25 Mart 2008 00:00

Soluduğumuz hava ve su sermayeye peşkeş çekilemez

15 Nisan 2005 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu ile HEMA AŞ adlı bir şirket arasında Amasra B Bölgesi’nde kömür çıkarmak üzere bir kiralama (rödovans) sözleşmesi imzalandı

Paylaş

15 Nisan 2005 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu ile HEMA AŞ adlı bir şirket arasında Amasra B Bölgesi’nde kömür çıkarmak üzere bir kiralama (rödovans) sözleşmesi imzalandı. TTK Genel Müdürlüğü’nün, hazırlık döneminin 96 ay olması gerektiği açıklamasını yapmasına rağmen HEMA AŞ, hazırlık dönemini 36 ayda bitirebileceği iddiası ile sözleşmeyi imzalamıştır. Bu sözleşmeye göre HEMA adlı şirket, ilk 3 yılı hazırlık olmak üzere; 3 yılın sonunda 500 bin ton, kalan 17 yıllık sürede de toplam 56 milyon ton kömür çıkaracağını taahhüt etmiştir.
Ancak bu sürenin dolmasına çok az bir zaman kaldı; bugünlerde HEMA adlı şirket, daha 5 ton bile kömür çıkaramamıştır. Ayrıca HEMA, sözleşmeye göre ton başına 7.15 YTL ödemeyi taahhüt etmiş olup, buna göre 15 Nisan 2008 itibari ile bu kömürü çıkaramadığı için şu anda TTK’ya 3 milyon 575 bin YTL+KDV ödemesi gerekmektedir. HEMA şu anda kömürü çıkaramadığı için bu ödemeyi yapması gerekirken yapmamış olduğu gibi, üstüne üstlük devletten daha 22 ay gibi ek bir süre istemiştir. TTK Genel Müdürlüğü’de sözleşmeye aykırı olmasına rağmen bu ek süreyi HEMA’ya vermiştir. Bu sürenin verilmesine karşı çıkan Amasra İşletme Müdürü de gördüğü baskılar nedeni ile emekli olmak zorunda kalmıştır.
Çünkü sözleşmenin 18. maddesine göre süre uzatımı verilebilmesi için zorunlu koşullar;
a) Olağanüstü tabiat hadiseleri nedeniyle çalışmayı engelleyici zorunlu nedenler,
b) Sosyal sebepler dolayısıyla olabilecek haller,
1) Kanuni grev durumu,
2) Genel hastalık durumu,
3) Kısmi veya genel seferberlik ilan edilmesi,
c) Hükümet veya yasal merciler tarafından alınan ve bu sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesini olanaksız bırakacak tedbirler, olarak belirtilmiştir.
Bizim bu konudaki yorumumuz; bu maddelere göre TTK Genel Müdürlüğü’nün HEMA’ya 17 ay 5 gün gibi bir ek süre vermesi, hukuka aykırıdır. Bundan dolayı bu ek sürenin verilmesi için imza atan TTK Yönetim Kurulu ve komisyon üyeleri hakkında tarafımızca suç duyurusunda bulunulmuştur.
Çünkü sadece ve sadece bu ek sürenin verilmesi nedeni ile devletin kaybı 40 milyon YTL+KDV olacaktır. Ayrıca sözleşme ta en başından beri delindiği için Amasra A Sahası da elden çıkarılıp HEMA AŞ’ye peşkeş çekilmek üzeredir.
Yine eklemekte yarar görüyoruz ki şirket, taahhüt ettiği bu kömürü çıkaramadığı gibi, kömür çıkarmak için şimdiye kadar açması gereken 8 m. çapında ve 1000 m. derinliğinde 3 kuyunun sadece bir tanesinde 40-50 m inebilmiştir. Şirketin söz verdiği kömürü çıkarabilmesi için şimdiye kadar bu 3 kuyuyu açıp, galerilerini sürmüş olması ve kömür üretimine başlaması gerekmekte idi.
Ek sürenin verilmesi hem hukuka aykırıdır, hem de bu ek sürenin imzalanması ile MMO Bartın İl Temsilciliği’nin raporuna göre, önce de söylediğimiz gibi devlet, 40 trilyon lira zarara uğratılmaktadır. Bu miktar Bartın Özel İdaresi’nin KÖY-DES projesi için 2 yılda harcadığı (tüm Bartın köylerinin yol, su, vb. gereksinimleri için harcanan) paraya eşittir.
Ayrıca yine bu süreç boyunca yaşananlar da göstermektedir ki; HEMA bizim en baştan beri dediğimiz gibi Amasra B Bölgesi’ndeki kömürü çıkaramayacak, çıkarmayacaktır. HEMA muhalefeti kırmak için B bölgesindeki kömürü çıkaracağını, bu nedenle de 11 bin kişiyi işe alacağını söyleyerek, halkın iş ve aş umutlarıyla oynamakta, halkı bizlere karşı kışkırtmaktadır. Oysa en baştan beri HEMA’nın asıl niyeti, kömürü çıkarmak değil Amasra’da ithal kömüre dayalı bir termik santral yapmaktır. Çünkü taşkömürünü çıkarmak uzun soluklu ve maliyetli bir iştir. Hiçbir özel sektör kuruluşu, maliyeti çok yüksek olan böyle hammadde ile bir termik santrali çalıştırma gibi verimli olmayan yatırım yapmaz.
İşte bundan dolayı HEMA, kömürü çıkarmadan, 1000 MW üzerindeki termik santrallere hükümetin verdiği alım garantisinden de yararlanarak, lisansını aldığı 1100 MW’lık santrali Amasra’ya kurmak niyetindedir. Böyle bir santralin Amasra gibi dünyanın gözü olarak nitelenen harika bir yörede kurulması, bir cinayettir. İşte bu nedenle bizler, sivil toplum örgütleri olarak mücadeleye başladık. Çünkü bizler havamızın, suyumuzun, ormanlarımızın, tarımımızın, yaşam alanlarımızın talan edilmesine, sermayenin kâr hırsına peşkeş çekilmesine karşıyız ve her zaman karşı olacağız.
Çünkü bizler biliyoruz ki, böyle bir santralde her gün yaklaşık 15-20 bin ton kömür yakılacaktır. Bun odamız tarafından (TMMOB) yapılan hesaplara göre, sözünü ettiğimiz santralin 3 günde yakacağı kömür, tüm Bartın genelinde 1 yılda yakılan kömüre eş değerdir. İşte bu küçük örnek de işin ciddiyetini çok daha açık ortaya koymaktadır sanırım..İşte bu ve benzeri bilimsel gerçekler nedeniyle bizler, Bartın’da yaşayanlar olarak bizlere sorulmadan, bizim yaşamımız üzerine korkunç etkileri olacak böyle bir santrale karşı halkımızla birlikte sonuna kadar mücadele etmeye kararlıyız. Çünkü bu memleket bizim, bu yaşamlar bizim. Öyleyse bize sorulmadan, bize rağmen hiçbir şey yapılamaz, yaptırmayacağız da!..
Ayşe Sevtap Uzun
TMMOB İl Temsilcisi (BARTIN)
ÖNCEKİ HABER

Askerler ölüyor, Bush düşünüyor

SONRAKİ HABER

8 Mart, 14 Mart ve Seferihisar Eğitim Sen

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...