05 Nisan 2012 08:25

Susmak geleceksizliğe, karanlığa taraf olmaktır!

4+4+4 şeklinde yeniden tasarlanan eğitim sistemine tepkiler devam ediyor. İki gün boyunca KESK ve Eğitim-Sen’nin öncülüğünde tepkiler sokağa taşındı.  Öğretmenler ve eğitim emekçilerinin protestolarını  polisle, copla, tazyikli suyla, yaralamalar ve gözaltılarla bastırma yoluna giden AKP’nin apar topar yasalaştırd

Susmak geleceksizliğe, karanlığa taraf olmaktır!
Paylaş
Rıdvan Yıldız – Özgür Saraç – Gülhan Erol

4+4+4 şeklinde yeniden tasarlanan eğitim sistemine tepkiler devam ediyor. İki gün boyunca KESK ve Eğitim-Sen’nin öncülüğünde tepkiler sokağa taşındı.  Öğretmenler ve eğitim emekçilerinin protestolarını  polisle, copla, tazyikli suyla, yaralamalar ve gözaltılarla bastırma yoluna giden AKP’nin apar topar yasalaştırdığı kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen kesintili eğitimin bize neler getirip götürdüğünü ve hükümetin bu değişikliği yapmadaki amacının ne olduğunu İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel eğitim fakültesi öğrencileriyle konuştuk.

YETERLİ BİLGİLENDİRME YAPILMADI

4+4+4 ile yapılan değişiklikleri bizden öğrenen Matematik Öğretmenliği 3. sınıf öğrencisi Roja Hewal “peki nasıl oluyor da biz bunları bilmiyoruz, neden bu konunun iç yüzünü tam anlamıyla öğrenmeden, bizlere danışılmadan bu kanun yasalaştırılıyor?​” diyerek yeterli kamuoyu bilgisinin oluşturulmadığını;  gazetelerin ara sayfalarda konunun yalnızca magazinsel boyutunu ele aldığını söyledi.

Yine Matematik öğretmenliği 3. sınıf öğrencisi Merve Çelik ise konuyla ilgili sınıflarda çok fazla tartışmanın yapılmadığını, yapıldığında ise Akp yapmışsa iyidir denilerek geçiştirildiğini söyledi. Değişikliğin ne olduğundan ziyade değişikliği kimin yaptığına bakıldığını belirten Çelik dışarıda sürdürülen eylemlerin yanında bilinçlendirme çalışmalarının da yapılması gerektiğini vurguladı.

Değişiklikle ilgili yapılan haberlerin altının doldurulmadığını belirten Fransızca Öğretmenliği 1. sınıf öğrencisi Tuğçe Çevik ise değişiklikten önce eğitim fakültelerinin fikirlerinin alınması gerektiğini, fakat fikir almak bir yana kendilerine ders yapacak sınıf bile verilmediğini, bodrum katta daha önce depo olarak kullanılan  sınıfa benzer bir hale getirilen bir yerde su içinde ders işlediklerini söyledi.

Türkçe öğretmenliği 2. sınıf öğrencilerinden Zeynep Sönmezışık ve Zeliha Çördük kendilerinin konu  hakkında yeterli derecede bilgilerinin olmadığını sadece kendilerinin değil genel anlamıyla toplumun da bu sistemin kendilerine,çocuklarına neler getirip götürdüğünü bilmediklerini söyledi. Toplum tam anlamıyla bilinçlendirilmeden ve uzmanların onayından geçmeden üstten siyasetçilerin baskısıyla geleceğimizle, hayatlarımızla ilgili kararlar aldığını söyleyen Türkçe öğretmenliği öğrencileri hocalarımız da bu konulardan hiç bahsetmiyorlar dedi. Biz sağlıklı bilgiyi-bilgilendirmeyi nerden alacağız diyerek endişelerini belirttiler.

BİLİMSEL OLMAKTAN UZAK BİR SİSTEM

Diğer yandan okula başlama yaşının 5’e düştüğü, okul öncesi eğitim zorunluluğu olmadan direk ilköğretim dönemine geçilen bir sistemle karşı karşıya olduğumuzu belirten Roja Hewal, sistemin öğrencinin bedensel, sosyal ve psikolojik durumunu gözetmeyen bir sistem olduğunu vurguladı. Ayrıca ilk 4 yılı sorunlu olarak geçiren çocuğun 2. ve 3.  Dört yıllık dönemlerde de verim alamayacağını söyleyen Hewal, sonuç olarak niteliksiz bir toplumun ortaya çıkacağını belirtti.

Eğitim gibi toplumun hemen her kesimini ilgilendiren bir konuda uzmanların ve eğitimcilerin fikrinin alınmadığını, çok kısa bir süre zarfında teklifin yasalaştırıldığını belirten Çelik yeni eğitim sisteminin  var olan sorunlarını çözmeyeceğini,. bilimsel düşünme, sorgulama ve çözümleme becerilerinin gelişememesinden kaynaklı kendi özgür kararlarının da verememeleri sorununun daha çok yaşanacağını vurguladı.

Bilimsel ve laik olmanın çok uzağında olan eğitim sistemimizin olduğunu söyleyen Fransızca Öğretmenliği 1. sınıf öğrencisi Serap Alkan yapılan değişiklikle var olan sorunlara yenilerinin eklendiğini ve yapılan değişikliği gericileştiren, ayrıştıran bir değişiklik olarak yorumladığını söyledi.

İÇİNDE SORUNLARI BARINDIRAN BİR SİSTEM

İkinci 4 yıllık eğitimde koyulacak dini derslerin seçmeli değil’ seçtirmeli’ olacağını düşünen Hewal, üniversitede seçmeli olarak konulan bazı derslerin zorunlu olarak almak durumda olduklarını ve benzer uygulamanın 2. dört yıllık dönemde de uygulanacağından kuşkusunun olmadığını söyledi. Bu durumun sonucu olarak sorgulamayan, eleştirel bakamayan, mevcut durumu kabullenen bir gençlik yetişeceğini belirten Hewal daha önceden vurgusu yapılan gençliği yetiştirmenin temellerinin atıldığını söyledi.

Öğrencilerin ileride yapacağı mesleği seçmede 8. sınıfın sonunda dahi zorlandığını söyleyen Roja Hewal, 2. dört yıllık basamakta bu yönlendirmenin yapılacak olmasının veliyi ve öğrenciyi düşündürdüğünü belirtti. Yönlendirme kararını kimin hangi amaç doğrultusunda yapacağının da ayrı bir sorun olarak ortada olduğunu ekledi.

Son sözü Can Yücel’e bırakıyoruz;
Kuzu gibi olun diyorlar
Büyüyüp ortaya çıkınca
Koyun gibi gütmek için sizi…

Bizler kuzuların sessizliğine bürünmeyeceğiz, sesimizin çıktığı kadar haklarımız için haykıracağız, birlik olup mücadele etmekten başka çaremiz yok!

ÖNCEKİ HABER

Eğitimde taşeronlaşma: “dershaneler”

SONRAKİ HABER

Bologna süreci ve yansımaları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...