09 Ağustos 2015 00:35

Ezidi kadınlar yalnız kalmasın diye…

Paylaş

Duygu AYBER
İstanbul

IŞİD’in Irak’ın kuzeyindeki Şengal Bölgesi’nde Ezidiler’e yönelik gerçekleştirdiği saldırının üzerinden tam bir yıl geçti. 5 bine yakın Ezidi’nin yaşamını yitirdiği, yaklaşık 4 bin kadınının zorla alıkonulduğu ve 290 bine yakın Ezidi’nin yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kaldığı bu saldırının acısı ise taptaze duruyor... Önemli bir bölümü kadın ve çocuklar olmak üzere binlerce Ezidi ise, IŞİD elinde hala tutsak.  
IŞİD’in bu katliamı ve kadın düşmanlığı, Ezidi toplumunda özellikle de kadınlarda zihinsel bir altüst yaratmış olsa da, kadınlar ülkelerini ve geleceklerini her tür vahşete karşı koruyorlar.
Kadınların dayanışma için kurduğu “Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu Girişimi”, IŞİD’i Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılatmak ve esir alınan Ezidi kadın ve çocukları kurtarmak için mücadele ediyor.
Platform girişiminin bünyesinde yer alan DTK Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak ile IŞİD’in bu saldırısının soykırım olarak tanınmasını talep eden Ezidi kadınların yaşadıklarını, yaralarını sarma mücadelesini ve platform girişiminin neler yaptığını konuştuk...

Şengal’deki IŞİD katliamının 1. yılı... Öncelikle neler yaşandığını bir de sizden dinleyelim... Şengalli kadın ve çocuklar nasıl bir vahşetle karşılaştı, neler yaşadı?
Şengal Ezidi bölgesinde 3 Ağustos 2014 tarihinde bir insanlık suçu, 21. yy’da bütün dünyanın gözü önünde bir soykırım yaşandı. Dünyada bu soykırıma anında çok ciddi ve can alıcı bir müdahale gelişmediği gibi, sonrasında da Ezidi halkının yaşadığı insanlık trajedisine yeterli duyarlılık ve dayanışma gösterilmedi.
Ezidiler inançlarından, kadim kültürlerinden, etnik kimliklerinden ve yaşadıkları coğrafyanın stratejik olarak IŞİD çeteleri için hayati önemde olmasından kaynaklı böyle bir katliama maruz kaldılar. Şengal Bölgesi’ni insansızlaştırmak, bu bölgeye yerleşerek buradan Rojava’ya saldırılar için koridor olarak kullanmak, bölgenin hem kuzeyini hem de güneyini kontrol altına almak saldıraların temel askeri amaçlarındandı. Burada gerçekleştirilen vahşetle bölgenin tamamına korku salarak sindirmek ve teslim almak amaçlanmıştı.
Şengal Dağı’na sığınan Ezidiler KCK gerillalarının IŞİD’le çarpışarak açtığı insani koridor sayesinde katliamdan kurtuldu, daha sonra güvenliklerini sağlandıktan sonra şehir merkezlerine taşındılar. Burada Şengal Bölgesi’ni korumakla görevli peşmergenin görevini yapmadığını, Ezidi halkını katliamla karşı karşıya bıraktığını, IŞİD’in saldırısından kısa süre sonra bölgeyi terk ettiğini belirtmek gerekir. Bu yüzden yüzbinlerce Ezidi yerinden yurdundan oldu, göç yollarında başta çocuklar ve yaşlılar olmak üzere, binlerce insan sıcaktan, açlıktan, susuzluktan hayatını kaybetti.

Ezidi Soykırımı, diğer soykırımlardan farklı olarak özellikle kadınlara uygulanan sistematik taciz-tecavüzle gündeme geldi. Bu biçimde gündeme gelmesini nasıl değerlendirirsiniz?
Bu soykırımın bir diğer ayırd edici yönüydü bu; binlerce Ezidi, Mesihi kadının savaş ganimeti olarak görülüp kaçırılması, tecavüz edilip pazarlarda ucuz bir mal gibi başka erkeklere defalarca satılması… IŞİD barbarlarının kadim bir kültüre, tarihe, dini değerlere, mekanlara, bilime ve ahlaka düşmanlıklarının yanı sıra, kadına olan düşmanlıkları yüzyılımızda kadın kırım politikalarının boyutlarını ve derinliğini gösteriyor.

4 binden fazla Ezidi kadının IŞİD tarafından alıkonulduğu bilgisi doğru mu? Kaç kadın var ellerinde ve durumları ne?
5 bin ile 7 bin arası Ezidi kadının kaçırıldığı söyleniyor. Ne yazık ki elimizde net veriler yok. Ayrıca çok sayıda kız ve erkek çocuğun da kaçırıldığı, kız çocuklarının cinsel istismara maruz kaldığı, erkek çocuklarının da zoraki eğitime tabi tutulup karşıtlaştırıldığı, inancını, anne babasını inkara zorlandığı, islâma uygun davranmaya zorlandığı, esir kamplarından kaçabilen mağdurlar tarafından aktarılıyor.

TECAVÜZ ÇOCUKLARINI DOĞURMAK ZORUNDA KALAN ÇOK KADIN VAR

Zorla alıkonulan ve sonrasında kurtularak ailelerinin yanına dönen kadınlarla yüz yüze görüşme olanağınız da oldu. Neler anlattılar?
Kadınların yaşadıkları travma tam savaş vahşetini anlatıyor. Yaptığımız görüşmelerde kadınlar bize defalarca tecavüze uğradıklarını, defalarca başka erkeklere satıldıklarını, cinsel, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldıklarını, intihar etmek istediklerini ancak buna da olanak bulamadıklarını anlattılar. Bu tecavüzler sonucu pek çok kadın hamile kaldı. Kamplardan kurtulabilenler için kürtaj imkanları yaratıldı. Ama pek çok kadın tıpkı Bosna’da ve savaşın çirkin eril yüzünün gösterdiği her yerde olduğu gibi ömür boyu sürecek başka travmalar yaşayarak tecavüz çocuklarını doğurdular.
Kamplardan bir şekilde kurtulan kadınlar kendi topluluklarında bu kez de toplumsal sorunlar yaşamak, toplumsal yargılarla mücadele etmek zorunda kaldı. Bu duruma daha fazla dayanamayan bazı kadınlar intihar etti ne yazık ki. Bu intihar olayları zaten bir avuç kalan Ezidi topluluğunu sarstı. Dini liderler olaya müdahale edip, IŞİD tarafından kaçırılan bu kadınları inanç gereği “kutsal” kıldı. Bu kadınlarla evlenmenin ve arkadaşlık kurmanın kutsal olduğunu ve yüksek mertebeye tekabül ettiğini ilan etti. Bu tutum IŞİD mağduru kadınların yaşamını oldukça kolaylaştırdı. Travmanın atlatılmasına oldukça önemli katkı sundu.
Biz de Zorla Alıkonulan Kadınlar için Mücadele Platformu olarak, IŞİD’in elinden kurtulan kadınların bazılarını Türkiye’ye getirip tedavi edilmelerini sağladık, psikolojik destek sunduk. Kadınlar sonra tekrar yaşadıkları bölgeye dönüyorlar.

ZORLA ALIKONULAN KADINLARIN YARALARINI BİRLİKTE SARACAĞIZ

Zorla Alıkonulan Kadınlar için Mücadele Platformu Girişimi Ezidi kadınların savaş yaralarını sarmak için neler yapıyor?
Girişim, Kürdistan kadın hareketi Kongreya Jinen Azad (KJA) öncülüğünde Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Kadın Meclisi tarafından DTK bileşenlerinden kuruldu. Platform kendini deklare ettikten sonra bir heyet oluşturarak kadınların durumu ve âkibeti hakkında bir rapor hazırlamak üzere Güney Kürdistan’a hareket ettik. Kürdistan Federal Bölge Parlamentosu kadın milletvekilleriyle, Meclis Kadın Komisyonu’yla, siyasi partilerin kadın vekilleri ve kadın sivil toplum örgütleriyle görüştük. Meclis Kadın Komisyonu başkanı, heyetin gidiş tarihine kadar 400 kadının IŞİD kamplarından satın alınmak ya da kaçırılmak suretiyle kurtarıldığını, kendi çabasıyla kaçan kadınların da olduğunu ifade etti. Heyetimiz Ezidi halkı için kutsal ibadet mekanı olan Laleş’te de incelemelerde bulundu. IŞİD’den kaçan kadınlarla da sohbet ettik. Rojava kantonlarında da oluşturulan Ezidi kamplarında IŞİD’den kaçan kadınlar bulunuyor. Burada fiziksel, psikolojik tedavi ve destek görüyorlar.

KATLİAM, EZİDİ KADINLARDA ZİHİNSEL DEVRİM YARATTI

Çok ağır ve travmatik sonucu olan bir katliamdan söz ediyoruz, evet. Ancak katliam sonrasında Ezidi kadınların da örgütlenmeye başladıklarını ve yaşadıklarının dönüştürücü bir etkisi olduğunu gördük. Sizin bu açıdan gözlemleriniz neler?
IŞİD katliamı ve kadın düşmanlığı, Ezidi toplumunda özellikle de kadınlarda zihinsel bir altüst oluş, bir devrim yarattı. Kadınlar silahlanıyor; ülkelerini, onurlarını ve geleceklerini her tür vahşete karşı koruyorlar artık. Şengal Dağı’nda kadınlar Ezidixan’ı yani Ezidi ülkesini yeniden inşa etmek ve savunmak için direniyor. Kadın birliklerini kurarak, bu birliklerde kendi eğitimlerini alarak özgürlüğü örmenin örgütlü çabasını sürdürüyorlar.
Kısacası Ezidi kadınlar bütün kadınlara örnek olacak şekilde kendi yaralarını kendi sarıyor. Kendi savunması için kadınlar olarak örgütleniyor ve asla pes etmeden, her tür teslimiyeti reddedip direnmeyi tercih ediyor. Bu mücadeleye destek vermek bu yüzden önemlidir.

GÖRMEZDEN GELENLER SOYKIRIMA ORTAK OLDU

Tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşmiş bir katliamdan söz ediyoruz. Peki uluslararası alanda IŞİD’in durdurulması için yeterince eyleme geçildiğini düşünüyor musunuz? Türkiye hükümeti bu süreçte nasıl bir politika izledi?
Bu soykırıma sessiz kalındı, IŞİD tarafından kaçırılan binlerce kadın için kadın kurumları haricinde kimse çaba sarfetmedi. Hem bölge ülkelerinin hem de dünyanın uzun süre yaşanan bu vahşetin boyutlarını gizleme ya da görmezden gelme çabası, bu soykırımın pek çok amaç ve sonuç beklentisiyle pek çok ortağa sahip olduğunu gösteriyor. Şengal Dağı’na sığınan katliam tanığı, kurtulabilen bir avuç Ezidi olmasa, dünya belki de bu soykırımdan bihaber davranmaya, üstünü örtmeye devam edecekti. Bizler olayın boyutlarını hiçbir zaman öğrenemeyecektik belki de.
Siyasi ve diplomatik çıkarlar ne yazık ki bu katliamda da evla tutulmuş, insanlık ayıbı bir trajediye izleyici kalındı.
Türkiye de bu süreçte “mülteci kabul eden bir ülke“ görüntüsü vermemek için sınır kapısına gelen binlerce Ezidi’yi içeri almadı, neredeyse kıyıma göz yumdu.

ÖNCEKİ HABER

Metal işçileri Türk Metal'e öfkeli: Bizi temsil edemezler

SONRAKİ HABER

Erdoğan’ın yeni IŞİD’i: Ahrar'uş Şam

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...