8 Mart 2008 00:00
Susurluk halkı direnişçilerin yanında
GÜNÜN YAZILARI
EMEP Susurluk İlçe Örgütünün direnişteki Yörsan işçileri ile dayanışma amacıyla gerçekleştirdiği geceye 2 bin kişi katıldı. Tek Gıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan 400 işçinin aileleriyle birlikte katıldığı gecede, coşku hiç dinmedi.
Gecenin açılış konuşmasını yapan EMEP İlçe Başkanı Şuayip Çetin, Yörsanın 10-15 yıl önce küçük bir mandırayla başladığı üretimini, süt üreticilerinin ürününü yok pahasına alıp işçilerin alın teri ile büyüttüğünü ve büyük bir marka haline geldiğini söyledi. Çetin, direnişteki Yörsan işçilerinin kazanacağına inandıklarını söyledi. Çetinin konuşması işçiler tarafından Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz, Her yer Yörsan her yer direniş, İş ekmek yoksa barış da yok sloganları ile karşılandı.
Balıkesir Kadın Kültürevi (BALKEV) Başkanı Kadriye Gümüştaş da 8 Martın kısa bir tarihçesine değindikten sonra, Yörsan işçilerinin eşleri ile birlikte verdiği direnişin 8 Martın ruhunu yansıttığını belirtti.
Şiirler, slayt gösterileri, türküler ve halaylarla süren gecede Tek Gıda-İş Ege Bölge Başkan Yardımcısı Gürsel Köse de bir konuşma yaptı. Geceyi düzenleyen EMEP İlçe Örgütüne teşekkür eden Köse, Susurluk halkından işçilere desteklerini sürdürmelerini istedi. Tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutlayan Köse, Yörsan işçilerinin mücadeleden yılmayacağını belirtti.
İşçiler adına konuşan Ali Özhan ise yıllardır köle gibi çalıştırıldıklarını vurgulayarak, haklarını alana dek mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi. (Susurluk/EVRENSEL)
Sonunda işçiler kazanacak
Dilek Özdemir (İşçi eşi): Eşim çalıştığı süre içerisinde sabah erkenden işe gidiyor, gece yarısından sonra eve geliyordu. Kızımın günlerce babasını görmediği oldu. Geçenlerde okuldan top için para istemişler, veremedik. Çocuk utancından okula gitmek istemiyor. Yörsan fabrikasının sahibi hacı; Buralar benim değil Allahın diyormuş. Benim eşimi Allah mı işten attı? Allah mı sendikalaşmaya karşı? Aylardır evimize et girmedi. Bunca ailenin bu karda kışta çektiği yoksulluğun, sefaletin ve çilenin sebebi olan Yörsan patronunun vicdanı hiç mi sızlamıyor?
Mehmet Karaman (İşçi): Günde 13-14 saat çalıştığımız oluyor, fazla çalışma karşılığı mesai ücreti yok. İşe birkaç dakika geç kalsak küfürle, hakaretlerle karşılaşıyoruz. Tek başımıza bir şey elde edemeyeceğimiz için örgütlenmek istedik. Ertesi gün kapı önüne konulduk. Tehditlerle bizi sendikadan istifaya zorluyorlar. Ama biz ilk gün 210 sendikalı iken işten atılmalar sonucu bugün sendikalı işten atılan sayımız 400ü geçti. Hükümet sesimizi duymazdan geliyor. Burada bugünün değil geleceğin kavgasını veriyoruz.
Özlem Dalkıran (İşçi eşi): Geleceğimiz belli değil. Sosyal güvencemiz yok. Çocukların cebine harçlık dahi koyamıyoruz. Hayatımız zorluklar ve sıkıntılar içinde geçiyor. Bu yaşamı böyle daha ne kadar sürdürebiliriz ki? İşçi aileleri olarak eşlerimizin mücadelesinin yanındayız. Sonuna dek bu hak arama eylemimiz sürecek; biz haklıyız, biz kazanacağız.
Evrensel'i Takip Et