28 Ağustos 2015 11:52

Soma Davası: Tutuksuz sanıklar tutuklansın, devlet görevlileri yargılansın

Paylaş

Eda AKTAŞ
Manisa

Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği facia ile ilgili 8'i tutuklu 46 kişi hakkında açılan davanın Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 3'üncü duruşmasının 9'uncu celsesinde müşteki avukatları, sanık avukatları ve iddia makamı ile sanıkların taleplerine geçildi. Madenci yakınlarının avukatları maden firmasının suç örgütü gibi çalıştığının ortaya çıktığını belirterek, tutuksuz sanıkların da tutuklanması ve devlet görevlilerinin de yargılanmasını istedi. Sanık avukatları ise sabotaj iddialarını yineledi. Madenci yakınları bu iddialara “Alçaklar” diyerek tepki gösterdi.

İlk olarak taleplerini sunan müşteki avukatlarından Selçuk Kozağaçlı, 3'üncü duruşmanın görüldüğü yaklaşık iki haftalık süreci özetleyerek, duruşma süresi boyunca sanık müdafilerinin duruşmanın akışını yavaşlatmaya çalıştığının görüldüğünü söyledi Kozağaçlı, çapraz sorgu aşamasının en kıymetli getirilerinden birinin ise kurumsal şirket yapısının olmadığının anlaşılması olduğunu ifade etti. Facianın ardından halen daha madende çalışanların sigorta primlerinin ve maaşlarının yattığının da ortaya çıktığını belirten Kozağaçlı, "Herkesin sigorta primleri ve maaşları ortaya çıktı. Bir organize suç örgütü olsaydınız bu şirketin sahibi şimdiye büyük bir ceza almıştı. Ama ben bir madeninde organize suç örgütü gibi işletildiğini görmüş oldum" dedi. Yaklaşık iki haftalık süre içerisinde sanıklardan hiçbirinin pişman olmadığını da öğrendiklerini ifade eden Kozağaçlı, tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti.

'DELİLLERİ KARARTMA ŞÜPHELERİ VAR'

Müşteki avukatlardan Deniz Erşanlı tutuksuz sanıkların bir kısmının halen daha Soma Kömürleri AŞ’ye bağlı olarak çalıştığının altını çizerek, bu konuda kirli ilişkiler olduğunu düşündüklerini söyledi. Tutuksuz sanıkların delilleri karartma ve yok etme ihtimallerinin olduğunu söyleyen Erşanlı, ayrıca tutuksuz kaldıkları sürede sanıklar üzerinde baskı oluşturulabileceğini belirtti. Erşanlı tüm bu gerekçelerle tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını, tutuksuz sanıkların tamamının tutuklanmasını veya adli kontrol sistemi altına alınmasını talep etti. Taleplerini sunan diğer müşteki avukatları da meslektaşlarının taleplerini yinelerken,
DİSK temsilcisi Avukat Aziz Aytaç, faciadan kurtulan işçilerin tazminatlarının ödenmediğini ve faciada sendikanın da kusuru bulunabileceği gerekçesiyle DİSK'in davaya müdahil olmasını talep etti. Ayrıca avukatlar Şirket Başkanı Alp Gürkan'ın da davada yargılanmasını talep etti. Müşteki avukatlarından Can Atalay ise TKİ, MİGEM gibi kamu kuruluşlarının şirket ile bağlantılı olduğunu belirterek, davanın asıl unsurlarının arasında onlarında bulunduğunu ve yargılanması gerektiğini söyledi.

Ardından taleplerini sunan iddia makamı ise tutuklu sanıkların üzerine atılı suçları işledikleri konusunda kuvvetli suç şüphesi bulunması nedeniyle tutukluluk hallerinin devamını, tutuksuz sanıkların tutuklanması talebinin reddini ve sendikanın olaydan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle müdahil olma talebinin de reddedilmesini talep etti.  

AİLELER: İNSAN KENDİ KENDİNİ NASIL ÖLDÜRÜR

Savcının talebinin ardından tutuklu ve tutuksuz sanıkların taleplerine geçilirken, tutuksuz sanıkların tamamı "Takdir mahkemenindir" dedi. Tutuklu sanıklar Hilmi Kazık, Yasin Kurnaz, Can Gürkan, Mehmet Ali Çelik, Ramazan Doğru, Akın Çelik ve Ertan Ersoy ise tahliyelerini talep ederken, salonda bulunan madenci yakınları ise sanıklara "Katiller"  diye tepki gösterdi. Ayrıca sanık avukatları tutuklu müvekkillerinin serbest bırakılmasını, adli kontrol altına alınmamasını ve tutuksuz sanıkları tutuklama talebinin reddedilmesini talep ederken, sanık avukatlarından Yusuf Koçyiğit'in olayın sabotaj olduğu ihtimalini öne sürmesi üzerine aileler, "Alçaklar", "İnsan kendi kendini öldürür mü" diye tepki göstererek salonu terk etti.  

‘ASIL KATİL DEVLET’

Sanık avukatlarının taleplerinin dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, ara kararını açıklamak için duruşmaya ara verdi. Araya çıkan madenci yakınları, duruşma salonu önünde oturma eylemi yaptı. Sık sık "Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek" ve "Adalet istiyoruz" sloganları atan madenci yakınları, katillerin yalnızca burada yargılanan sanıklar olmadığını belirterek, asıl katilin devlet olduğunu vurguladı.

POLİS ÇADIRA SALDIRDI

Öte yandan sabah duruşma başladığı saatlerde duruşma salonu çevresinde bulunan polis ekipleri, sendika, kitle örgütü ve siyasi partilerin salon dışarısında kurduğu çadıra müdahale etti. Çadırı almak isteyen polislere madenci aileleri ve avukatlar tepki gösterirken, aileler polisin gözaltı yapmasına izin vermedi. Duruşma görüldüğü esnada aileleri ziyaret eden HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise katliamı gerçekleştiren zihniyetlerin aynı olduğunu ifade ederek, "Neredeyse Türkiye'de tüm mekanizmalar bu şekilde çalışır. Kömür için işçiyi ateşe atanlar şimdi de savaş için askeri ateşe atıyorlar. Bunlar aynı zihniyettir" dedi. Kürkçü, duruşmanın seyrine ilişkin ise hükümetle sermayenin ortak hareket ettiğini belirterek, "Biz bu duruşmada adalet yerini bulacaktır diyemiyoruz. Ama bu mahkemede yargı hükümet ve sermayenin arasındaki 'işletme' mantığını sanıklarla birlikte hapsedebilir" dedi.

ÖNCEKİ HABER

Baluken: Tüzel'in ret kararı demokratik bir haktır

SONRAKİ HABER

ORS'de işçi kıyımına direnişle yanıt

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...