17 Mart 2007 01:00
ÖZGÜRLÜK YOLU
Teröre karşı savaş diye bir şeyin olmadığını, hiç düşündüğünüz ama bunu kabullenmekten korktuğunuz oldu mu?
Artık endişe etmeyin!
İngilterenin Başsavcısı bunu açık seçik kayıt altına aldı. İngiltere Cumhuriyet Savcısı Ken McDonald, ocak ayı sonunda Ulusal Ceza Barolar Birliğinde bir konuşma yaptı. McDonald, böylesi unvana sahip hiçbir ABDli şahsiyetin kullanamayacağı kelimelerle topluluğa şöyle seslendi: Londra sokaklarında teröre karşı savaş diye bir şey yok; tıpkı uyuşturucuya karşı savaş diye bir şeyin olamayacağı gibi.
Kraliyet Savcılığının başındaki McDonald, ülkenin siyasi ve hukuki topluluğunun verdiği korkuyla beslenen ve uygunsuz karşılık konusunda uyarıda bulundu ve bunun, mahkemelerin adilliğini ve yargının işleyişini tehdit ettiğini belirtti.
McDonald şunları da ekledi:
İngilterenin sokaklarında terörizmle mücadele, bir savaş değildir. Bu, suçun önlenmesi, yasaların uygulanması ve tecavüzlerden zarar görenler için adaletin kazanmasıdır.
Ne kadar da yeni ve ilginç! Bırakın, İngilizler ABDnin teröre karşı savaş balonuna iğneyi batırıversin!
Başkanlar, yetkilerini artırıp kendilerinden öncekilerden daha fazla güç elde etmek için savaş metaforunu satmayı severler. Her savaş, ülkenin yönetim gücünün sağlamlaştırılması için sahneyi hazırlar.
McDonaldın, korkuyla beklenen karşılık derken kastettiği budur. Bu, İngilterede başlamış olabilir ama orada bitmeyecek. Çünkü ne akıl ne de sağduyu sınırlar tarafından ayrılabilir. Çünkü korku sonsuza kadar sürmez.
Kuşaklar önce, İkinci Dünya Savaşı sırasında, binlerce Japon kökenli Amerikalı erkek, kadın ve bebek, tamamen korku ve ırkçı bakış açısıyla ülke çapında toplama kamplarında konuldu. Bugün insanlar, o döneme utanç ve derin bir kuşkuyla bakıyor. Bu vatandaşlara böylesi bir muamele yapılması için hiçbir gerçek, dürüst dayanak yoktu.
Onyıllar geçti, ama başkanlar bu muameleyi kınadı ve bu sosyal trajediden kurtulanlardan, (her ne kadar ılımlı olsa da) özür dilendi.
Bugün, bir günahlar ve şeytanlar ordusu sözde teröre karşı savaşa eşlik ediyor. Başkan Bush, Irak bozgununu bu savaşın ön cephesi olarak satmaya çalıştı ama giderek, daha az Amerikalı bunu satın alıyor.
Ve bir yandan politikacılar, ona bağlılık yeminlerinde ısrar etseler de (aslında ona inanmasalar da yumuşak diye damgalanmasınlar diye) kamuoyu yoklamaları, halkın büyük çoğunluğunun İngiliz savcının görüşlerini paylaştığını gösteriyor.
Yalan bahaneler, yalan savaşlar... Milyonlarca mülteci, yüzbinlerce ölü, Amerikan manyakları tarafından ve onların emperyal amaçları için yakıp yıkılmış bir ülke ve hayatlar... Amerikalılar bugün, teröre karşı savaşı duyuyor ve Amerikan putuna dönüyorlar. Çünkü içlerinde biliyorlar ki bu sadece çanak çömlek.
Geriye dönüp bakacağımız ve gülümsemeye cesaret edebileceğimiz zamanlar da gelecek...
Mumia Abu-Jamal
Evrensel'i Takip Et