Yolsuzluk ve halk baskısı Saray'dan cezaevine gönderdi
Amerika kıtasının en yoksul üçüncü ülkesinde devlet başkanının, ülkeyi yıllık 150 milyon dolarlık zarara sokan yolsuzluk iddiasında adı geçince halk ayaklandı. Süreç başkanın saraydan cezaevine yollanmasıyla devam etti. ABD’nin rolü ise tartışılıyor.

Elif GÖRGÜ
Santo Domingo
Halk aylarca sokakta protesto etti, Orta Amerika ülkesi Guatemala’da yolsuzluk suçlamaları nedeniyle dokunulmazlığı düşürülen Devlet Başkanı Otto Perez Molina, istifa etti. Molina’nın tutuklu yargılanmasına karar verildi. Halk kararı yine sokakta kutladı. Tüm bunlar, 6 Eylül’de yapılacak başkanlık seçimlerine birkaç gün kala meydana geldi. Perez Molina’nın yerine ise Alejandro Maldonado getirildi.
VERGİDE MİLYON DOLARLIK YOLSUZLUK
Guatemala Devlet Başkanı Molina, yurtdışına kaçma ihtimali olduğu gerekçesiyle tutuklu yargılanacak. Aynı suçlamalardan yargılanan Başkan Yardımcısı Roxena Baldetti ve bir dizi bürokrat da cezaevine konuldu. “La Linea” skandalı olarak adlandırılan olayda gümrük vergilerinde yolsuzluk yapılarak ülkenin milyonlarca dolar zarara uğratıldığı ileri sürülüyor.
Perez Molina iddiaları reddediyor. Perez Molina, 2011’de Yurtsever Parti (PP) adayı olarak seçilmişti.
16 Nisan 2015’te “Guatemala’da Cezasızlığa Karşı Uluslararası Komisyon” (CICIG) emekli general olan Devlet Başkanı Otto Perez Molina ve bazı yüksek devlet yöneticileri hakkında gümrüklerde “la Linea” olarak adlandırılan ve 7 gümrük kapısında “iş yapan” bir suç ağı oluşturdukları iddiasını gündeme getirdi. Buna göre la Linea, mal ithal eden şirketlere para karşılığı sahte belge hazırlayarak vergilerinin düşük olmasını sağlıyordu. Bu yolla ülkenin yılda 150 milyon dolar zarar ettirildiği tespit edildi.
Guatemala’nın dünyanın en yoksul ülkeleri arasında olması halkın yolsuzluğa karşı öfkesini arttırdı.
YOLSUZLUK ÜSTÜNE YOLSUZLUK
Mayıs başında Başkan Yardımcısı Roxana Baldetti, iddialar üzerine istifa etmesinin ardından tutuklandı. Yolsuzluk iddiasının ortaya çıkmasıyla başta köylüler ve çeşitli halk kesimleri sokağa çıkarak devlet başkanının istifasını talep etmeye başladı.
20 Mayısta CICIG ve Halk Bakanlığı yeni bir yolsuzluk suçlamasında daha bulundular. Bu kez Sosyal Güvenlik Enstitüsü yetkililerinin Meksikalı şirket Pisa’dan rüşvet karşılığı diyaliz hastalığı tedavisinde kullanılmak üzere tıbbi malzeme satın alınmasına dair anlaşma imzalandığı, ancak şirketin uygun malzemeye sahip olmadığı açıklandı. Şirketten alınan “peritonal diyaliz” nedeniyle 10 hastanın öldüğü duyuruldu.
‘DEVLET BAŞKANI SUÇ ÖRGÜTÜ LİDERİ’
21 Ağustosta CICIG, “la Linea” soruşturması üzerine Halk Bakanlığı ile birlikte ortak basın toplantısı düzenleyerek, vergi kaçakçılığı yapan suç ağının liderlerinin Devlet Başkanı Perez Molina ve yardımcısı Baldetti olduğunun kesin olarak kanıtlandığını, ikisinin de yönetici olarak seçilmeden önce örgütle ilişkileri olduğu ileri sürdü.
Baldetti, özel bir gözaltı merkezi olan Matamoros’tan alınarak Santa Teresa Cezaevine konulurken, Guatemala’da Perez Molina’nın da tutuklanması için “ulusal iş bırakma” günü ilan edildi. Dokunulmazlığı kaldırılan ve mahkeme tarafından tutuklu yargılanmasına karar verilen Perez Molina ise 2 Eylül’de istifa etti, istifası 3 Eylül’de Kongre tarafından kabul edildi.
ABD PARMAĞI VAR TARTIŞMASI
Guatemala’da yolsuzluk tartışmasında önemli bazı iddialar da gündemde. Bunlardan biri Devlet Başkanının görevden alınmasının arkasında ABD olduğu yönünde. İddiayı güçlendiren ise yolsuzluğu gündeme getiren CICIG’in BM tarafından kurulan ve ABD tarafından açıkça desteklenen “uluslararası bir komisyon” olması. CICIG, Guatemala savcılığıyla ortak çalışan bir örgüt ve her çalışması ABD yönetimi tarafından “destekleniyor”
BIDEN’IN ÇOK, ÇOK, ÇOK İLGİNÇ AÇIKLAMASI
Geçtimiz mart ayında ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Guatemala’ya gelerek Guatemala, Salvador ve Honduras yönetimleriyle bir görüşme yaptı. Görüşmenin ABD Başkanı Obama’nın “bölgeye daha fazla yardım etmek” istemesi üzerine bir “Refah İttifakı” kurulmasının tartışılması için yapıldığı açıklandı. ABD her bir ülkeye 1’er milyar dolar verecekti. Ancak Joe Biden, ziyareti sırasında yolsuzluk soruşturması ile ilgili açıklama yaparak, “Eğer ABD’nin milyar dolarlık girişimler yapması bekleniyorsa, CICIG’in çalışma süresi uzatılmalı. CICIG’in çalışmalarının sürmesi çok, çok, çok önemli” demesi dikkat çekti. Perez Molina, ocak ayında CICIG’in çalışmalarını bitirdiği, görevinin sona erdiği açıklaması yapmıştı.
Venezuela merkezli Telesur haber portalına göre ABD, 2015 için CICIG’e 14 milyonluk bütçe ayırdı. Aynı şekilde Norveç, İsveç ve Kanada da CICIG’e mali yardım sağlıyor.
ABD Guatemala Büyükelçisi Todd Robinson da yaptığı birçok açıklamada CICIG’in çalışmalarını övdü. ABD’nin CICIG’i ve Orta Amerika Ülkelerini “yakından takip etmesinin gerekçesi olarak ise “ABD’ye yasadışı göç”.
Washington, Orta Amerika’da önümüzdeki on yılda 6 milyon gencin “iş pazarına” katılacağını hesaplayarak Biden’ın ağzından “eğer fırsat bulamazlarsa bütün kıta bunun acısını çeker” açıklaması yapıyor. Biden mart ayındaki ziyaretinde çocuk yaşta 70 bin Orta Amerikalının yasal dökümanları olmadan ABD’ye girdiğini de belirtmişti.
ABD’SİZ DARBE OLMAZ
ABD’nin bölgeyle ilgili her politik açıklamasının tartışma yaratması şaşırtıcı değil. Guatemala’da 1954 yılında Devlet Başkanı Jacabo Arbenz’e karşı düzenlenen darbeyi de ABD organize etmişti. Diktatörlük dönemi 1986’ya kadar sürdü
ETKİSİNİ YENİDEN Mİ ÖRGÜTLÜYOR?
ABD’nin Orta Amerika ülkelerinde yoğunlaşan ilgisi, bölgede Çin ve Rusya’nın ekonomik etkinliklerini ve hükümetlerle ilişkilerini artırması ve Latin Amerika ülkelerinin kendi aralarında oluşturdukları CELAC gibi ekonomik örgütlerin varlığı ile açıklanıyor. Bu süreçte Küba ile ilişkilerin normalleştirilmesi de aynı kapsamda görülebilir. Mayıs ayında ise ABD’nin 280 kadar bahriyelisini “doğal afetlerde halka yardım” gerekçesiyle yine Orta Amerika ülkelerine göndermesi de benzer bir tartışma başlatmıştı.
KITANIN EN YOKSUL ÜÇÜNCÜ ÜLKESİ
Guatemala nüfusunun yüzde 54.8’i yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Kronik beslenme yetersizliği alarm verici boyutlarda. 3 milyon Guatemalalı ise “açlık” çekiyor. Yoksulluğun en çok vurduğu kesim köylü yerli halklar. Bu kesim arasında kronik beslenme yetersizliği mağdurlarının oranı yüzde 80’e kadar ulaşıyor. Nüfusunun yarısından fazlası tarımla geçinen ülkede toprakların yüzde 56.6’sı da nüfusun zengin yüzde 2’lik kesiminin elinde.
6 EYLÜL'DE SEÇİM VAR
Yolsuzluk tartışmaları gölgesinde 7.5 milyon Guatemalalı 6 Eylül günü devlet başkanı, başkan yardımcısı, 158 Kongre milletvekili ve 338 belediye başkan ve meclis üyesini seçmek üzere sandığa gidecek. Son anketler hiçbir adayın ilk turda çoğunluğu alamayacağını gösteriyor. Böyle olursa ikinci tur 25 Ekim’de gerçekleştirilecek.
Öne çıkan adaylar ise Yeni Demokratik Özgürlük Partisi (LİDER) Adayı Manuel Baldizon, Ulusal Birlik Cephesi (FCN) Adayı Jimmy Morales ve Umut için Ulusal Birlik (UNE) Adayı Sandra Torres.
KÖYLÜ LİDERİ: SEÇİMLER KRİZİ ÇÖZMEYECEK
Basına açıklamalarda bulunan Çiftçi Birliği Komitesi (CUC) koordinatörü Daniel Pascual ise ABD’nin değil halkın oynadığı role dikkat çekiyor. “Burada olan, Guatemala tarihinde çok az görülmüş bir toplumsal halk hareketinin sonucudur, yerli halkların ve köylülerin kent halkıyla ve Guatemala orta sınıflarıyla yeniden bir araya gelmesidir. Dokunulmazlığı kaldırılan başkan sadece yolsuzluk eyleminden sorumlu değildir, ülkenin kuzeyindeki soykırıma liderlik etmiş eski bir general; toprağımızı, kaynaklarımızı baskıyla ve halk direnişini kriminalize ederek çok uluslu şirketlere vermiş bir hükümetin şefidir” diyor.
Guatemala’nın “yeni bir bahar”ı kutladığını ancak bunun yeterli olmadığını belirten köylü lideri Pascual, “seçimler derin ekonomik, sosyal ve politik krizi çözmeye yetmez” görüşünde: “Devlet iflas etmiş durumda, siyasi partiler meşruiyetlerini tamamen yitirdi ve seçim oligarşinin temsilcisi aşırı sağ partilerin zaferi olacak. Seçimlerle sisteme yeniden oksijen sağlayarak ‘toplumsal memnuniyetsizliği’ bitirmek istiyorlar”
'HÜKÜMET GEÇİŞ HÜKÜMETİ OLMALI, KURUCU MECLİS OLUŞTURULMALI'
Bu nedenle çeşitli örgüt ve partilerin yeni hükümetin geçiş hükümeti olması talebini yükselttiklerini söyleyen Pascual, “Kurucu Meclis oluşturulmalı, çeşitli kesimleri ve ulusları kapsamalı ve derin bir devlet reformu gerçekleştirmeli, yeni bir anayasa oluşturmalı, çokuluslu bir devlet kurulmalı” diyor.
Evrensel'i Takip Et