30 Ocak 2007 01:00
MEDİPOLİTİK
Genel seçimlere daha on ay var, ancak seçim yarışı şimdiden başladı bile. Aslında milliyetçilik yarışı demek daha doğru.
DYP, ANAP bir yana bir zamanların aslan sosyal demokratları, Sosyalist Enternasyonal üyesi CHP bile yekeyi çoktan milliyetçilik sularına kırdı. MHPnin sağından dolanıp puan toplamaya çalışıyor.
Kaderin bir türlü yüzüne gülmediği BBP, MHPden yaptığı transferlerle çekim merkezi olmaya çabalıyor.
Milliyetçiliğin kadim sahibi MHPnin doğal olarak arifi tarife ihtiyacı yok. Ancak herkes hep beraber kalesinin önüne akın edince müdafaadan çıkıp atağa geçecek boşluk yakalayamıyor bir türlü.
AKP kurmayları bu işte biraz geç kaldıklarını fark edince damardan girmek ihtiyacı duydular. Kurban Bayramında bilboardları Kurban Olam Ayına, Yıldızına afişleriyle donattılar.
Milliyetçilik dozu bu kadar aşırı kaçınca vatandaşın da ayarı bozuldu, ister istemez. Onlar da modaya uydu; kendi aralarında yarışa başladılar.
Şimdilik Çanakkaleli büfeci önde gidiyor. Hepimiz Hrantız, Hepimiz Ermeniyiz sloganına fena bozulmuş. Vatan elden gidiyor telaşına kapılmış. Ne kurtarsam kârdır diye düşünerek LapsekiGelibolu arasında işleyen araba vapuruna el koymuş. İçi Türk yolcularla dolu olan mavnaya Türk bayrağı çekmeyi de ihmal etmemiş.
***
Öte yandan hayat da devam ediyor. Hükümetimiz, memleketimizin sağlık sorunlarını çözme konusundaki gayretlerinden vazgeçmiyor.
Hazırladığı son yasa tasarısının uzun bir adı var; Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, Sağlık Personelinin Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanun ile Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı.
Kısaca Torba Yasa deniyor. İçinde yok yok.
Yandaşların, menzildaşların eğitim hastanelerine sınavsız şef olarak tayininden, doktorlara mali sigorta yaptırma zorunluluğuna; başhekimlerin yeni atanma kriterlerinden radyoloji çalışanlarının çalışma saatlerinin uzatılmasına kadar her şey torbaya doldurulmuş.
Ama en önemlisi hekim ithalatının yolunun açılması. Malum; Başbakanımız daha önce gene hekimlere celallenip Türki Cumhuriyetlerde doktorlar 100-150 dolara çalışıyorlar diye gözdağı vermişti.
Hem üstelik Dubaili Şeyh el Maktum da Türkiyede yatırım yapmak istiyordu. İstanbulda büyük bir sağlık kenti kurup şehre hizmete başlayacaktı.
Ama her iki niyetin de hayırlara vesile olabilmesinin önünde küçük bir engel vardı.
Türkiyede hekimlik yapabilmenin şartları 1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunla düzenlenmişti.
Bu Nuh-u Nebiden kalma Kanunun birinci maddesine göre Türkiye Cumhuriyetinde hekimlik yapmak ve ne biçimde olursa olsun hasta tedavi edebilmek için Türkiye tıp fakültesinden diploma almak ve Türk bulunmak gerekiyordu.
Dördüncü madde ise Yabancı memleketlerin tıp fakültelerinden izinli Türk hekimlerinin Türkiyede doktorluk yapabilmeleri için diplomalarının denkliğinin araştırılmasını şart koşuyordu.
Bu durumda da yabancı doktorlar Türkiyede çalışamıyordu.
Bugün Mecliste görüşülmesi muhtemel Torba Yasa geçerse bu engeller ortadan kalkacak.
TCKnın 301. maddesindeki Türklüğe hakaret ibaresini yıllardır değiştirmeyen hükümetimiz kanundaki Türk ibarelerini bir çırpıda ayıklayıverecek.
Dördüncü maddedeki izinli Türk hekimlerinin tanımı mezun hekimlerin olarak değişecek. Birinci maddedeki ve Türk bulunmak ibaresi ise tamamen çıkarılacak.
***
Ondan sonra yedi düvelin etıbba tayfası memleketimize sökün edecek. İhtimal, yetmişli yılların meşhur Kaçak Doktor Kimbleı bile Türkiyeye gelip aile hekimi olacak.
Ne de olsa, milliyetçilik başka, piyasa başka şeyler.
Billboardlarda; Kurban Olam Ayına, Yıldızına.
Mecliste; Kurban Olam Yabancı Doktoruna, Patronuna.
Osman Öztürk
Evrensel'i Takip Et