26 Mart 2008 00:00
Vanda kim kazandı?
Eğitim Sen Van Şube Başkanı Lezgin Botan, Newroz kutlamaları sırasında Vanda yaşananları gazetemize anlattı. Botan, Vanı fethettik havasında olduğunu belirttiği Devlet Bakanı Hüseyin Çelikin kaprisleri sonucu ağır bedeller ödendiğini söyleyen. BotanBiz şunu sormak istiyoruz Vanda kim kazandı?dedi.
Vanda neler yaşandı, tanık olduklarınızı anlatır mısınız?
Newrozun kutlandığı 22 Mart günü saat 12de merkezde eylemler sonuçlandığı halde, polisler Cumhuriyet Caddesi Beşyolda çeşitli noktaları tutmuşlardı. Dershane öğrencileri evlerine giderken, polisler, öğrencileri durdurarak, yere yatırıp kalaslarla ağızlarını burunlarını kırmışlar. Bu, eylemler bittikten iki saat sonra oluyor. İhtiyar kadınlar dövülüyor. Kitle örgütleri olarak, Neler olup bitiyor, kana ihtiyaç var mı? diye düşünerek hastaneye gittik. Bizi oraya sokmadıkları gibi hastane bahçesinde yaralı refakatçilerine kim oldukları sorulmaksızın saldırılmıştır. Yani halka korkunç bir zulüm uygulandı. Boğaziçi Dershanesinin içine kadar girip öğrencileri copluyorlar. 70 yaşlarında ihtiyarlarımız dövüldü, dövenler 20 yaşlarında genç insanlar. Ve emniyet amiri diyor ki akşamki açıklamasında orantısız güç uygulamadık. Eğer orantısız güç kullanmamaktan kastı silahla vurulmuş 12 insanı gösteriyorsa, demek ki sayın emniyet müdürünün algıladığı orantısız güç belki 30-40 ölüyle gösterilebilir. Bu savaş kime karşı? Emekçi Kürt halkının kendi haklarını,özgürlüklerini talep etmesinin bedeli herhalde. Eğer halkın iradesine saygı duyulsaydı Newroz kutlamalarına izin verilir ve bu olaylar yaşanmazdı.
Sizce Newroza 22 Martta neden izin verilmedi?
Mesele emniyet müdürünü de valiyi de aşıyor, İçişleri Bakanını da aşıyor. Kanımızca, Hüseyin Çelikin kaprisleri sonucu ağır bedeller ödenmiştir. Bölgede bir güç gösterisi yapmak istedi... O insan hakkında Meclis nezdinde harekete geçilmelidir. Ahmet Türk, İçişleri Bakanı ile görüştüğünde, Bakan 22 Martta kutlamalara izin verilmesi için valiliklere gereken talimatı vereceğini söylemiştir. AKP halka acı ölüm ve gözyaşı vermiştir, artık vereceği bir şey kalmamıştır
Peki Newroza bu tahammülsüzlüğü ve çıkan olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu olayların belli bir merkezden yönlendirildiğini düşünüyoruz. Vanda 1992den bu yana, kalenin yanında, barış içinde kutlanan Newroz yüz binlerin katıldığı yurtdışı-yurtiçinden gelen heyetlerin katıldığı, köylerden, ilçelerden gelen insanların alışverişlerini yaptıkları bir gündü. Kimsenin burnu kanamadan insanların demokratik taleplerini dile getirdikleri, karnaval havasında geçer ve saat dört civarında sonuçlanırdı. Bu son yaşananlar, elbette Türkiyenin son geçtiği süreçten bağımsız değil. Ama biz bunu Van özelinde düşündüğümüzde şunlarla karşılaşıyoruz: Devlet Bakanı Hüseyin Çelik ve ailesi, Vanı fethettik havasındalar. DTPyi Vanda tasfiye ettik, buranın tek hakimi bizizi göstermek istemişlerdir. Vanda vali de devletin valisi gibi davranmamıştır, Hüseyin Çelik ve AKPnin valisi gibi davranmıştır. Vali, halkla ilişkileri çok zayıf olan, çok yetersiz bir insan. Ramazan Çelikin sınıf arkadaşı, sipariş üzerine gelmiş bir vali yani. Şimdiye kadar en demokratik, en sıradan eylemlere, basın açıklamalarına sert müdahalelerde bulunup şiddet uygulayan tavra sahip. Vandaki birçok kesim valiyle görüşüyor, kitle örgütlerinin dışında hatta AKPli esnaf kendileriyle görüşüyor, böyle yapmayın, bundan zarar göreceğiz diye. Vali de topu bakana atıyor. Bakan aranıyor. Bakanın tavrı şu: Kesinlikle yasak. Demek ki Bakan Hüseyin Çelikin Vana bakışı şu: Biz orada ne istersek o olur. Van halkının direnişi demokratik bir direniştir, meşru bir direniştir. Halk, onların bu politikalarına itiraz etmiştir. Biz şunu sormak istiyoruz Vanda kim kazandı? Halaylar yerine, karnaval havasında kutlamak yerine, panzerler kullanılmalı mıydı, insanlara kurşun sıkılmalı mıydı? Ölen insanlar, 90 civarında yaralı insan...trilyonlarca maddi zarar. Bölgeyi tamamen teslim almaya yönelik olarak yıllardır cemaatler Vanda cirit atıyor. Açlıkla terbiye olmadılar, dinle terbiye olmadılar, bazıları dersini almadı onları da şiddetle yola getirelim diyorlar. (Van/EVRENSEL)
Halk, eşit muamele istiyor
Sizce, bu olay neyi göstermiştir ve halkın tepkisi ne olacaktır?
Gelişmeler ürkütücü... Vali ve emniyet müdürü kendi sorumluluğunu kabul etmediği sürece, hükümet ve İçişleri Bakanlığı kendi sorumluluğunu kabul etmediği sürece, soruşturmalar adam akıllı yürütülmediği sürece -ki biz buna inanmıyoruz, Şemdinli olayı ortada- halk, bu devlete güvenmeyecektir. Bölgede yapılan her şey meşrudur mantığı var. Kürtleri öldürmek, sövmek, Kürtlere işkence etmek yükselen bir değer gibi algılanıyor. Kim ne yaparsa yanına kâr kalıyor... Eğer bu devlet Kürt vatandaşlara, bölgedeki emekçilere farklı siyasal görüş ve anlayışları olan herkese eşit mesafede olduğunu kanıtlarsa, halk o zaman devletine güvenecektir. Çifte standart sürdüğü sürece, ne kadar kardeşlik temasını işlesek de insanlar yaşadıklarından çıkardıklarına bakıyorlar.
Edge Şahin - Eren Sarıkaya
Evrensel'i Takip Et