla son buldu.
MALATYA'DA BARIŞI SAVUNANLARA BARİKAT
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), sokağa çıkma yasakları ve ablukaya karşı Malatya da bir günlük iş bırakma eylemi yaptı. Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Önünde toplanan grubun Postane önüne yürümelerine polis izin vermedi. Uzun görüşmeler sonucunda polis grubun beşer kişilik gruplar halinde ayrılmalarına izin verdi. Ancak polisin ilk grubun alandan ayrılmasına izin verdiği sırada karşıt görüşlü bir grubun slogan atması sonrasında polis grubun dağılmasına izin vermedi.
‘BUNDAN SONRA MALATYANIN HER SOKAĞI EYLEM ALANIDIR BİZİM İÇİN’
SES Binasından EĞİTİM-SEN Binası önüne giden grup burada basın açıklaması yaptı. Grup adına açıklama yapan EĞİTİM-SEN şube başkanı Tarık Kaya, ‘’Savaşa karşı barış talebimizi, şiddetle baskıyla, TOMA’yla kapatacağız ve bu talebinizi söylemenize izin vermeyeceğiz dediler. Bu anlam da Malatya’yı yöneten mülki amirleri bir kez daha protesto ediyoruz. Yaptığınız Faşizim’dir biz KESK olarak geçmişte de bugün de Faşizme karşı direndik direnmeye devam edeceğiz. Bugün bizim yanımızda olan, dayanışma için de olan herkese Konfederasyonumuz adına teşekkür ediyorum. Biz direnişimizi sürdüreceğiz. Bu konu da kararlıyız daima direneceğiz, ve Faşizme geçit vermeyeceğiz Malatya da. İstanbul Valisi Taksim’i yasak etmişti. O zaman hep şu anlatıldı: ‘Her Yer Taksim Her Yer Direniş’ Bundan sonra bize Malatya’nın her sokağı, her caddesi eylem alanıdır bu da böyle biline’’ dedi.
ÇORLU VE ERGENE EĞİTİM-SEN ; YAŞAMAYI VE YAŞATMAYI HEP BİRLİKTE SAVUNALIM!
29 Aralık akşamı Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde Heykel Meydanında bölgede yaşanan ölümler üzerine Eğitim-Sen üyeleri tarafından basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasını Çorlu ve Ergene şubeleri adına Şükrü Civelek yaptı. Yapılan basın açıklamasında "Cizre'de, Silopi'de, Diyarbakır'da aylardır süren kuşatma geride ölümün indiği kentler bırakıyor. Her bomba, her ölüm, sivil, asker, polis, sönen her yaşam ülkenin doğusuyla-batısını birbirinden koparıyor. Halklar arasında telafisi mümkün olmayacak bir kopuş ortaya çıkıyor. Yıllardır acılar çeken, gözyaşları sel olup akan bu topraklarda, bir gün barış dolu günler göreceksek bunu ancak ölümün karşısında, inatla yaşamı ve yaşatmayı savunarak, amasız fakatsız bir şekilde inadına barış diyerek başarabiliriz" denildi.
BOLU’DA İŞ BIRAKMA: YAŞATMAK İÇİN BARIŞA SES VER!
Bölge illerindeki savaş ortamına dur demek için Bolu’da sokağa çıkan KESK, DİSK ve TMMOB “Savaşa Karşı Barışı Savunacağız” pankartı ile basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklamasına CHP Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Yıkılmaz ve bazı CHP’liler de katıldı.
Bugün saat 17:00’de KESK, DİSK ve TMMOB öncülüğünde Bankalar Caddesi İzzet Baysal Anıtı önünde bir araya gelen kitle adına açıklamayı Bolu SES Eş Başkanı Özkan Üstün yaptı.
Üstün yaptığı açıklamada savaşın emekçilere, çevreye, hukuka, adalete karşı açıldığını ve buna karşı mücadele edeceklerini söyledi.
Üstün; “Biz emek ve meslek örgütleri olarak, sadece üyelerimize değil, halkımıza karşı da duyduğumuz sorumluluk ve vicdanlarımız gereği, bugün burada bir kez daha ülkemizin yüz yüze kaldığı bu trajediyi dile getirmek, sizin aracılığınızla kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.” dedi.
SİNOP’TA İŞ BIRAKMA
Sinop Hükümet Konağı önünde yapılan eylemde DİSK, KESK TMMOB adına basın açıklamasını okuyan Metin Gürbüz; “Siyasi iktidarın, savaş politikalarını tırmandırarak ülkemizi sürüklediği uçuruma dikkat çekiyoruz. Çocukların, kadınların, gençlerin, yoksulların, kanının aktığı, anaların gözyaşının kurumadığı ve halkımızın bir arada yaşama umudunun gittikçe tükendiği bir savaşa asla razı değiliz. Devlet, yaklaşık 3bin 800 öğretmeni savaş boyutundaki operasyon öncesi hizmet içi eğitim adı altında ilçelerden çıkarırken, 114 bin öğrenciyi kaderlerine terk etmekle, 200 bini aşkın yurttaşımızı evlerinden, yaşadığı kentlerinden sürgün etmekle ve sağlık emekçilerini hastanelere hapsetmekle çok tehlikeli bir mesaj vermiştir. Savaşın vebali iktidarını tahkim etmek ve baskıcı otoriter bir rejim kurmak için savaş ve çatışmadan medet uman, içeride ve dışarıda savaş konseptini tırmandırmaya devam eden AKP iktidarının boynundadır. Şunu da söylemeden geçemeyeceğiz: İktidarın gücüne biat ederek suç otaklığını yapanlar da en az onlar kadar vebal altındadır. Biz emek ve meslek örgütleri olarak, duyduğumuz sorumluluk gereği, gidilen yolun yıkım ve felaket yolu olduğunu, bu kirli savaşta çocukların, kadınların, yoksulların, işçi ve emekçilerin en ağır bedeller ödeyeceğini bir kez daha yineliyoruz. Savaş baskı, şiddet ve sömürünün katmerleşmesi, emekçilerin ekmeğinin küçülürken zenginlerin kasalarının dolması demektir. Savaş demokrasi özgürlüklerin kırıntılarının dahi ortadan kaldırılması demektir. Savaş çevrenin doğanın tarihin tahrip edilmesi demektir. Sendikalar ve meslek örgütleri olarak tüm gücümüzle savaşa karşı barışın tarafındayız.” dedi.
BANDIRMA’DA SAVAŞA KARŞI İŞ BIRAKMA EYLEMİ
Emek meslek örgütlerinin savaşa karşı önceki gün Türkiye’nin bir çok yerinde gerçekleştirdiği iş bırakma eylemi kapsamında, Bandırma’da da KESK’e bağlı sendika üyeleri iş bıraktı. Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen eyleme siyasi partilerde destek verdi. Eğitim Sen Bandırma Şube Başkanı Mustafa Kocataş yaptığı açıklamada, bölgede gerçekleşen çatışma ve katliamlarla ülkenin savaşa sürüklendiğini belirterek, gençlerin yoksul ailelerden gelen asker çocukları ile yoksul bölge insanın kanının aktığı, anaların gözyaşının kurumadığı, halkların geri dönülmez biçimde kaosa sürükleyen bu gelişmelere seyirci kalınamayacağını ifade etti. 7 Haziran seçimlerinden sonra AKP’nin iktidarını korumak için içiride ve dışarıda savaş konseptini tırmandırdığı belirten Kocataş; “ Bu iktidarın demokrasiye tahammülü yoktur. Yok ederek, yok sayarak, kırarak, ezerek, dökerek sorunları bitirmek, muhalefeti sindirmek istemektedir. Oysa çözümün ne olduğunu herkes biliyor. Çözüm, evrensel bir hak olan insan haklarının tanınması, demokratik çözüm için acil adım atılmasıdır. Kısaca Türkiye’nin gerçek bir demokrasiye kavusmasıdır” dedi.
ADIYAMAN’DA BARIŞ İÇİN İŞ BIRAKMA
KESK,DİSK ve TMMOB’un aldığı karar doğrultusunda, Adıyaman’da da 1 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirildi. Bu kapsamda sabah saatlerinde Eğitim Sen üyelerinin yoğun olarak bulunduğu Adıyaman Lisesi işyeri önünde, sendika üyelerinin katıldığı bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
Burada açıklama yapan Eğitim Sen Adıyaman Şube Başkanı Hasan Basri Yorulmaz, Bölgede yaşanan katliamların ve operasyonların son bulması için emekçiler olarak üretimden gelen güçlerini her daim kullanacaklarını ve barış talebini yükselteceklerini vurguladı.
İş bırakan KESK üyeleri KESK binasında toplanarak basın açıklamasının yapılacağı Adıyaman Demokrasi Parkına geçtiler. Emniyetin yürüyüşe izin vermemesine, yürüyüş yapılamamasına üyeler tepki gösterdi. “Savaşa hayır barış hemen şimdi, Bijî Bıratîya Gelan, Yaşasın Halkların Kardeşliği, gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganları atıldı. Basın açıklamasına HDP,EMEP ve kitle örgütleri de katılarak destek verdiler. Basın açıklamasını KESK adına BES Adıyaman Temsilcilik Başkanı Şahin Binicier okudu. Binicier bölgede yaşanan sokağa çıkma yasakları, operasyonlar ve katliamlara tepki göstererek, tüm emek, demokrasi ve barış güçlerini tepki göstermeye, barış talebini güçlendirmeye çağırdı. Açıklamanın ardından toplanan kitle 5 dakikalık oturma eylemi yaptı.
ELAZIĞ'DA EMEKÇİLER BARIŞ İÇİN ALANDAYDI
KESK, DİSK, TTB ve TMMOB'nin "Savaşa Karşı Barışı Savunacağı" şiarıyla aldığı grev kararı sonucunda Elazığ'da ki emekçiler Eğitim Araştırma Hastanesinin parkında toplanıp Hozat garajına yürüdü. Parkta kısa bir açıklama yapan Eğitim-Sen şube başkanı Fuat Koç, "Hükümnet her alanda emekçilerin üzerine geliyor. Bölge illerinde savaşı kışkırtıp bi yandan da devlet memurlarının iş güvencesini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bu savaş konseptiyle, 657'nin değiştirilmesi birbirinden bağımsız değildir." dedi.
Hozat Garajı'nda saygı duruşunun ardından KESK dönem sözcüsü Ali Erdem basın açıklaması yaptı. "Ülkenin her yanında ağıtlar yükseliyor, kentler yaşam alanları kuşatılarak çatışma ve katliamlarla, ülke adım adım savaşa sürükleniyor. Gençlerin, yoksulların kanının aktığı, analarımızın göz yaşının kurumadığı, halklarımızı geri dönülmez biçimde kaosa sürükleyen bu gelişmelere seyirci kalınamaz" diyen Erdem "Türkiye'de barış düşmanları, savaşa tapanlar birleşmiş durumdalar. Savaş karşıtları da birleşmediği sürece yeni katliamlarınm önü alınamayacaktır" dedi. "Barışın sağlanmaması demek, Saray'dan alınan icazetle namlularıun, çocuk, genç, yaşlı, kadınlara çevrilmesi kıyım ve katliamların artması demektir" diyen Erdem "Gün savaşı durdurma, barışı inşa etme günüdür. Bu görev önümüze en son 10 Ekim barış karanfili yoldaşlarımız tarafından kondu" dedi. Sık sık "Savaşa inat yaşasın barış, Susma sustukça sıra sana gelecek" sloganlarının atıldığı eyleme EMEP, HDP ve DBP'de katıldı.
ADANA'DA BEYAZ BAYRAKLARA POLİS BARİKATI
Savaşa karşı barışı savunmak için iş bırakan KESK, DİSK, TMMOB ve TTB üyeleri Adana’da İnönü Parkı’nda bir araya geldi. Ellerinde barışı temsil eden beyaz bayraklar ve beyaz balonlarla Atatürk Parkı’na yürümek isteyen kitleye polis izin vermedi. Parkı abluka altına alan Adana Emniyeti önceden bildirim yapılmadan yürüyüş yapılamayacağını iddia ederek emekçilerin önü park çıkışında barikatla kesildi.
POLİS, “İZİN ALMANIZ GEREKİR” DEDİ
Adana CHP Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer’in de arasında bulunduğu sendika ve meslek odası temsilcileri uygulamaya tepki gösterdi. Eğitim Sen Şube Başkanı Ahmet Karagöz, “Yasaları biliyoruz. Önceden bildirim yapmaksızın barışçıl yürüyüş yapma hakkımız var. Emniyet’in kanunları değil AKP’nin emirlerini uygulaması üzücü” dedi. Ellerinde beyaz bayraklarla yürümek isteyen kitle polisin tavrını protesto etmek için oturma eylemi gerçekleştirerek basın açıklamasını yaptı.
'SAVAŞ, EMEKÇİ ÇOCUKLARININ ÖLÜME GÖNDERİLMESİ DEMEKTİR'
Kurumlar adına ortak açıklamayı okuyan KESK MYK Üyesi Ramazan Gürbüz, barışın tarafında olduklarını belirterek “ Bu çağrımıza AKP hükümetinin olumlu karşılık vereceğini beklemiyoruz. Zira onlar savaş istiyor. Karşılık vermesi gerekenler iktidarın, sermayenin, ırkçı milliyetçilerin çıkar sağladığı bu savaşa evlatlarını feda etmek zorunda bırakılacak olanlardır” dedi. Halkı barışa ses vermeye çağıran Gürbüz, “Savaş ölüm, acı, gözyaşı, emekçilerin ekmeği küçülürken zenginlerin kasalarının dolması demektir. Savaş, savaş kararı alanların değil, emekçi halk çocuklarının savaşa gönderilmesi demektir. Bugün barış demek, işsizliğe, açlığa, sermaye köleliğine hayır demektir” şeklinde konuştu.
'ÇOCUK BEDENLERİNİN BUZ DOLABINDA BEKLETİLMESİNE SON VERELİM'
Tüm Bel Sen Merkez Örgütlenme Sekreteri Satı Burunucu Çalı, “Biz yerel yönetim emekçileri hizmet veremiyoruz. İtfaiyenin söndürmesi gereken yangını TOMA’lar söndürüyor. Su vanasını açmaya giden üyemiz kolunu kaybediyor” dedi. Bu koşullarda kamu emekçileri olarak sessiz kalamayacaklarını ifade eden Çalı, müzakere ve yoluyla Kürt sorununun demokratik kalcı barışının sağlanmasını istediklerini dile getirdi. TTB adına konuşan Merkez Konsey Üyesi İsmail Bulca, kronik hastaların, diyaliz hastalarının hastanrye gidemediği için hayatını kaybettiğini belirterek, çocukların ve yaşlıların temel sağlık hizmetine ulaşamamasının kendilerini kaygılandırdığını söyledi. TMMOB adına konuşan İKK Sekreteri Hasan Emir Kavi, 3 aylık Miray bebeğin cansız bedenini koyacak morgda yer bulunamaz hale gelindiğini belirterek “ Yeter artık çözüm sürecini buzdolabına kaldıranlar yüzünden, çocuklarımızın bedenlerini buzdolabında bekletmeye son verelim” dedi.
ANTALYADA EMEKÇİLER BARIŞ İÇİN İŞ BIRAKTILAR
DİSK-KESK-TMMOB’nin Türkiye genelinde aldığı iş bırakma kararı doğrultusunda Antalyalı işçi ve emekçiler iş bırakarak, neden iş bıraktıklarını anlatmak için, bir basın açıklaması yaptılar.
‘GÜN SAVAŞI DURDURMA, BARIŞI İNŞA GÜNÜDÜR’
Antalya’da bugün iş bırakan kamu emekçileri Saat 12.30 da,Attalos Meydanında bir basın açıklaması yaptılar. Basın açıklamasını KESK Dönem Sözcüsü ve BES Antalya Şube Başkanı Mustafa Ayar okudu. Şu an ülkenin içine çekildiği savaş ve kaos ortamının , iki halkı birbirinden kopmaya zorlayan bir durumla karşı karşıya getirdiğini belirten Ayar “Halkın barış isteğini haykırmak için gittiği Ankara’yı kana bulayan bu zihniyet, olayın aydınlatılması için harcayacağı emeği, sendikacıları yargılamak için harcıyor. Bu dünyanın neresinde görülmüş. Biz barışı haykırmaya devam edeceğiz. Gün savaşı durdurup, barışı inşa etme günüdür. Biz emek ve meslek örgütleri olarak, duyduğumuz sorumluluk gereği, gidilen yolun kan ve göz yaşlarının sel olup akacağı bir yol olduğunu; bu kirli savaşta çocukların,kadınların,yoksulların,işçilerin,emekçi halk kitlelerinin en ağır bedeller ödeyeceğini bir kez daha yineliyoruz.’’dedi
‘BİR KERE DAHA ÇAĞRIDA BULUNUYORUZ’
‘’AKP Kürt illerinde kuşatmayı kaldırmalı, sokağa çıkma yasağına son vermeli,operasyonları durdurmalıdır.Kürt halkının can ve mal güvenliği sağlanmalıdır.Pkk buna paralel silahları susturmalı,şehir savaşını durdurmalıdır.Kürt sorununun demokratik çözümü için parlemento içindeki ve dışındaki tüm güçlerin katıldığı açık bir süreç başlatılmalıdır.’’diyen Ayar,’’bizle barışın tarafıyız, kimsenin ölmesini istemiyoruz ve buradan Barışın çağrısını yapıyoruz.’’dedi.
ANTEP’TE GREV: YAŞATMAK İÇİN BARIŞA SES VER!
KESK, DİSK, TMMOB’un çağrısıyla hükümetin aylardır yürüttüğü savaş politikalarına karşı iş bırakan emekçiler, Antep’te yürüyüş yaptı. Kimi okul, hastane ve devlet dairelerinde iş bırakan yüzlerce emekçi, Kırkayak Parkında toplanarak “Savaş politikalarına hayır. Savaşa karşı barışı savunacağız” pankartıyla Yeşilsu’ya kadar yürüdü. Emekçilere siyasi partilerden de destek geldi.
Yeşilsu Parkı’nda ortak basın açıklamasını okuyan KESK Antep Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, sokağa çıkma yasaklarıyla okulların ve hastanelerin “savaş hali”ni andıran asker yığınaklarına döndüğünü söyledi. Abluka altına alınan şehirlerde kadın ve çocuklarının katledildiğini belirten Ersönmez, “Artık sokağa çıkmanın, hatta pencereden dışarıya bakmanın dahi ölümü göze almakla eşdeğer olduğu bir Türkiye’de yaşamaktayız” dedi. Bu topraklarda kimsenin ölmesini istemediklerini dile getiren Ersönmez, “Gün yaşananları seyretme günü değil, “içerde ve dışarıda savaş” çığlıkları atanlara karşı yüksek sesle cesaretle savaşı durdurma, barışı inşa etme günüdür. Bu nedenle diyoruz ki: Yaşatmak için barışa ses ver!” diye konuştu. Basın açıklamasından sonra oturma eylemi yapıldı.
URFA BİRECİK: ÖLDÜRÜLENLER BİZİM ÇOCUKLARIMIZ’ DİYE HAYKIRMA ZAMANI
Urfa’nın Birecik ilçesinde Kürt illerinde devam eden sokağa çıkma yasakları ve sivil katliamına karşı sokağa çıkan emekçiler, AKP’ye ‘savaş politikalarına son ver’ diye seslendi.
İş bırakan eğitim ve sağlık emekçilerine EMEP, HDP ve DBP de destek verdi.
Yürüyüşün ardından yapılan açıklamada, “Endişeliyiz, atılan her kurşunda, çocuk, kadın, genç, yaşlı her ölümde, sokaklara giren tankların palet seslerinin kulaklarımızı sağır edercesine çoğalmasında, sayısız ilçenin ve mahallenin tanklarla, toplarla, savaş uçaklarıyla abluka altına alınmasında, boşaltılan her okulda, her yurtta, her hastanede, her kurumda, sokağa çıkma yasaklarıyla, yüzbinlerce insanın açlığa, susuzluğa mahkum edilmesinde, devlet güvencesiyle savaşa sürüklenen yoksul çocuklarının çaresizliklerinde, bir arada yaşama umudunun geçen her gün, her saat, yüreğimiz ağzımızda, kulağımız gelecek acı haberi beklerken endişemiz artıyor” denildi. “Savaş, ölüm, acı, gözyaşı, yıkım, şiddet ve sömürünün artması demektir. Demokrasi ve özgürlüklerin bitirilmesi demektir” ifadelerine yer verilen açıklamada, “Gün, yaşananları seyretme günü değil, ‘içeride ve dışarıda savaş’ çığlıkları atanlara karşı yüksek sesle ve cesaretle, ‘öldürülenler bizim çocuklarımız’ diye haykırma günüdür” denildi.
MERSİN ÜNİVERSİTESİ'NDE DERS BARIŞ
KESK, DİSK, TMMOB ve TTB' nin çağrısıyla "Savaşa karşı barışı savunacağız" diyen emekçiler Mersin'de de greve çıktı. Mersin Üniversitesi'nde iş bırakan Eğitim-Sen üyesi akademisyenler ise Barış konulu ders verdi.
AKP hükümetinin savaş politikalarına, bölgede uyguladığı askeri operasyonlara, sokağa çıkma yasaklarına ve Kürt halkının katledilmesine karşı Mersin Üniversitesi'nde Eğitim-Sen üyesi akademisyenler bir günlük greve çıktı. Derslere girmeyen akademisyenler Çiftlikköy kampüsü Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya gelerek Barış konulu bir ders verdi. Akademisyenlerin yanısıra öğrencilerin de katıldığı barış dersinde barışı savunmak ve kazanmak için mücadele edilmesi gerektiği vurgulandı.
"Savaşa hayır barış hemen şimdi", "Yaşasın halkların kardeşliği" sloganlarının atıldığı Barış dersinde konuşan akademisyenler odalarda oturarak barışın getirilemeyeceğini ifade ettiler. Bölgede süren operasyonlarla Kürt halkının yaşam haklarının ellerinden alındığını belirten akademisyenler yaşanan olaylara sessiz kalınmaması gerektiğini vurguladılar.
KAYSERİ: YAŞATMAK İÇİN BARIŞA SES VER!
Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan KESK, DİSK ve TMMOB üyeleri, bölgede yaşanan sokağa çıkma yasaklarıyla beraber gelen ölümlere dikkat çekmek amacıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. KESK, DİSK ve TMMOB adına açıklama yapan DİSK bölge temsilcisi Cumali Sağlam,“Ölenler bizim çocuklarımız. Kardeşlik istiyoruz’’ İfadelerini kullanarak “sadece OHAL ve sıkıyönetim dönemlerinde olan sokağa çıkma yasakları bu dönem tüm yasa dışılığına rağmen uygulanıyor. Doğu ve Güneydoğuda insan cesetleri günlerce sokaklarda bırakılmakta, almak isteyen yakınları kurşunlanmaktadır. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere tüm kamu hizmetleri savaş düzenine göre yeniden dizayn edilmektedir. 44 çocuğun öldüğü ve 52 çocuğun yaralandığı bölgede İŞİD çeteleri cirit attırılmaktadır” dedi.
Sağlam, iktidarın muhalefete tahammülü olmadığını belirterek “Akan kan ve gözyaşlarını durdurmanın tek çaresi, halklara karşı açılan bu savaşı derhal durdurmaktır. Barış ve kardeşlik tek çaredir’’ dedi.
SAMSUN’DA MÜZAKERE ÇAĞRISI
Samsun'da iş bırakan emekçiler, saat 12.30’da Süleymaniye Geçidi’nde toplanarak bölgede süren devlet şiddetini protesto etti. Burada konuşan TMMOB İKK temsilcisi Tarık Tarhan, savaş politikalarına son verilerek müzakere masasının yeniden kurulmasını istedi.
RİZE’DEKİ BARIŞ GREVİNE YUMURTALI SALDIRI
Rize’de iş bırakarak Rize Devlet Hastanesi önünde açıklama yapan kitleye ülkücü işareti yapan bir grup yumurtalı saldırı düzenledi. Atılan yumurtaların bazıları Rize Devlet hastanesinde görevli sağlık emekçilerine isabet etti. Saldırganlar "vatan bölünmez şehitler ölmez"sloganı atarak basın açıklaması yapan gruba yumurta fırlattı
Açıklama öncesi alan gelen polisin saldırı esnasında alandan çekilmesinin provokasyon amacı taşıdığını ifade eden SES Rize Şube Başkanı Deniz Çelebi, “Az önce onlarca polis burada tedbir aldı.ancak görüyoruz ki saldırı esnasında ortalıkta polis yok.Bu açıkça bir provakasyondur. Bu.Bu savaşın devam etmesini insanlarımız ölmesini istemektir.Bizler her türlü saldırıya karşı ne Türk ne de Kürt halklarının ölmesine karşı sessiz kalmayacağız sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” dedi.
LÜLEBURGAZ’DA İŞ BIRAKMA
KESK, DİSK, TMMOB ve TTB'nin, ülkede sürdürülen savaşı, sokağa çıkma yasaklarını, Kürt halkına karşı sürdürülen saldırıları protesto etmek amacıyla aldığı iş bırakma kararı, Lüleburgaz'da, Kongre Meydanı'nda yapılan basın açıklamasıyla gerçekleştirildi. İş bırakmaya katılım zayıf oldu. Basın açıklamasına CHP, ÖDP, EMEP, HDP de destek verdi.
GEBZE’DE EMEKÇİLER BARIŞ İÇİN İŞ BIRAKTI
Eğitim Sen Gebze şubesi üyeleri iş bırakaraktoplanarak meydana yürüyüş yaptılar .ölümlerin ve operasyonların duruurlmasını istediler.basın açıklamasını şube başkanı Güngör İrdem okudu. basın açıklamasına EMEP,ÖDP, HDP,CHP ve diğer kamu çalışanları da destek verdiler.
BALIKESİR’DE BARIŞ SESİ YÜKSELDİ
AKP’nin özellikle bolgede sürdürdüğü savaş politikalarına karşı KESK, DİSK, TTB ve TMMOB’un bir günlük iş bırakma kararı uyarınca Balıkesir’de iş bırakan kamu çalışanları KESK İl binasında toplanarak Uğur Mumcu Meydanına yürüdüler. Burada bir açıklama yapan Eğitimsen Şule Başkanı ve KESK Dönem Sözcüsü Özgür Sarıbülbül AKP’nin ölüm ve katliamlarını kınamak için bugün üretimden gelen güçlerini kullandıklarına vurgu yaptı.
BÖLGE İLLERİNDE GREVE BOYKOTLA DESTEK VERİLDİ
Bölge illerinde iş bırakan emekçilere öğrenciler okulları boykot ederek, esnaflar da kepenk açmayarak destek verdi.
BİNLER SUR’A YÜRÜDÜ
Diyarbakır’da emekçiler iş bırakırken, öğrenciler de okula gitmeyerek greve destek verdi. Kentte esnaf da greve destek için kepenk açmadı. Sabah saatlerinde sendikalarının şube binaları önünde toplanan emekçiler, birkaç farklı koldan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önüne yürüdü. Binlerce kişi buradan “Sur halkı yalnız değildir”, “Savaşa karşı barış” sloganlarıyla abluka altındaki yasaklı Dağ Kapı Meydanına doğru yürüyüşe geçti. Sağlıkçıların beyaz önlükleriyle katıldığı yürüyüş sonrası konuşan KESK Dönem Sözcüsü Erdal Uysal, “Tarihi eserlerin dahi tahrip edildiği bu süreçte ardı ardına yapılan operasyonlarla, elektiriksiz, susuz kalan, açlıkla başbaşa bırakılan, evleri kurşunlanan, bombalanan, keskin nişancıların hedefi olan insanlarımızı çok daha büyük tehlikeler beklemektedir. Dünün Beyaz Toros’larının yerini bugün siyah beyaz Ranger’ler aldı. Biz emekçiler, AKP’nin savaş politikalarına karşı barışı savunuyoruz” diye konuştu. Emekçiler olarak hem kendi geleceklerinden hem halkın geleceğinden sorumlu olduklarını ifade eden Uysal, her yerde aynı duygularla barış diyebilmenin de önemine dikkat çekerek batıdaki emekçilere ortak mücadele çağrısı yaptı. Açıklamanın ardından kitle Ofis’e yürüyüşe geçti.
Ofis’e varan kitleye polis biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti. Zırhlı araçtan inen silahlı polis kitlenin arasında dolaşması dikkat çekti.
SÜRÜCÜLER KONTAK KAPATTI
Batman'da da greve destek için esnaf kepenk açmazken, sürücüler de kontak kapattı. Greve destek için okullar da boykot edildi.
DERSİM’DE BİNLER ‘BARIŞ’ DEDİ
Dersim’de de iş bırakma eylemine yüzde yüz katılım oldu. Sabah saatlerinde iş başı yapmayarak Sanat Sokağında bir araya gelen emekçiler, Cumhuriyet Meydanı’nı işgal ederek bir süre trafiğe kapattı. Eylemde konuşan KESK Dönem Sözcüsü Mazlum Doğan, “Halkın barış isteğini haykırmak için 10 Ekim’de Ankara’da yapmaya çalıştığımız uyarı eylemi kana bulandı, onur duyduğumuz 102 karanfilimiz katledildi. Tüm sorumluluarın yargı önüne çıkarılması gerekirken, bizlere soruşturma açıldı” dedi. Cizre ve Silopi’de öğretmenlerin “hizmet içi eğitim” adı altında ilçe gönderilmesine tepki gösteren Doğan, “Siyasi iktidar Türkiye’nin saygın emek ve meslek örgütlerinin tüm bu endişelerine ve taleplerine ve çözüm önerilerine kulağını kapatmış bulunmaktadır. İçeride ve dışarda yaptığı akıldışı politilar sonucunda kriz yaşamadığımız komşu neredeyse kalmamamış durumda. İçeride ise her kesim baskı ve operesyonla sindirilmeye çalışıldı” dedi.
VAN'DA EMEKÇİLER İŞ BIRAKIP ALANLARA ÇIKTI
Van’da KESK, DİSK, TMMOB’a üye emekçiler sokağa çıkma yasaklarının son bulması ve barış için iş bıraktı. Sabah saatlerinde KESK’e bağlı emekçiler işyerlerinden toplanarak KESK binası önünde toplandı. Feqiyê Teyran Parkı’na yürümek isteyen emekçilere polisin engel olması üzerine, emekçiler gruplar halinde Feqiyê Teyran Parkı’nda yüzlerce emekçi toplandı.
“Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Bijî Berxwedana Cizirê”, “Kürdistan faşizme mezar olacak”, “Kobanê’den Cizre’ye her yer direniş” sloganları atan emekçiler adına açıklamayı KESK Dönem Sözcüsü İbrahim Çelik okudu. Doğu ve Güneydoğu’da uygulanan sokağa çıkma yasaklarının savaş halini andığını belirten Çelik, “askeri yığınaklar okulların hastanelerinin ve devlet dairelerinin karargahlara dönüştürülerek çatışmaların bütün bölgeye yayılmasıyla birlikte ilçeler, şehirler abluka altına alınıp boşaltılmakta” dedi. Savaşın emek haklarının, demokrasi ve özgürlüklerin ve insan haklarının ortadan kalması demek olduğuna dikkat çeken Çelik, “Savaş sürdükçe onların kasaları dolacak, halk yoksulluğa mahkûm edilecek” dedi. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et