14 Mart 2007 01:00
AVRUPA GERÇEĞİ
Avrupa ülkelerine sorarsanız olur. Çünkü Irak işgalini uluslararası hukuka aykırı bulup karşı çıkan Avrupa ülkelerinin/hükümetlerinin çoğu, Afganistan işgalinin başaktörü kesilmiş durumda.
Iraka askerlerini göndermeyen, gönderip de geri çeken Avrupa ülkelerinin çoğu şu sıralar Afganistan işgalinin sürüp gitmesi için askeri gücünü artırma, sıcak çatışmalara girmenin adımlarını atıyor, planlarını yapıyor. Hem de sivillere yönelik saldırıların yoğunlaştığı dönemde...
Irak işgaline karşı çıkan ülkelerin başında yer alan Almanya, denilebilir ki Afganistanın orta ve kuzey bölgesini denetim altında tutan tek ülke. Tehlikeli bölge kabul edilen Güney Afganistan, ABD, İngiltere ve Kanadanın denetiminde. Güneyde iyice sıkışan, kayıplar veren bu ülkeler sonunda Almanyayı güneye takviye güç göndermeye ikna etti. Birkaç hafta önce Alman ordusuna ait tornado uçaklarının kesinlikle güneye gönderilmeyeceğini açıklayan hükümet yetkilileri kısa bir süre içinde ağız değiştirdi. Ve sonunda Bundestagda 6 ya da 8 tornado uçağı ile 500 kadar askerin bölgeye gönderilmesi kararı alındı.
Hem de halkın yüzde 77si tornadoların gönderilmesine karşı olduğunu ifade etmesine rağmen... Halk adına hareket eden vekiller bir kez daha halkın onaylamadığı bir kararın altına imza attı böylece.
Cuma günkü oylamanın sonucu, Alman partileri arasında Afganistan işgaline karşı sürdürülen politikanın sorgulanmasının önünü açmış bulunuyor. 562 milletvekilinin katıldığı oylamada 157 vekil karşı oy kullandı. 2005te Afganistandaki askerlerin görev süresinin uzatılması için yapılan oylamayla kıyaslandığında önemli bir fark bulunuyor. O zaman, iki PDSli ve diğer partilerinden 12 kişi karşı oy kullanmıştı. 2006daki oylamada ise 53ü Sol Partili olmak üzere toplam 71 milletvekili karşı çıkmış. Bu sefer karşı çıkanların 69unun koalisyon ortağı SPDnin vekili olması ayrı bir önem taşıyor. Afganistan işgalinin baş savunucu olan bu partide bir huzursuzluğun baş gösterdiği görülüyor. Benzer bir durum Yeşiller için de geçerli. Bu partinin milletvekillerinin neredeyse yarısı tornadoların gönderilmesine karşı çıktı. Buna rağmen sermaye partileri, Afganistan işgalinde ülkenin rolünü pekiştirmeden yana.
Biraz farklı olsa da benzer bir durum; İtalya ve İngiltere için de geçerli. Geçen yıl savaş karşıtlığı üzerinden yürüttüğü seçim kampanyasıyla Bushun yakın dostu Berlusconiyi devirerek başbakanlık koltuğuna oturan Romano Prodi, kısa bir süre sonra Iraktaki askerleri geri çekileceğini açıklayarak, başta İtalya olmak üzere bütün dünyada savaş karşıtlarının sempatisini kazandı.
Ne var ki; Iraktan asker çeken Prodi, aynı tutumu Afganistan konusunda göstermeye yanaşmadı. Tam tersine bu ülkedeki İtalyan birliğinin gücünü artırma kararını, hem de başkanlık koltuğundan olmayı göze alarak, verebildi.
Prodinin bu tutumu elbette ülkedeki işgal karşıtı harekette bir moral bozukluğu yarattı. Neoliberal bir sosyal demokrat olan Prodinin gerçek bir savaş karşıtı olmadığını; Afganistan konusundaki tutumu açık bir şekilde ortaya koydu. Zira, ülkedeki ABD üssünü genişletilmesine onay vermesi de bunun bir parçası olarak görülebilir.
İngilterede de durum İtalyadan çok farklı değil. İçeriden gelen baskıların sonucu Bushun fino köpeği diye nitelenen Blair de, Iraktaki İngiliz askeri sayısını azaltacağını açıkladı. Buna göre İngiltere, Iraka gönderdiği 7 bin 100 askerini 2008in sonuna kadar geri çekecek.
Danimarka da, Iraktaki askerlerini geri çekeceğini açıklamıştı.
Farklı bir durum İspanyada yaşanıyor. Iraktan askerlerini çeken ilk ülke olan İspanya şimdi askerlerini Afganistanda çekmeyi tartışıyor. Umarız, Zapertero halkının isteğine kulak verir ve bir önce Afganistanda işgalci güç olmaktan çıkar. Ve belki de, Irakta olduğu gibi, İspanyanın çekilme tutumunu, diğer ülkeler de izler.
Şurası açık ki; Avrupa ülkelerinin Afganistanda üstlendiği bu büyük sorumluluk, asıl olarak ABDnin işine yarıyor. Çünkü; ABD, Irak ve Afganistan cephelerinde aynı yoğunlukta mücadele etmek ya da kayıp vermek zorunda kalmıyor. Asıl gücünü, Iraka yoğunlaştırmış durumda. Bundan ötürü Bush, Irak işgalinden hemen sonra Almanyaya, Afganistanda almış olduğu büyük sorumluluktan dolayı teşekkür etmişti.
Irak ile Afganistan işgali arasında, birisinin haklı diğerinin haksız olduğunu gösteren ne olabilir? Afganistan, 5.5 yıl önce 11 Eylül saldırısından hemen sonra yalanlarla işgal edildi. Sonsuz Özgürlük adı altında yapılan bu işgal, ne burka altındaki kadınları ne de halkı kurtardı. Tam tersine, binlerce sivil insanın katledilmesine yol açtı. Tıpkı Irakta olduğu gibi...
Bu nedenle emperyalist işgalin haklısı-haksızı olmaz!
Yücel Özdemir
Evrensel'i Takip Et