26 Eylül 2008 00:00

Sinemacı Moore, konuşmacı Moore’un peşinde


Amerikalı ünlü belgeselci Michael Moore’un son filmi Slacker Uprising (Uyuşukların İsyanı), Amerikan seçimlerini konu alıyor. İnternetten ücretsiz olarak indirilebilen film, kısa sürede tartışma yarattı.
Salı gününden itibaren internetten indirilmeye başlanan Slacker Uprising’in şimdiden yüzbinlerce izleyici tarafından izlendiği belirtiliyor. Filmin yalnızca ABD ve Kanada’dan bilgisayara indirilebiliyor olması tepki toplarken, internet kullanıcıları bu engeli aşmanın yollarını bularak filmi izliyor. Ancak film, zaten Amerikan seçimleri üzerine olduğundan, kıtadaki izleyicilerin ilgisini çekebilecek nitelikte.
Belgesel, seçim günü oy kullanmaktan başka şeyler yapmayı tercih edebilecek gençlerle ilgili. Film, Moore’un 2004 seçimlerinden önce çeşitli eyaletlere yaptığı gezileri belgeliyor. 62 farklı yerde toplantılar düzenleyen sinemacı, Bush hükümetini devirmek için yaptığı oy kullanma çağrısını, bu kez sinema yoluyla yineliyor. Moore, o günlerde amacına ulaşamadığını çünkü yeterince kişiyi ikna edemediğini düşünse de, bu kez kararlı.
Eleştirmen Josh Tyler, filmin “Miting görüntüleri toplamından fazlası” olduğunu söylüyor. “Sözkonusu kişinin tatile gitmek yerine Demokratların mitinglerine katılmayı sorguladığı düşünülürse... Filmin çoğunda Michael Moore’un, Amerika’yı baştan başa dolaşıp tezahürat görmesini izliyoruz. Slacker Uprising’in internette kullanıma sunulmasının tek nedeni cömertlik değil, aynı zamanda taktik.”
Bir başka eleştirmen Jenn McKee ise, umduğunu bulamamış. 2004 seçimlerini izlemek için insanların yanıp tutuşmadığını söylüyor. “Hatta acı bir tarafı var” diyor, “çünkü Moore’in siyasi görüşlerine katılanlar bu filmi izleyecek. Onlar için de o zamanları hatırlayıp hayıflanmak zor olabilir.”
Filme 5 üzerinden 2 yıldız veren The Guardian gazetesi yazarı Ben Walters, filmi şöyle değerlendiriyor: “Slacker Uprising, abartı ve alçak gönüllülük içeren yazılarla açılıyor. 20 eyaletteki 60 şehirde yapılan gezi, başta bize Moore’un ‘John Kerry’yi ve Demokratları kendilerinden kurtarma’ çabası olarak anlatılıyor. Film ise ‘olayları tersine çevirmek için yapılmış ama başarısız olmuş bir girişimin’ belgesi olacak deniyor. Oysa, ortada başarısız olduğunu düşünen kimse yok. Filmin sonunda ısrarla Moore’un gezdiği yerlerdeki herkesin Kerry’ye oy verdiği, hatta Moore’un hedef aldığı genç seçmenlerin Demokratlara oy veren tek kesim olduğu iddia ediliyor. Ortada görünen sonuçtan, yani stratejinin Bush’u koltuğundan etme amacında yetersiz kaldığından, söz edilmiyor.
Onun yerine, film yapımcısı Moore’un, konuşmacı Moore’u hayran kitleler tarafından tezahüratla karşılandığı mekanlarda izleyişini, Joan Baez, Michael Stipe ve Viggo Mortensen gibi isimleri çağırışını, itiraz edenlere zeki cevaplar verişini izliyoruz. Moore iyi bir ajitatör ve tarihsel olarak ilgisiz kalmış bir seçmen kitlesini harekete geçirmeye çalışması, övgüye değer. Cumhuriyetçi eylemcilerin konuşmalarını engellemek için demokratik olmayan yollara başvurduklarının da açık kanıtları var. Ancak Slacker Uprising, ne bu gerginliği çözümlüyor ne de Kerry’nin yenilgisinden dersler çıkarıyor. Aslında, doğru dürüst hiçbir tez öne sürmüyor, dijital ekranlarda bolca Moore’un adını göstermek ve koroları yönetmesi dışında...” (KÜLTÜR SERVİSİ)

Evrensel'i Takip Et