17 Mart 2007 01:00
'Artık taviz verilemez bir noktadayız'
Yunanistanda bir süredir devam eden öğrenci işgalleri ve eylemler, eğitimde özelleştirmelerin yolunu açan tasarının yasalaşmasına rağmen önceki gün de sürdü. Atinada ve diğer illerde yapılan gösterilere onbinlerce gösterici katıldı.
Bu arada dün SINASPISMOS Partisi Genel Başkanı Alekos Alavanos ise, yasanın yürürlükten kaldırılması için ana muhalefet partisi PASOK ile Yunanistan Komünist Partisine (KKE) görüşme ve ortak hareket etme çağrısı yaptı. Ancak, KKE politik ayrılıklarını ileri sürerek, görüşmeyi reddetti. PASOK Genel Başkanı Yorgos Papandreu ise Alavanosla yaptığı görüşmeden sonra, okullarda süren işgallerin son bulması gerektiğini savundu. Alavanos ise işgallerin haklı olduğunu belirterek, yasanın kaldırılmasını talep etti.
Preveza, Selanik, Volo, Kardiça, Patra, Komotini, Ksanti, Yannena kentlerinde de kitlesel gösterilerin yapıldığı ifade edilirken, fakülte işgallerine liderlik eden öğrencilerden Tıp Fakültesi 5. sınıf öğrencisi Maria Almiru, eylem ile işgallerin özel eğitime fırsat veren yasanın geri çekilinceye değin süreceğini ifade etti.
En iyi cevap
Atinadaki gösterilere katılan Tıp Fakültesi 5. sınıf öğrencisi Maria Almiru, kitlesel gösteriler ile işgallerin, hükümete verilen en iyi cevap olduğunu ifade ederek, Hükümet azınlıkta kaldığımızı söyleyerek işgallerin bitirilmesi çağrısı yapıyor. Geçen hafta 35 bin kişiyle yapılan gösteri ve üçyüz okulda devam eden işgaller, bu propaganda sahiplerine verilen en iyi cevaptır. İşgalin olmadığı çok sınırlı sayıdaki okulun genel kurul toplantılarında çıkan karar ise hükümetin politikalarının onaylanması yönünde değil, tersine kabul edilemez olduğu yönündedir. Eğitim görevlilerinin tamamı ve öğrencilerin tamamı diyebileceğimiz ezici kesimi yasa tasarısını mahkum etmişlerdir. Bir azınlık varsa o da hükümet cephesinde aranmalıdır. Dolayısıyla bizim temel talebimiz yasanın geri çekilmesidir. Bu noktada taviz verilemez. Aslında sorun, parasız eğitimin tüm halkın sorunu olduğudur ve bu hak elimizden alınamaz diye konuştu.
Özel okulların açılmasına olanak sağlayan yasaya karşı yapılan fakülte işgallerinin 10. haftasına girdiğine dikkat çeken Almiru, İşgaller üçyüz kadar okulda sürüyor. Bu okulların hepsinde her hafta genel kurul toplantıları yapılıyor. Her hafta işgalin devam edip etmeyeceği yönünde oylamalar yapılıyor. İşgaller onuncu haftasına girmesine rağmen, direniş çeşitli biçimler altında aslında bir yıl önce başlamıştı. Geçen yılın yaz aylarında haftalar süren işgaller yapılmış ve yasa tasarısının geri çekilmemesi durumunda yeniden işgallerin olacağı vurgulanmıştı dedi.
Okullarda mücadeleden yana oldukça olumlu bir tutum var diyen Almiru ayrıca, Haftalar geçmesine rağmen ne yorgunluk ne de karamsarlık belirtileri bulunuyor. Gün geçtikçe gösterilere katılım da artıyor. Tarafsız kalanların ise artık taraf olduğunu görüyoruz ifadelerini kullandı.
Hükümet elindeki tek kozu oynuyor
Atina hükümeti ile medyanın bir bölümünün, öğrenci eylemlerine yönelik yaklaşımını da eleştiren Almiru, Hemen her gün yüzü maskeli kişilerden ve saldırgan gruplardan bahsederek, bu hareketi bunların yönettiğinden bahsediyorlar. Hükümet geleceğin bilim adamlarının kafasını yarıp gözünü şişiriyor ve haklı talep ile düşüncelerini, şiddet kullanarak susturmaya çalışıyor. Politikasını şiddet kullanarak uygulamaya yöneliyor. Çünkü hiç kimseyi bu yasanın öğrencilerin yararına olduğuna inandıramaz. Elindeki tek koz devletin şiddet aygıtlarını kullanarak hareketi vahşice bastırmak. Hareketi terörize etmeye ve demokratik bir hak olan muhalefet olma hakkını elimizden almaya çalışıyor. Demokratik hak ve özgürlükleri kısıtlama yoluna gidiyor dedi.
Eylemleri güçlü kılan nedenlerden birinin de eğitim emekçilerinin direnişe verdiği destek olduğunu belirten Almiru, Öğrenci hareketi, genel kurul toplantıları ve işgallerle güç kazandı. Öğretim üyelerinin büyük desteği de inkar edilemez. Talepler sadece öğrencileri değil, hocalarla öğrencileri de birleştiriyor. Bu talepler doğrultusunda kaygı taşıyan herkesin bir araya gelmesi kuşkusuz harekete güç vermektedir şeklinde konuştu. (Atina/EVRENSEL)
Hedefe konan parasız eğitim talebidir
Yunanistanda devam eden öğrenci işgalleri ile eylemlerine, başta öğretim üyeleriyle işçi sendikaları olmak üzere halktan da büyük bir destek var. Bu öğretim üyelerinden biri olan Pandio Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Yorgos Rusis, gelişmeleri EVRENSEL için değerlendirdi.
Hükümet bu yasayla neyi hedeflemektedir?
Hükümetin bu yasayla sadece özel okulların açılmasını değil, genel olarak eğitimi kamuya ait bir görev ve sorumluluk olmaktan çıkarmayı hedeflediğini belirtmek gerekir. Yasayla, hedefe konan parasız eğitim talebidir. Bu hakkın halkın elinden alınması ve devletin yüksek okullar karşısında tüm sorumluluklarından kurtarılması yasasısıdır. Kamu üniversiteleri, özel okullara dönüşecek; eğitim de pazar kurallarına göre ayarlanmış yeni bir yapılaşmayla sermayeye yüksek kârlar sağlayan bir sektör haline getirilecektir.
Bu arada bugün gençlik hareketi ülkede bulunan tüm siyasi parti ve örgütlerin gücünün üstünde bir güce sahiptir. Hareket, sınırlı güçlerin dışına çıkmıştır. Çünkü ezilen ve sömürülen tüm toplumsal kesimler, kamuya ait parasız eğitim karakterinin cenazesinin kaldırılmak istendiğini anlamaktadır.
Atina yönetimi, öğretim üyelerinin yasaya uymak zorunda olduğunu savunuyor. Bu konu hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Her devlet ve hükümetin varlık amacı; baskıdır. Devlet şiddete duyulan ihtiyaçtan doğmuştur. Bu hareketin ortaya çıkmasına neden olan talepler ortadadır ve devlet, bu hareketi baskı ve şiddeti tartışan, baskı ve şiddeti protestolara dönüşen bir zemine kaydırmaya çalışıyor. Bizi bu tartışma içine çekmek istiyorlar. Saldırıları tartışarak gündemi ikinci plana düşürme amacı olduğu açık.
Peki beklenen desteği alıyor musunuz? Bu sorun, tüm engellemelere rağmen halkın gündemine oturdu. Halk tartışılan konunun, doğrudan kendisini ilgilendiren talepler içerdiğini ve kendi çıkarlarının savunulduğunu biliyor. Talepler, herkesi taraf olmaya zorlamaktadır. Sokaklara çıkan onbinlerce genç ve hoca sistemden yana değil, halktan yana bir tutum almışlardır. Ben önemli bir toplumsal kesimin bu gerçeği gördüğü kanısındayım. (Atina/EVRENSEL)
Seyit Aldoğan
Evrensel'i Takip Et