12 Mart 2007 01:00

Sendikalar ve milliyetçilik paneli


Eğitim Sen İstanbul 2 No’lu Şube tarafından düzenlenen “Sendikalar ve milliyetçilik” panelinde, Türkiye’de sendikal mücadele içinde milliyetçiliğin etkisi ve sendikaların milliyetçiliğe karış konumu tartışıldı.
BEKSAV’da önceki gün gerçekleştirilen ve Eğitim Sen İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Toprak tarafından yönetilen panele, konuşmacı olarak Sendika Uzmanı Osman Ergin, Radikal Gazetesi Yazarı Necmiye Alpay ve gazetemiz Yazıişleri Müdürü Fatih Polat katıldı. Paneldeki ilk konuşmacı olan Necmiye Alpay, milliyetçilik kavramını tarihsel olarak özetleyerek başladığı konuşmasında, farklı milliyetçilik tanımları yapıldığını, ancak milliyetçilik olgusunun sanayinin gelişmesiyle birlikte gündeme geldiğini söyledi. Osmanlı’da kavimlere dayalı bir millet yapısı olduğunu dile getiren Alpay, bilinen anlamda milliyetçiliğin, Batı’nın etkisi ile Osmanlı’nın son döneminde başladığını anlattı. Başka uluslar karşısında kendisine üstünlük biçen milliyetçilik anlayışlarını eleştiren Necmiye Alpay, kendisinin “millet-milliyet” kavramı yerine “toplum” kavramını tercih ettiğini söyledi. Devlet kurmuş bütün milletlerde, milliyetçilik ve asimilasyon politikalarının farklı dozlarda da olsa etkisini gösterdiğini anlatan Alpay, “Ne mutlu Türküm diyene” denildiğinde de aslında tipik bir milliyetçilik çıkmazına düşüldüğünü dile getirdi.
Kürt sorunu ve sendikalar
Gazetemiz Yazıişleri Müdürü Fatih Polat ise Türkiye’de sendikal hareketin biçimleniş sürecinde ırkçılığa ve milliyetçiliğe karşı bir mücadele içinde olunmadığını, bilakis milliyetçiliğin bir sendikal ilke olarak benimsendiğini söyledi. 1970’lerde kurulan ve MHP’lilerin sendika merkezi olan Milliyetçi İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nu (MİSK) örnek veren Polat, Türk-İş’in de bu konuda MİSK’le paralel politikalar izlediğini anlattı. 1970’lerde Türk-İş ve MİSK’in, DİSK’i “Türkiye’yi Rusya’ya bağlamak isteyen bir nifak merkezi” diye tanımladıklarını hatırlatan Polat, bugün de daha çok Kürt sorunu üzerinden bir bölünme yaşandığını dile getirdi. Kürt düşmanlığı yapan milliyetçi anlayışlarla paralel hareket eden sendikal anlayışların, bu konuda KESK’i baskıladıklarını vurguladı. Bu baskılanmanın, KESK’e bağlı bazı sendikalarda bölünmelere de yol açtığına dikkati çeken Polat, Kürt sorununun demokratikleşmeden yana herkesin bir sorunu olduğunu dile getirerek “Kürt sorunu, aslında Türk sorunudur” dedi.
Sendika Uzmanı Osman Ergin de konuşmasında, Cumhuriyet’in ilk döneminde devreye sokulan “sınıfsız; kaynakmış kitle” anlayışının, sınıfsal bakımdan da farklı uluslara karşı tutum açısından da Mayıs sendikaları baskılayıcı bir yaklaşım olduğunu ve etkisinin halen sürdüğünü söyledi.
Türkiye’de neredeyse her kurumun Kürt sorunuyla ilgili bir sözü olduğunu dile getiren Ergin, “Ancak sendikaların bu konuda sözü yoktur” dedi. Başka ülkelerde sendikaların, kendi ülkelerinde yaşanan ulusal sorunlar karşısında daha duyarlı davrandıklarını örneklerle anlatan Ergin, Türkiye’deki durumun, bu açıdan çok sorunlu olduğunu söyledi. Milliyetçiliğin her türüne karşı olduğunu dile getiren Osman Ergin, ancak bu yönlü kaygıların, Kürt sorununun çözümü konusundaki geri durma tutumunu da beslememesi gerektiğini dile getirdi.
Panel, konuşmacıların sorulara verdikleri yanıtlarla son buldu. (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et