26 Eylül 2008 00:00
EKONOMİK PERSPEKTİF
GÜNÜN YAZILARI
Yazımıza, kapitalist ekonomik sistemin yarattığı krizin faturasını ödememek için işçi ve emekçiler için nasıl bir program olmalıdır? sorusuyla başlamıştık. Öncelikle Emek Platformu Programı ve ardından Mustafa Sönmezin krize karşı sosyal dayanışma programı önerisinde yer alan taleplerin, öne çıkanlarını inceledik. Tüm somut değerlendirmelerimiz üzerinden artık nasıl olmalı? sorusuna da somut yanıtlar aramamız gerekir. Bu yanıtı elbette işçiler, emekçiler en geniş platformlarda tartışarak bulmalıdırlar. Bunun dışında, dışarıya ısmarlanan veya işçi ve emekçiler adına onlardan habersiz üretilen programların hiçbir anlamı yoktur.
Yazının devam ettiği günler içerisinde çok sayıda okurdan eleştiri ve katkı geldi. Öncelikle, gerçekten tartışılması gereken bir konuyu, doğru zeminde ele aldığımız kanaatine vardım. Okurların bir kısmı ise Emek Platformu Programını ile birlikte Emek Platformunun kendisinin de tartışılması gerektiğini söylemekteler. Ben bu yazı bağlamında o konuya girmeyi düşünmüyorum. Ancak o konunun da tartışılması ve çözüm üretilmesi gereken bir sorun olarak işçi ve emekçilerin karşısında durduğuna inanıyorum. Sürekli değişen dünya ve ülke koşullarında emek örgütleri de günlük politikalarını ve/veya örgüt yapılarını değiştirebilirler, bunda rahatsız olacak bir durum olmadığı gibi bazı dönemlerde böylesi öz değerlendirme ve yenilenme adımları elzemdir.
Emek Programı: Nasıl Olmalı? sorusuna işçi ve emekçiler kendi sınıf partilerinde, sendikalarda, derneklerde tartışarak doğru cevabı bulacaklardır ancak burada bu tartışmalara katkı olabilecek bazı önerilerimizi paylaşabiliriz.
1- Çalışabilir yaş ve kabiliyetteki herkese devlet istihdam garantisi vermelidir. Kaynaklar ve yatırımlar bu yönde düzenlenmelidir. Özel ve kamu kesimi yatırımlarının tamamı öncelikle istihdam garantisi yaratacak bir plan çerçevesinde kontrol edilmelidir.
2- Özelleştirme adı altında, blok satış yöntemiyle elden çıkartılan tüm kaynaklar geri kamulaştırılmalı ve bu süreçte kaynakları talan edilen işletmelerin zararı, bu zarara yol açanlar tarafından karşılanmalıdır.
3- Çalışma süreleri haftalık 35 saate indirilmelidir.
4- İstem dışı esnek çalışma yasaklanmalıdır.
5- Mobbing ve benzeri cinsiyetçi/ayrımcı tutumlarda, bu tutumu sergileyen işletmeler kapatılmalıdır.
6- Ülke kaynakları tüm halkındır. Halk adına bu kaynakları uluslar arası tahkim ve diğer anlaşmalarla yabancı ve yerli sermayeye pazarlayan geçmiş ve mevcut yöneticiler yargılanmalı bu anlaşmaların tamamına son verilmelidir.
7- Asgari ücret sefalet ücretine dönüşmüştür. Mevcut asgari ücret en az 2000 YTL olmalı ve bölgesel/farklılaştırılmış asgari ücret uygulamasına yönelik adımlara son verilmelidir.
8- Kapitalist kriz sonucu para piyasasında ortaya çıkacak iflaslar karşısında devlet mevduatların tümünü garanti altına almalıdır.
9- Spekülasyon yaratmaktan başka bir işe yaramayan, emekçiler ve geniş halk kesimleri için hiçbir faydası olmayan menkul kıymetler borsası kapatılmalıdır.
10- Milli Piyango İdaresi kapatılmalı, resmi biçimde kumar oynatılmasına son verilmelidir.
11- Yerel Yönetimler Yasası ve Kamu İhalesi Kanunu iptal edilmelidir.
12- İşsizlik Fonunda biriken kaynaklardan diğer alanlara aktarılan kısımlar faiziyle birlikte tekrar fona aktarılmalıdır.
13- Mevcut istatistik kurumu dağıtılmalı yerine demokratik kitle örgütlerinden ve üniversitelerden üyelerin de olduğu yeni bir kurum oluşturulmalıdır. Halkın yayınlanan verilere güveni sağlanmalıdır.
14- Mikro-kredi uygulaması yoluyla kadın emeğini piyasalaştırmaya yönelik adımlara son verilmelidir.
15- SSGSS Kanununda yapılan değişiklerin tamamı geri çekilmelidir. 1990ların başına kadar fazla veren sosyal güvenlik fonlarının nasıl ve ne şekilde içinin boşaltıldığı halka anlatılmalı, bunu yapanlar yargılanmalıdır.
16- Temel tüketim maddelerinin fiyatları devletçe belirlenecek tavan fiyatı aşmamalıdır. Emekçilerin beslenmeleri kapitalist kâr için çırpınan ticari sermayenin insafına bırakılmamalıdır.
Devamı yarın...
Sinan Alçın
Evrensel'i Takip Et