12 Ekim 2008 00:00

Zirvenin biri bitiyor diğeri başlıyor


Dünyanın en zengin ve sanayileşmiş yedi ülkesinin oluşturduğu G-7 grubu, mevcut küresel ekonomik krize karşı kredi piyasalarını rahatlatmayı ve bankalara sermaye sağlamayı amaçlayan “acil ve olağanüstü” önlemler alınmasını kararlaştırdı. IMF ve Dünya Bankası’nın Washington’da düzenlediği yıllık Güz Toplantıları çerçevesinde bir araya gelen G-7 ülkelerinin hazine veya maliye bakanlarıyla merkez bankası başkanlarının üç buçuk saatlik toplantısında, beş maddeli eylem planı kabul edildi.
ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve Kanada’dan oluşan grup tarafından yayınlanan ortak açıklamada, “G-7, mevcut durumun acil ve olağanüstü eylemler gerektirdiği yönünde hemfikir” denildi.
Eylem planı çerçevesinde yedi ülke, “Banka ve finans kuruluşlarının desteklenmesi ve çökmelerinin engellenmesi için eldeki bütün imkanların kullanılması ve güvenin yeniden oluşturulması ve işyerlerine ve vatandaşlara yeniden kredi akışı sağlanmasına olanak verecek şekilde bankaların kapital artırmasının sağlanması” yönünde görüş birliğine vardı. Ancak kısa eylem planında ilkeler vurgulanırken, pek fazla ayrıntı verilmedi. Ayrıca planda, İngiltere’den gelen ve bankaların birbirine verdiği kredilerin güvence altına alınması önerisi de yer almadı.
Bakanlar memnun uzmanlar tatmin olmadı
G-7 toplantısında yer alan bakanlar, eylem planını överken bazı uzmanlar, planda piyasaların kaygılarını giderecek somut önlemlerin yer almadığı eleştirisinde bulundu. ABD Hazine Bakanı Henry Paulson, “Bu eylem planı, piyasalara likidite sağlanması, finans kuruluşlarının güçlendirilmesi ve vatandaşların ve yatırımcıların korunması için, ferdi ve kolektif politika adımlarımızı yönlendirmemiz konusunda bize tutarlı ve uygun bir çerçeve sağlıyor” dedi.
Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde da, sorunun, “koordine, senkronize ve doğru zamanlı bir yaklaşımı gerektirdiğini” söyledi. Maryland Üniversitesi’nde görevli ekonomi profesörü Peter Morici ise “eylem planının soylu amaçları dile getirdiğini, ancak planda piyasaları sakinleştirecek unsurlar ve içerik bulunmadığını” belirtti.
Küresel ekonomik kriz, dün gece de, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu G-20 grubunun toplantısında ele alındı. ABD Hazine Bakanı Paulson, G-20 toplantısında, G-7’nin benimsediği eylem planının kabul edilmesini beklediğini söyledi. (DIŞ HABERLER)

G7’nin eylem planı şunları içeriyor

*Sistematik önemi bulunan banka ve finans kuruluşlarının desteklenmesi ve çökmelerinin engellenmesi için eldeki bütün imkanların kullanılması
*Kredi ve nakit akışının tekrar sağlanması için bütün gerekli adımların atılması, banka ve diğer finans kurumlarının sıcak paraya ulaşımının sağlanması
*İşyerlerine ve vatandaşlara yeniden kredi akışı sağlanmasına olanak verecek şekilde bankaların sermaye artırmasının sağlanması
*Ulusal mevduat sigortalarının ve teminat programlarının güçlü ve tutarlı olmasının garanti altına alınması. Böylece, insanların güvenli bir şekilde para yatırmaya devam etmelerinin önü açılacaktır
*Mortgage ve güvence altındaki diğer varlıklar için aracı kurumların yeniden çalıştırılması noktasında gerektiği durumlarda müdahale edilmesi

Obama, Bush planına destek verdi

Ekonomik kriz konusunda Bush yönetimini suçlayan Demokrat Parti başkan adayı Barack Obama, Bush yönetiminin Hazine Bakanı Paulson’un açıkladığı, “Devletin banka ve finans şirketlerinin hisselerinin bir bölümünü satın alma planı”na destek verdi.
Obama, yazılı açıklamasında, “Bu ekonomik krizin birçok sebebi var ve krize karşı elimizdeki bütün imkanları kullanmamız kritik önem taşıyor. Bu yüzden bakan Paulson’un bu son girişimini destekliyorum” dedi.
Paulson’un açıkladığı planla, ABD’de kredi akışının hemen hemen durduğu ve daha önce alınan tedbirlerin borsadaki kayıpları engelleyemediği bir ortamda devletin, birbirinden farklı özellikleri bulunan çok sayıdaki banka ve diğer finans kuruluşlarından hisse satın alması ve böylece sıkıntıdaki bu kuruluşlara para enjekte edilmesi öngörülüyor. Bankalardan alınacak hisselerin azınlık hissesi düzeyinde kalacağı ve dolayısıyla devletin, bu kuruluşları yönetmesinin söz konusu olmayacağı belirtildi. Bu önlem, ABD’de bir hafta önce yürürlüğe gören 700 milyar dolarlık finans sektörünü kurtarma paketine ilave olarak geliyor. 700 milyar dolarlık paket, borsalardaki kan kaybını durduramamıştı.
Bu tedbirlerle birlikte, piyasada kredi akışının yeniden sağlanması hedefleniyor.

Evrensel'i Takip Et