12 Ağustos 2015 01:57

Ali DOĞAN
Sinan CEVİZ
Haşim DEMİR
İstanbul

AKP Hükümetinin uyguladığı savaş politikaları nedeniyle art arda cenazeler geliyor. Bir yandan gözaltı furyası devam ederken, diğer yandan çatışmaların son bulması ve barışın sağlanması için mücadele sürüyor. Yaşananları Barış Bloku’nun önceki gün İstanbul’da düzenlediği mitinge katılan işçilerle konuştuk. İşçiler, savaşın kazanılmış hakların yok olması anlamına geldiğini belirterek “barış için savaş isteyenlerden daha fazla çalışmak gerektiğini” söylediler. 

Metal işçisi Barış Canpolat, “İşçiler artık savaş istemiyor, herkes savaştan bıkmış durumda” dedi, “Üç yıldır bunlar olmuyordu. AKP seçimi kaybetti, bunlar yaşanmaya başladı. Hükümet kendi çıkarları için bizim gencecik kardeşlerimizin canını ortaya koyuyor. Bence halkın önemli bir bölümü AKP’nin hükümet kurmak istemediğini ve erken seçime savaşla girmek istediğini biliyor. Ama inanıyorum ki yapılacak seçimi kazanmayacaktır.” 

SAVAŞTA ISRAR EDEN KAYBEDER

30 yıldır devam eden savaşın herkeste bıkkınlık yarattığını, cenazelerde ailelerin hükümete olan tepkisinin işçiler tarafından da görüldüğünü ifade eden Canpolat, “İşyerinde arkadaşlarla konuşuyoruz. Onlar da benim gibi düşünüyorlar. Bakın kim savaşta ısrar ederse kaybeder. Neden mi? İşyerimde arkadaşlarım arasında MHP’ye oy verenler vardı ama kullandığı dilden kaynaklı bugün seçim olsa oy vermeyeceklerini söylüyorlar” diye konuştu. 

İşçilerin savaşa karşı barışın tarafında olması gerektiğini söyleyen Canpolat, şunları dile getirdi: “Müzakere devam ettiğinde biz işçiler daha rahat konuşuyorduk ve daha çok mücadele ediyorduk. Şimdi biraz sıkıntı yaşıyoruz tabi. Sendikalar mutlaka barıştan yana tavır koymalı ve mücadele etmeli, bu gelişmeleri işyerlerinde sanayi bölgelerinde işçilere anlatmalı. Bakın göze çarpmıyor ama metalde başlayan grev sürecinden sonra bunların olması biz işçilerin kazanılmış haklarını bastırma çabasıdır aynı zamanda. Bunun için herkesin mücadele etmesi gerekiyor.”

DAHA FAZLA ÇALIŞMALIYIZ

Sevda Ayaz kozmetik işçisi. Oy oranları düşen AKP’nin savaş politikasına sarıldığını herkesin bildiğini belirten Ayaz, şöyle devam etti: “Çalıştığım işyerinin çoğu kadın. Çoğu AKP’ye oy vermiş insanlar. Medyanın etkisiyle AKP yaksın yıksın diyorlardı ama asker cenazeleri gelince yanlış demeye başladılar. Ama yine de Kürtleri suçluyorlar. İşin iç yüzünü bilmedikleri için böyle davranıyorlar. Biz anlatınca savaş bitsin diyorlar, ama mücadele edenleri de suçluyorlar. Savaşın sonuçlarını herkese anlatmalıyız. Bunu eksik yapıyoruz, daha fazla çalışmalıyız. Barış meselesinde işçiler, sendikalar da çaba harcamalıdır. Çünkü savaştan en çok zarar gören biz işçileriz. Bunun için savaş isteyenlere karşı barışı savunanlar olarak daha fazla çalışmalıyız.” 
Tersane işçisi Mehmet Yazın, hükümetin savaş ısrarının işçileri böldüğünü düşünüyor. Yazın “Beraber çalıştığımız arkadaşları bu mitinge çağırdım tepkiler aldım. Oysa bu süreç olmasaydı geleceklerine inanıyorum. Son on gündür çalıştığımız işyerinde hep bu meseleyi konuşuyoruz. Kimi hükümeti savunuyor kimi de barış isteyenleri... Bu hükümet politikası bizi bölüyor buna karşı mutlaka birleşmeliyiz ve çaba harcamalıyız. Biz birliğimizi işyerlerinde kurarsak devamı gelir ve savaş politikaları yerin dibine girer” dedi.  

SAVAŞ YIKIMDIR, YOKSULLUKTUR, İŞSİZLİKTİR, GREV YASAĞIDIR

Bahri Uçar (İMES işçisi): Barış Bloku oluşumunu umut olarak görüyorum. Daha fazla yoksul insanların çocukları ölmesin diye barışı sağlamaya dönük çok şey yapacağına inanıyorum.  30-40 yıllık süren savaşta 50 bine yakın insanımızı kaybettik. Olan bize oldu. Savaş ekonomisinin faturasını biz işçiler ödedik. Bugün CHP bile, milletvekilleriyle bu Blok’ta yer alıyorsa bu iyi bir yolda olduğumuzu ve tek cephede birleşebileceğimizin işaretidir. Daha fazla işçi, kamu emekçisi sendikaları yer alırsa bu Blok’un geleceği daha garantilidir. İMES işçilerinin Blokun çalışmalarında yer alması için yoğun çaba harcayacağız, toplantılar örgütleyeceğiz. İMES İşçi Komitesi özel bir çalışma yürütecek.

İbrahim Çiftçi (İMES / döküm işçisi): Bir Kürt işçi olarak Blok’u  çok anlamlı buluyorum. Blok’un sadece HDP ve bazı sol siyasi partilerle oluşmaması daha olumlu. CHP’nin bu Blok’ta vekilleri ile yer almasına doğrusu sevindim. Meslek ve inanç gruplarının, yöre derneklerinin de Blok’ta yer alması bizi geliştirir. Ne Silopi yansın, ne Yozgat, Osmaniye, Çankırı’daki asker anaları ağlasın. Çözüm masasına dönmek için bu Blok çok şey yapabilir. Yazın kavurucu sıcağında on binlerce insan bu mitinge katılıyorsa bu iyi bir gelişmedir. Blok daha da genişletilmelidir. İşçiler olarak Barış Bloku’nun yanındayız.

TEK BİR ÇOCUĞUMUZUN ÖLMESİNİ İSTEMİYORUM

Duran Temiz (Beybi Çuval işçisi): Ordulu bir işçiyim. Emek mahallesinde oturuyorum. Karadenizli çok asker öldü bu çatışmalarda. Evlere ateş düştü, ocaklar söndü. Ama tek bir Kürt’e düşmanlığım yok. Bu savaşı ABD uşağı savaş tüccarları, zenginler çıkarıyor, bu savaş onları zengin ediyor. Tek bir çocuğumuzun ölmesini istemiyorum. Bu Blok tam zamanında kuruldu.  CHP’li bir aileden geliyorum. Aleviyim ama tek bir Sünni asker ölmesin. Savaş, çatışma değil kardeşlik istiyoruz. Her şey parlamentoda konuşulsun, çözülsün istiyoruz.

Nazlı Akar Zengin (DES İşçisi): Sivaslıyım, daha yeni Sivas’a bir polis cenazesi gitti.  Yazık, televizyonda görüyorum, ölenlerin hepsi yoksul çocukları. Hiç zengin, holding sahibi kimse yok. Bu savaşı çıkaran Erdoğan’dır. Kendi çıkarı için bizim çocuklarımız ölüyor. Çocuklarımız ölmesin diye bu Blok kurulduğuna göre bunu herkes desteklemelidir. Çok değerlidir. Bu yaz sıcağında Emek mahallesinden buraya boşuna gelmedim. Ayrılığı, gayrılığı bırakalım birlik olalım, bu Blok birlik blokudur. Bunu büyütelim ki umut büyüsün. Ben mahallemde elimden geleni yapacağım.

SENDİKALAR HÜKÜMETİN YAVERLİĞİNİ BIRAKSIN

Nurettin Alaca (Dudullu OSB Saraçoğlu İş Merkezinden cam işçisi): Samsunluyum, çok endişeliydim. Ta ki bu mitinge katılıncaya kadar. Dört günlük bir çalışma ile insanlar bu alanı dolduruyorsa bu çok değerlidir. Yeniden barışın olabileceğine olan ümidim arttı. Bu alanda Laz, Kürt, Arap, Türk herkes var. Çok sayıda işçi arkadaşımın burada olması beni ayrıca sevindirdi. OSB’de bir çok fabrikadan arkadaşım bu mitinge katılmış. Sendikaların katılımı az. Artık sendikalar hükümetin yaverliğini bıraksınlar adam gibi mücadele etsinler. Savaş yıkımdır, yoksulluktur, işsizliktir, grev yasağıdır, sıkıyönetimdir. Asla bu durumları yaşamamak için savaş değil barış istiyoruz. Taraflar barış masasına gelmeli operasyonlar durmalıdır. 

İsmail Hakan Ertürk (OSB-ZU TOYS işçisi): Yakın komşumun, akrabamın, amcamın askerde olan çocuklarının cenazesinin gelmesini istemiyorum. Gabar dağı çatışmasında bir arkadaşımın cenazesi gelmişti ben çok ağlamıştım. Pisi pisine öldü çocuk. Vatan savunmasıymış, ne vatan savunması? Hepsi bizim kardeşlerimiz. Kardeş kardeşi vuruyor. Bu son bulsun. Kürlerin demokratik siyasi hakları verilsin. Erdoğan, Davutoğlu’nun çocukları ölmüyor bu savaşta, garibanların çocukları ölüyor. Bu Blok onun için önemli ve değerlidir. CHP’nin yer alması beni daha fazla sevindirdi. Çatışmalar son bulsun kimse ölmesin diye bu Blok kurulduğu için canla başla çalışma yürüteceğiz.

Hatice Temel (Greif İşçisi): Anayım, savaşın ne olduğunu çok iyi biliyorum. Ağlayan anneler görmek istemiyorum. Eşim Hasan Temel’le birlikte bu mitinge katıldık. Sarıgazi’den geliyorum. Çok Ordulu, Samsunlu asker çatışmalarda öldü. Ben bir Ordulu olarak savaş çatışma kan gözyaşı istemiyorum. CHP’liyiz. Savaşı AKP çıkardı. Utanmadan bir de yalan söylüyorlar. PKK savaşı çıkardı diye. Çözüm süreci devam etmeli. Savaş durmalıdır. Bu Blok bu bakımdan umut vaat ediyor. Ben bu umudun büyütülmesinden yanayım.


Liman işçileri barışı örgütleyecek

Savaşı kışkırtan hükümete Ambarlı Limanı işçileri de tepkili. Bu nedenle mitinge katıldılar. Katılmakla da sınırlı kalmayarak toplantılar düzenleme ve barış için ellerinden geleni yapma kararı aldılar. 

Mitinge katılan işçilerden biri görüşlerini şöyle aktardı: “Bu bir oyun. Tek başına iktidar olamadılar diye kan akıyor, CHP ile koalisyon kursalar bunlar olmayacak ama bakıyorsun bunu da istemiyorlar. Böyle bir şey hiç görülmedi, illa tek başına iktidar olacağım diye kan akıtılabilir mi? Bu kirli bir oyun ve biz işçiler bu oyunu bozmak için buradayız mitingdeyiz. Tabi askerimizi, polisimizi öldürenleri kınıyoruz. Bunlar da bu ortamdan beslenmeyi bırakmalıdır, barış sağlanmalıdır.”

Bir başka liman işçisi ise şunları söyledi: “Bize işe başlarken soruyorlar, askerliğini yaptın mı, yapmadın mı diye. Askerliğini yapmayanları işe almıyorlar. Ama bize vatanı koruyun diyenler işyerinde biz sendika isteyince işten atıyorlar. E bakıyorsun bu adamlar askerlik yapmış mı, yok. Şimdi bizi birbirimize düşüyorlar. Ölümler oldukça biz bölünüyoruz, bu oyunu görelim. Bu tezgah bize, işçilere zarar verir. Onun için dur dememiz lazım, bu nedenle buradayız. Keşke at gözlüğü takan bütün arkadaşlar gelselerdi. Şuraya bakıyorum da katılım yeterli değil. Böyle barış sağlanmaz, herkes ses çıkarmalı.”  

Limanda 16 yıldır çalışan bir başka işçiyle görüşüyoruz. “Biz her ölüm haberi gelince işyerinde tartışıyoruz Kürt mü, Türk mü diye. Bir türlü anlamadık ki bunlar hep bizim zararımıza. Ne güzel ölümler durmuştu, bir seçim oldu yine kan aktı” diyen işçi, savaşı çıkaranların istemeleri halinde anında durdurabileceğini söyledi. İşçi şöyle devam etti: “İş yerlerimizde birlik olmalıyız ve savaşan herkese dur demeliyiz.”

İŞÇİLER OLARAK SAVAŞA KARŞIYIZ

LC WAİKİKİ İŞÇİLERİ: İstediğimiz barışın tüm insanları kapsaması. Bizler işçiler olarak savaşa, tüm ölümlere karşıyız. Anaların gözyaşları aynıdır. Birileri saraylarında saltanat sürecek diye hiç bir kesimden yoksul halk çocukları ölmemeli. Bu savaş tüm kesimleri ayrıştırmak için yapılmıştır ama artık saltanat düşkünlerinin bu planı tutmayacaktır. Çünkü artık bu savaş karşısında güçlü bir halk kitlesi var. Baktığımızda İncirlik Üssünün tekrar ABD’ye açması Ortadoğu halkına kan ve ölüm getirir. Barış mitingi bizim için önemlidir ve güzel geçti. Biz de işyerimizde savaş karşıtı olduğumuzu anlatıyoruz. Savaşa değil işçilere emekçilere bütçe ayrılmalı diyoruz ve savaşa karşı olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. 

Evrensel'i Takip Et