6 Ağustos 2015 01:59

Tolga Alp TURGUT
Rize

Rize’de Çamlıhemşin’e bağlı Samistal, Karadeniz’in en yüksek yaylası. Samistal’in suyunu, havasını, çiçeğini kokladığınız zaman huzur buluyorsunuz. 21 gün kaldığınız zaman kanınız tamamen değişiyor. Makrevis, Podollu ve Tecina köylerinin ortak yaylası olan Samistal halkının Karadeniz Bölgesi’nde 8 ilin yaylalarını birbirine bağlayacak 2 bin 600 kilometre uzunluğundaki “Yeşil Yol” adlı rant yolu ile başı dertte. “Yola değil yolsuzluğa karşıyız” diyen köylüler sahip oldukları doğayı, yeşili ve kültür mirasını korumakta kararlı.

SAMİSTAL’DE YAYLA HAYATI

Samistal’de yaşam toprağa ve hayvancılığa bağlı. Hazırcılık ve market tüketim kültüründen uzak, ekolojik bir hayat var. Topraktan mısır, mısırdan un, undan ekmek yapılıyor. Hayvancılıktan süt, yoğurt, peynir üretilirken, mısır koçanları da hayvanları beslemek için kullanılıyor. Buz dolabı olmadığı için saklama koşulları açısından temel besin maddesi kavurma. Tuzu ve yağı sebebiyle aylarca bozulmadan dayanabilen kavurma, kahvaltı ve yemeklerin vazgeçilmezi. Bir diğer temel besin ise kara lahana. Kara lahanayı fasulye ile karıştırıp, “Çarhala” isimli yöresel bir yemek yapılıyor. Ayrıca kara lahananın ezme ve sarması da yapılıyor. Bostanlarda yetişen şalgam, pancar, turp ve havuçların hem turşusu kuruluyor, hem de yemeklere katılıyor. Ağaçlardan da kestane, ceviz, fındık toplanıyor. Sadece gaz, pirinç, tuz ve buğday unu dışarıdan karşılanıyor. Samistal’de doğup büyüyen Süreyya Yücel, yaylanın tarihini şu sözlerle anlatıyor: “Yazın köyde ineklerle yaşamak zor olduğu için yaylacılık kültürü geliştirilmiş. Zamanla gelenek haline dönüşen yaylacılık faaliyetleri yaylacıların yanında ailelerin toplu eğlencesi haline gelmiş. Benim çocukluğumda atların, katırların çıngırakları eşliğinde tulum çalarak, türküler söyleyerek Samistal’e çıkardık. Pınar başlarında birlikte yenilen yemek ve edilen sohbetin tadı bir başkaydı. Yaylaya çıktıktan sonraki ilk 3 gün horon tepilirdi. Benim evim 120 yıllık. 200 yıllık evler de var. Burada bir tarih var.”

‘YOL YEŞİLKEN GERİ DÖNÜN’

Samistalliler kendi yollarını kendileri yapmışlar. Keçi yolu denilen patika yollardan ulaşımı sağlıyorlar. Yeşil Yol söylentisi uzun süredir Samistallilerin kulağını geliyormuş, ancak Yeşil Yol olarak değil de “kayak merkezi ve otellerin yapılacağı” şeklinde duyum alıyorlarmış. Samistal’e gelen ilk dozerin karşısına tek başına dikilen Ayşe Altaş, karşısında yüzlerce jandarma konvoyu görmüş. Dozerin önüne oturan Altaş, kendisini ikna etmeye çalışan komutanlardan yol çalışması için izin belgesi istemiş, ancak izin belgesi olmadığı için bu talebi yerine getirilememiş. “Yeşil Yol’u Samistal’e daha iyi bir ulaşım için yapacaklarını iddia ediyorlar. Oysa ki biz bu yaylanın yolunu bile kendimiz yaptık” diyen Altaş, “Vali, Belediye hiçbir şey yapmadı. Buraya yıllardır turistler geliyor. Evlerimizde kalıyor. Hiçbir kimse de yollardan şikayet etmedi. Bizim öncelikli talebimiz mevcut yolları iyileştirsinler. Bu devlet halk için varsa, bizim iyiliğimiz için varsa bizi dinlesin. Başka bir şey için varsa bilemiyorum belki de ben yanlış düşünüyorumdur. Ama yol yeşilken geri dönsünler” dedi.

Süreyya Yücel, “Doğanın bozulacağını biliyoruz. Bu yüzden Yeşil Yol’a karşıyız. Geçmişten gelmiş bir kültür mirasımız var. Biz de bizden sonraki nesillere aktarmak istiyoruz. Ayder’e bakıyoruz suyu bozuldu, çevresi bozuldu, doğası bozuldu, havası bozuldu, her şeyi bozuldu. Neden? Çünkü oteller yapıldı. Rant uğruna bilinçsizce turizm yapılmaya çalışıldı. Ben turizme karşı değilim. Çevre korunursa turizme karşı değiliz. Turizm yapılacaksa ev turizmi, yayla turizmi yapılabilir. Ama bu konuda hiçbir özendirme, çalışma yok” dedi.

‘YOLA DEĞİL YOLSUZLUĞA KARŞIYIZ’

Yol yapım dozerinin hâlâ yaylanın girişinde durmasının kendileri için bir baskı unsuru olduğunu söyleyen Ayşe Altaş, Valiliğin “Burada apart evler yapar, turizmden para kazanırsınız” vaadiyle insanları kandırmaya çalıştığını söyledi. “Bizim buralarda particilik yoktur. AKP iktidar olduktan sonra çıktı böyle laflar. Burada herkesin komşu-akraba ilişkisi vardır. Bu sene ilk defa insanları ikiye böldüler. Tek istediğimiz şey burada ne yapılıyor. Plan proje nedir onu öğrenmek. Gelip bir yola başladılar. Yok burası olmadı, yanlış yerden girdik diye geri dönüp başka bir yol açtılar. Samistal’e otel yapılsa ne olacak? Buranın insanı gidip o otelin tuvaletini mi temizleyecek? Biz köle değiliz kardeşim. Biz çalışkan insanlarız. Biz yola karşı değiliz yolsuzluğa karşıyız” dedi.

* Karadeniz yöresinde farklı anlamlarda kullanılan bu deyim, burada “eksik kalsın” anlamında kullanılmıştır.

Evrensel'i Takip Et