6 Ocak 2007 00:00

ZEUS SUNAĞI


Kalabalık işgal ordularıyla Troya’yı talanlamak için gelen Yunanistanlı Başkral Agamemnon, kendi buyruğudaki ünlü komutan Ahilleus’un sevgilisi güzel Briseyis’i herkesin önünde çadırına alıp götürmüştü! Ahilleus’un onurunu kurtarmak için anası Tanrıça Tetis de Baştanrı Zeus’tan Yuanistanlıları cezalandırmasını, oğlu Ahilleus savaşa katılmadıkça onların Troyalılar önünde hep yenilmesini diledi.
Zeus da eski gözağrısı Tetis’in dileğini kabul edip Düş tanrısı aracılığıyla o anda uyuyan Agamemnon’a yanıltıcı bir ileti gönderdi. Bu iletiye göre, Yunanistanlı orduların dokuz yıldır sürdürdükleri kuşatma nihayet sonuç verecek; o gün Troya’yı zaptedeceklerdi!... Çünkü bütün tanrılar elbirliği edip onların saflarına geçmişlerdi artık! ...
Düş tanrısı bunları söyledikten sonra neler yapması gerektiğini bir bir anlattı Agamemnon’a...
Agamemnon da bu düşe inan ve hemen apartopar ordularını topladı: “Tanrılar bize ihanet etti. Dokuz yıldır vaad ettikleri yengiyi sunmadılar. Artık karılarımızın, çocuklarımızın yanına dönelim!” diye Zeus’un istediği gibi konuştu onlara karşı. Haliyle bu şekilde kışkırttığı orduların Troya surlarına saldırıp kenti zaptedeceklerini sanıyordu! Ne var ki sıla özlemiyle yanıp tutuşan askerler, bir hedefe topluca saldırır gibi koşa koşa gemilerine ulaştılar ve hemen dönüş seferine hazırlanmaya başladılar. Gemilerin gövdeleri altındaki destekleri çektiler. Kürekçiler, küreklerine sarıldılar... Orduların komutanları şaşkına döndü haliyle. Aynı anda Zeus; olup bitenleri Olimpos’taki sarayının penceresinden kulaklarına dek gülerek izliyordu. Yunanlılar tarafını tutan Zeus’un karısı Hera da Troya’daki bu kaynaşmayı görür görmez apartopar kızı Tanrıça Atena’yı çağırdı yanına: “Şuraya bak Atena!” dedi. “Gördün mü başımıza gelenleri! Bak Akhalar nasıl kaçıyorlar yurtlarına... Dokuz yıldır niceleri öldü Troya surlarının önünde! Onlar buraya gözü yaşlı Helena’yı kurtarmak için gelmediler mi? Haydi Atena, tez git Troya’ya. Akhalar’la tek tek konuş, Troya’yı almadan, hazinelerini tıkabasa gemilerine yüklemeden ayrılmasınlar ordan!.. ”
Tanrıça Atena bir zıplayışta yıldızlarla dolu boşluğa daldı ve hızla, orduların ana-baba gününe dönüştürdüğü Troya sahiline indi. İnsanlar arasında en sevdiği komutan Odisseus’u buldu hemen. Bu çok güvendiği komutana anası Tanrıça Hera’nın söylediklerini aynen aktardı. Hemen gidip askerleri gemilerinden indirip meydanda toplamasını öğütledi ona... Kendisiyle konuşanın zeytinyağlı parfüm kokan Tanrıça Atena olduğunu anlayan Odisseus, son hızla koşmaya başladı. Yolda harmanisi savrulup düştü! Agamemnon’un barakasına daldı hemen. Kara kara düşünüyordu Agamemnon! Onun elindeki Zeus’un armağanı egemenlik asasını kaptığı gibi komutanların yanına vardı: “Yakışık alır mı böyle gemilerle gerisin geri dönmek? Şimdiye dek boşuna mı bunca yiğit canından oldu? Hemen gemilerden indirelim askerleri. Meydanda toplanalım. Bakalım Zeus’un sevdiği Başkralımız Agamemnon ne diyecek?” Buna benzer sözlerle bütün komutanları bir bir yumuşattı. Askerler de hem üzgün hem öfkeli olarak gemilerinden inip sessizce toplandılar sahildeki büyük meydanda...
Yalnızca hiç sözünü esirgemeyen asker Tersites (Thersites) bozdu sessizliği!.. Salına salına gelen Agamemnon’u görünce başladı ver yansın etmeye:
“Gene bir isteğin mi var Başkral Agamemnon?
Barakaların tunçla, kadınla dolu oysa.
Yoksa taze bir kadın mı istersin gene düşüp kalkmaya,
Bütün gözlerden uzakta kendine?
Başkralsın, yakışık almaz bizleri böyle kıyıma sürmen!
Sizlere diyorum ey Akha orduları,
Haydi yurdumuza dönelim gemilerimizle!
Tek başına Troya’da bırakalım onu. (...)
Saygısızlık etti Ahilleus’a zaten, en üstün yiğidimize,
Aldı elinden onur payı güzel Briseyis’i utanmadan!...” (İlyada)

Tersites’i duyan askerler ona hayran hayran bakmaya başladılar... Ne var ki komutan Odisseus da hışımla onun üstüne doğru yürüdü! Ona erlerin en iğrenci olduğunu söyleyip elindeki Zeus’un armağanı altın bastonla; beline beline, ayaklarına ayaklarına vurdu.. Vurduğu yerlerden kıpkırkımızı kanlar akmaya başladı. İki büklüm oldu isyancı asker Tersites!..
Troya ordusundan on kat fazla olan meydandaki Akha orduları arasında krala sövgüler, “evlerimize dönelim” çığlıkları gene de yeri göğü inletiyordu! O anda bir haberci kılığına bürünen Tanrıça Atena; Odisseus’un söyledikleri duyulsun diye, orduları zar zor susturabildi...
Yaşar Atan

Evrensel'i Takip Et