26 Şubat 2007 01:00
Tarihçiye bak!
Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, kızıl elmacı olarak bilinen gazetelerin üslubunu kullanarak Gazeteci Hrant Dinkin cenaze töreniyle ilgili, (Hepimiz Ermeniyiz) diyenler, aslında belli bir ideolojinin mensupları olduklarını ortaya koydular. dedi. Halaçoğlunun açıklamalarını gazetemize değerlendiren Prof.Dr. Baskın Oran, Cenazede yürüyen bizler; hepimiz, belli bir ideolojinin mensuplarıyız: Demokrasi ve insan hakları ideolojisinin dedi. Doç.Dr. Fikret Başkaya da, TTK Başkanının üslubunun akademik bir üslup olmadığını söyledi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Halaçoğlu, Hrant Dink cinayetini hazırlayan ideolojik iklime ve milliyetçi kışkırtmalara hiç değinmezken, bir cenaze töreni sürecinde empati amaçlı olarak slogan atanları hedef almayı tercih etti.
Bir slogan için bir sürü itham
Dinkin cenaze töreninde, Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrant Dinkiz sloganları atanların, kendi açılarından tatmin edici bir sonuca ulaşmış olabileceklerini belirterek bu sloganların etkisinin, konunun kamuoyuna mal edilmesiyle ortaya çıktığını savundu.
Şimdi, Türkiyedeki bütün insanlar büyük bir tepkiyle buna karşılık veriyorlar ve toplum, Ermeni konusunda daha radikal, daha katı bir hale geldi. Artık soykırımın Türkiyede herhangi bir kimseye kabul ettirilmesi, bu aşamadan sonra mümkün değildir diyen Halaçoğlu, şöyle devam etti: Çünkü, Hepimiz Dinkiz, Hepimiz Ermeniyiz sözü tek taraflı kaldı. Bu topluluk, PKK ile çarpışan askerlerimizden şehit olanlar için Hepimiz Türküz demedi bugüne kadar ve demiyor. Hâlâ şehit olanlar için de demiyor. Elçilerimizle ilgili de demiyor, buna benzer başka konularda da Hepimiz Türküz demiyor hiçbir zaman. Hepimiz Ermeniyiz diyenler, aslında belli bir ideolojinin mensupları olduklarını ortaya koydular. 40 bin kişiydi, 50 bin kişiydi ama bunlar, çok iyi örgütlenmişlerdi. Sanki bu ölüm onlar tarafından önceden biliniyormuş gibi bir tavır takındılar, hemen sloganlar hazırdı. Ondan sonra elde kafa biçiminde hazırlanmış pankartlar hazırdı ve böylece topluluk sayısı bu pankartlarla epeyce fazlalaştırılmıştı; elde tutulan siyah, baş şeklindeki pankartlarla birdenbire sayı 40 binlerden 80 binlere çıkarıldı böylece. Bunlar da önceden hazırlanmıştı; bu binlerce slogan nerelerde basıldı, kimler bunun finansmanını sağladı? Zannediyorum, bunların çok iyi araştırılması gerekiyor.
Cenazeye katılanları suçladı
Halaçoğlu, Hrant Dink cinayeti için ise Peki kim yaptı bunu, kim yaptırdı? İşte cenaze sırasında sloganlar üretenleri bu yönüyle de değerlendirmemiz gerekiyor diye konuştu. Bu sorunun yanıtı olarak Dinkin cenaze törenine katılanları suçlayan ifadeler kullanan Prof. Dr. Halaçoğlu, şöyle devam etti: Türkiyede ne kadar Ermeni nüfusu var? Yaklaşık 50 bin civarında Ermeni vatandaşımız var. Bunların hepsinin katılması mümkün mü? Değil. Kadın, erkek, çocuk hepsi 50 bin... O zaman bunlardan en fazla katılsalar -ki tabii olarak görüyorum, katılabilirler- 20 bin kişidir. Bunlar da samimi olarak katılmıştır. Ama onun dışındaki katılımlar kimdir? Sadece Türkler midir? Hadi bunların içinde 10 bin kişi de samimi olarak Dinkin öldürülmesini protesto edenlerdir, 30 bine çıktı. Geriye kalanı kimdir? Şimdi bunları çok iyi araştırmamız, bilmemiz lazım.
Hrant Dinkin Bu ülkede kendisini Müslüman olarak gören Ermeniler de var dediğini ifade eden Yusuf Halaçoğlu, Bunlardan mıdır veya başka örgütler mi bunların içinde yer aldılar? Zannediyorum, onu devletin değişik araştırma kurumları değerlendirecektir. Bu bana göre milattır, çok iyi değerlendirmek lazım dedi.
Kimileri belediye başkanı..
Türkiyede bugün birtakım çatışmalara zemin hazırlanmakta olduğunu düşündüğünü belirten TTK Başkanı, Dinkin bir konuşmasında; Ermenilerin yerlerinden, yurtlarından edilmesinin sorumlularının Batılı devletler olduğunu ifade ettiğini söyledi. Hrant Dinkin, şimdi bunun Kürtlere de yapılmaya çalışıldığını söylediğini de aktaran Yusuf Halaçoğlu, şöyle konuştu: Şimdi gerçekten tarihimizin belli dönemlerinde zaman zaman Şeyh Sait İsyanı da dahil olmak üzere kışkırtmalar yapılmıştır. Bugün de aynı kışkırtmalar yapılmaktadır. Bunun bazı militanları vardır, kimileri belediye başkanıdır, kimisi parti liderleridir; bunlar yavaş yavaş bu konuda birilerinin sözlerini yerine getiriyor. (HABER MERKEZİ)
Prof. Dr. Baskın Oran: Evet bir ideolojinin mensuplarıyız
Sayın Halaçoğlunun demeci, Hepimiz Ogün Samastız sloganının bilimsel versiyonu. Bu tür bilimsel versiyonlar olmadan, popüler versiyon fazla bir anlam taşımaz.
1) Halaçoğlunun saptaması doğrudur. Cenazede yürüyen bizler; hepimiz, belli bir ideolojinin mensuplarıyız: Demokrasi ve insan hakları ideolojisinin. Ezilenin yanındayız ideolojisinin mensupları olduğumuz elhak doğrudur. Mesele, bu slogandan rahatsız olanların hangi konumda olduğudur.
2) Hepimiz Türküz demiyorlar diyor. Bir defa, herkes Türk değil. Türkiyeli terimine saldırılar devam ettikçe de bu böyle devam edecek. Herkesin Türk olmadığını, Sayın Halaçoğlu gibi düşünenler de kabul ediyor: Türklüğü koruyan 301den hiç Kürtlere ve Ermenilere vs. hakaret olduğu zaman dava açılıyor mu? Demek ki bunlar Türk sayılmıyor. İçişleri Bakanı Meral Akşener bunun en iyi örneğini verdiydi, bir taşla iki kuş vurduydu: Öcalana Ermeni dölü dedi.
İkincisi, kendini Türk olarak tanımlayanlara gelince; bunların Hepimiz Türküz demesi, Hepimizin iki kolu iki bacağı var demesi gibi galiba.
3) Sayın Halaçoğlu, bir cenazeye bu kadar adam toplanmasını kuşkuyla karşılıyor ve sözlerinden çıkan açıkça şu: Cenazeyi tertipleyenler öldürdü Hrantı. Çok doğru ama eksik: Cenazede çok satış yapan simitçiler de var bu melanetin içinde.
4) Sayın Halaçoğlu demecini, Kürtleri çok sevdiğini ve bizleri ayıranların emperyalistler olduğunu söyleyerek bitiriyor. Kendisinin Kürtleri çok sevmesine ve anti-emperyalist olmasına çok sevindim.
Doç. Dr. Fikret Başkaya: Akademik bir üslup değil
Resmi tarih, geçmişte yaşananları bugünün egemen sınıflarının ihtiyaçları doğrultusunda kurgulamaktan ibarettir. Dolayısıyla resmi tarihçi, bir tür ideolojik koruyucudur. Onun misyonu; gerçeği ortaya çıkarmak, yaşanmış olanların gerçek hikayesini anlatmak değil gerçeğin üstünü örtmek, tahrif etmektir. Oysa gerçek bilimci, resmi gerçeği üretmek bir yana tam da onun karşısında saf tutan biri olabilir. TTK, baştan itibaren egemen elitin ihtiyaç duyduğu bir yakın tarih versiyonu üretmek üzere tasarlandı. Dolayısıyla yalanın ve tahrifatın üreticisi ve yayıcısıdır. Fakat ürettikleri yalanlar, artık pek işe yaramıyor. Rahatsızlıkları, hırçınlıkları, tahammülsüzlükleri bu yüzdendir. Bunlar, ilelebet gerçeğin üstünü örtebileceğini sanan devlet memurlarıdır. Tarihi de sağır ve dilsiz sanıyorlar... İsimlerinin önündeki sayısız unvanların bir kıymeti harbiyesi yoktur. Bilim etiği, entelektüel dürüstlük gibi kaygılara da yabancıdırlar... Oysa, gerçek inatçıdır. Gün gelir üzerindeki sis perdesi dağılır... Ürettikleri resmi tarih, artık gününü doldurmakta.
TTK Başkanının açıklamasındaki üslup, akademik bir kurumun üyesinden çok bir emniyet veya istihbarat örgütü mensubunun, ya da milliyetçi bir siyasi formasyonun yöneticisinin üslubunu andırıyor. Cenaze öncesinde ve cenaze boyunca atılan slogan: Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrant Dinkiz, besbelli ki hümanist/ üniversalist/etik bir içeriğe sahip... Her türlü ayrımcılığa karşıyız, her türlü farklılığı bir zenginlik unsuru olarak görüyoruz demeye geliyor. Bundan, başka anlamlar çıkarmak için kafada ırkçı/milliyetçi hezeyanlardan başka bir şeyin olmaması lazım... Kişinin fikri ne ise zikri de odur, denmemiş midir?
Tarih yapıcılarının işi, bundan sonra daha da zor olacak. Zira, gerçeğe ihtiyacı olanların safındaki gerçek yapıcıları artık sahnedeki yerlerini alıyorlar...
Evrensel'i Takip Et