20 Mart 2007 00:00

Bütün renkleriyle Newroz - 2

Kürtler, her Newroz’da, daha onurlu bir gelecek ve barışa olan özlemlerini ateşler yakarak dile getiriyorlar

Paylaş

Berken Bereh
Özgürlüğün, barışın ve direnişin sembolü Newroz Bayramı her yıl olduğu gibi bu yıl da milyonlarca insan tarafından kutlandı, kutlanıyor. Özellikle Kürtlerin yaşadığı coğrafyada daha bir renkli, coşkulu ve anlamlı kutlanmasının nedeni nedir? Keza neden Kürtlerin bu ulusal bayramlarını kendi geleneklerine göre kutlamalarına izin verilmez? Giydikleri elbiselerinin renklerinden korkulur? Söyledikleri türkülerden ürkülür, haykırdıkları sloganların yankısından çekinilir, daha komiği neden Newroz’un kelimesinin ”w”si bu kadar tedirginliğe sebep olur? Bu sorulara yanıt aramak için Newroz’un tarihsel köklerine inmek gerekiyor.
Dünyada 21 Mart’ta çeşitli sebeplerle düzenlenen festivallerin hemen hepsi kozmogonik sebeplerledir ve tabiattan beklentilerine göredir. Örneğin; Sümerler Bereket Tanrısı İnnana’nın yeniden canlandığına inanır ve şerefine Akitil (yeniden doğuş) adını verdikleri bir festivalle dinsel kutlamalarda bulunulurdu. Aynı isimle Samiler, Hititler şenlikler düzenlerlerdi. Keza Batı Anadolu halkları arasında (Efesliler, İyonlar, Frigyalılar...) bugünler çeşitli tanrılara adanarak kutlanıyordu. Bugün de Newroz’u aynı sebeplerle kutlayan çeşitli Ortadoğu halkları vardır. Oysa Newroz, Medlerin uzun süreçler içerisinde oluşturdukları mitolojilerinin içindeki düşünce sisteminin bayram olarak yansımasıdır. Bu düşünce sisteminde iyi ile kötünün evrensel mücadelesi esastır ve bu Avesta’da temel olarak alınır. Medyalı rahiplerin geliştirdiği bu sistemde kötü ile uzlaşmak yasaktır.
Bin yıllık zulüm
Dehak ve Demirci Kawa çevresinde şekillenen efsane; Medya halkının önderleri ile Güney Mezopotamya imparatorlukları arasında, uzak tarihlerde cereyan ettiği bir mücadeleden başka hiçbir şeyi anlatmaz. Bu mitolojide bin yıl gibi uzun bir süre halkı zulüm altında inim inim inleten Dehak’a karşı Demirci Kawa’nın başkaldırısını ve yeni günün başlangıcı olan Newroz’da ateşler yakılarak Dehak’ın devrildiğinin müjdelenmesidir.
İşte o günden bu güne ateş ve Newroz Kürtlerin yaşamında önemli bir yer tutar. Artık ateş vicdandır, zaferin müjdecisidir, hayatın yakıtıdır, iyinin koruyucusudur, bağımsızlıktır...
Yüzyıllar boyunca bu coğrafyada yaşayan diğer halklar tarafından sürekli horlanan, baskıya maruz bırakılan, kimliği ve diğer tüm hakları görmezlikten gelinen Kürtler elbette, her Newroz’da daha adil bir hayat, daha onurlu bir gelecek için ve barışa olan özlemini ateşler yakarak dile getireceklerdir. Ve bu mitosu canlı ve diri tutmaya çalışacaklardır, bu aynı zamanda umudun da diri tutulmasıdır. Kürtler bu masum ve haklı isteklerini dillendirdikçe, kendi gelenek ve kültürlerini sahiplendikçe mevcut iktidarlar bunu engellemeye çalışacaklardır.
Özellikle son otuz yılda bu coğrafyada kendi diline, geleneklerine ve kimliğine sahip çıkmaya çalıştıkça, bu masum taleplere karşı görülmemiş bir karşı duruş ve baskı politikaları, Kürtlerin, kendi tarihleri ve kültürleriyle yüzleşmelerine ve onları daha bir sahiplenmelerine neden olmuştur. Halkın bu sahip çıkma kararlılığını kıramayan iktidarlar bu kez sembolleri sahiplenip onların içini boşaltmaya çalışmaktalar. Newroz’un bahar bayramı olduğunu, insanların en güzel elbiselerini giyerek kırlara çıkıp eğlenmelerini salık vermektedirler. Ya da Tunceli’de olduğu gibi promosyonlu bayramlar yapmakta, bu şekilde Newroz’un içini boşaltmaktadırlar.
Bu coğrafyada yaşayan halklar bu Newroz’da da dipdiri umutları ve özgürlüğe olan tutkularıyla, yeni bir geleceğin imkansız olmadığını bir kez daha alanlara inerek kanıtlayacak. Hiçbir şeyin doğru zamanda ve haklı zeminde söylenen sözden daha güçlü olamayacağını gösterecek.
Üzerinin örtülmesine, unutulmasına, yaşanmamış sayılmasına izin vermeyecek. Bu yüzden Newroz artık sadece tarihsel anlamının kalıplarına sığmayacak denli büyüdü, gelişti, yetkinleşti.
Bu yüzden Newroz, barışın, kardeşliğin, eşitlik ve özgürlüğün inşasının en güçlü sesi olarak sokaktan sokağa, meydandan meydana, kentten kente yayılan coşkuyla kutlanmalı.
Bütün bu dejenerasyon ve engellemelere rağmen insanlar gelinlik ve damatlık elbiselerini giyerek günler öncesi, alanlara çıkıp, türkülerini söylemeye, halaylarını çekmeye devam ettiler. Barışa, kardeşliğe olan özlemlerini haykırdılar.
Bu Newroz’un bu coğrafyada yaşayan bütün herkesin kimliğine, kültürüne, haklarına saygının ve bunu hayata geçirmenin bir adımı olmasının artık zamanıdır.
Bu Newroz’un hepiniz için yeni bir hayatın başlangıcı olması dileğiyle,
Newroz’unuz kutlu olsun!
Newroza we pîroz be!
Newroz’u birlikte ve coşkuyla kutluyoruz
Nazmi Gür*
Newroz, yeni bir gündür. Newroz, yeni bir başlangıçtır. Newroz, zulme karşı emekçilerin dirilişi ve direnişidir. Newroz, halkların gökkuşağının renkleri ile bir araya geldiği gündür. Mezopotamya’nın bu kadim mitolojik öyküsü biliniyor. Efsaneye göre ve dedelerimizin kuşaktan kuşağa anlattığına göre, Newroz; Demirci Kawa’nın zalim Dehak’ın zulmüne karşı ezilenlerin zaferini kazandığı gündür. Bize hep böyle anlatılageldi ve Newroz bizim için hep Ortadoğu halklarının zulme karşı yeniden doğdukları; direnişle yaratılan özgürlüğün bayram coşkusuyla kutlandığı yeniden diriliş ve mücadele günü oldu.
Bu yönü ile Newroz, Mezopotamya ve Ortadoğu halklarının zengin kültürlerinin aynı günde buluştuğu, halkların kardeşleştiği, ortak değerler etrafında birleştiği gündür. Newroz’un binlerce yıl varlığını korumasının nedeni de budur. Hep yeni bir başlangıç ve gelecek güzel ve özgür günlerin özlemi ile kutlandı Newroz.
Bütün baskı ve katliamlara rağmen halklarımız Newroz kutlamalarından vazgeçmedi. İnkardan, yasaklamalardan, katliamlardan medet umanlar, Newrozu engelleyemediler. ‘92 Newrozu hâlâ hafızalarımızda. Katliama uğrayan halkımızı ve toprağa düşenleri asla unutmayacağız. Bütün baskılara rağmen evrensel mesajı ile Newroz artık ezilen dünya halklarının ortak değeri olma yolunda kalıcı bir şekilde gelecek kuşaklara armağan edilmiştir.
Halklarımızın demokrasi, barış ve özgürlük taleplerinin kitlesel olarak dile getirdiği Newroz, her yıl olduğu gibi bu yıl da barış şiarı ile halklarımız tarafından kutlanacaktır. Bilinen odakların gerginlik çabaları, halklarımızın birliği ile boşa çıkarılacaktır. Asıl bölücü olanlar, katı bir ayrımcılık politikası ile Kürtlerin dili, kültürü ve kimliği üzerindeki baskıları artıranlardır. Gerginlikten medet umanlar Newroz’un, savaşa ve yoksulluğa karşı barışı ve birlikte yaşama umudunu güçlendirdiğini elbette çok iyi bilmektedirler.
Kürt sorununun demokratik, barışçıl, siyasal çözümü kaçınılmaz olarak önümüzde duruyor. Kürtlerin talepleri, Türkiye’yi tehdit eden talepler değildir. Kürtler, bu sorunu Türkiye’nin demokrasi sorunu olarak görmektedir. Ve herkesin kendisini ifade edebileceği, demokratik ve kültürel haklarını kullanabileceği bir demokrasinin, Kürt sorununa çözüm getireceğine inanmaktadırlar.
Newroz, Türkiye, Mezopotamya ve Ortadoğu halklarının birlik, dayanışma ve barış umutlarının doruğa çıktığı; demokrasi ve özgürlüğün düşten gerçeğe dönüştüğü gün olsun.
Halklarımızı gökkuşağının renkleri ile NEWROZ alanlarına, kol kola halaya durmaya, hep birlikte özgürlük ve barış şarkılarını söylemeye davet ediyoruz. Türkiye, Mezopotamya ve Ortadoğu halklarının demokrasi, özgürlük ve barış bayramı olan NEWROZ kutlu olsun!
(*) DTP Newroz Komisyonu Başkanı

YARIN: Vedat İlbeyoğlu: Politik Newroz
Hazırlayan: Müge Tuzcuoğlu
ÖNCEKİ HABER

ben sporcunun 2

SONRAKİ HABER

Okulum yıkılmasın!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...