Çözemeyeceğimiz hiç bir sorun yok

Maliye Bakanlığı, 2008’in Mart ayında bir genelge yayınlayarak sağlık kurumlarında ücretsiz olan yemek hakkının ücretli hale getirilmesini istemişti. Bu kararın ardından bazı illerde hastanelerde yemekler ücretlendirilmeye başlandı.
Yeşilyurt Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2008 yılının Nisan ayından itibaren SES temsilcileri olarak çalışanları bilgilendirme, imza toplama kampanyaları ve Ankara’da yürüyüş eylemi gerçekleştirmiştik.
15 Ocak’ta, Maliye Bakanlığı’nın bütün kamu kuruluşlarında öğle yemeklerinin ücretlendirileceğini belirttiği tebliğe dayanarak, Hastane İdaresi çalışanlara, öğle yemeklerini yemek isteyip istemediklerine dair yazı gönderdi, dilekçe toplamaya çalıştı. SES işyeri temsilcileri olarak ilk gün bütün hastane çalışanlarını dolaştık. Ücretsiz yemeğin hakkımız olduğunu, dokuz saat kesintisiz çalıştığımızı, öğle arasında yemek yemek için hastaneden ayrılamadığımızı, bu dayatmayı kabul etmeyeceğimizi ve kesinlikle dilekçelere imza atılmamasını söyledik.
Öğle saatinde yemekhanede toplandık, yemekleri boykot ederek yemedik. Hastanedeki çalışma arkadaşlarımıza, hep birlikte yemek boykotunu devam ettirmemiz gerektiğini, hakların kolay elde edilmediğini, birlikte azimle mücadele ederek kazanacağımızı söyledik. İlk gün yemek yiyen sayısı 15 kişiyi geçmedi. Hamileler, diyet yemek yiyenler, boykota katılmayan kişiler yedi. Sonraki günler simitli-ayranlı basın açıklamaları yaptık.
Eylem sürecimizde bir gün yemekhanenin içinde kumru-ayran yiyerek protestomuzu yaparken, müdür yardımcısı gelerek yemekhanenin kullanımı için özel şirketin para ödediğini, hastane yemeği yemeyeceksek yemekhaneden çıkmamızı söyledi. Çalışanlar olarak, “Yemekhane bizimdir, bizim kalacak” diye slogan attık. Müdür yardımcısı tepkilerden sonra yemekhaneden ayrılmak zorunda kaldı.
Eylemlilik sürecimiz yaklaşık bir ay sürdü. Bu süreçte günlük yemek yiyen sayısı 50’yi geçmedi, hastanede çalışan sayısı ise 2 binin üzerinde. Bu süreçte sendika temsilcileri olarak sağlık emekçisi arkadaşlarımızla hep ortak karar aldık. Her gün yemek saatinde yemekhanede bulunduk, bazen evden getirdiğimiz yiyecekleri hep birlikte yedik. Çalışanlarla sohbet ettik. Haklarımızın sürekli gasp edilmeye çalışıldığını anlattık.
Öte yandan, avukatımızla birlikte Başhekimlikle görüşmeler yaptık. İşyeri Temsilcimiz Ahmet Ulaşoğlu adına dava açtık. İzmir’deki diğer hastane çalışanlarıyla iletişim halinde olduk. Oradaki uygulamalardan, yapılan protestolardan hastane çalışanlarını sürekli bilgilendirdik.
Sonunda 10 Şubat 2009 tarihinde Maliye Bakanlığı’nın sitesinde, yataklı kurumlarda çalışanların yemeklerinin ücretsiz olarak düzenlenmesi gerektiği şeklinde karar çıkınca, bunu karanfil dağıtarak bütün hastane çalışanlarına duyurduk.
Bu hakkımızın yeniden kazanılmasında Yeşilyurt Hastanesi emekçilerinin payı büyük.
Hastaneyi dolaşırken çalışanların yüzünde mücadeleyi kazanmanın haklı gururunu gördük. Bizden önce onlar söylüyorlardı, “Biz birlikte kararlı bir şekilde direndik ve kazandık” diye. Örgütlü bir gücün başarıya ulaşacağını görmüşlerdi. Yemekhanede yemek yerken de birbirlerini tebrik ediyorlardı. Bizi gördüklerinde, “Biz ücretsiz yemek hakkını kazandık, hastanede şöyle sorunlarımız var, bunlar için de mücadele edelim” diyorlar; biz de her sorunumuzda bir araya gelip, komisyonlar kurup hep birlikte mücadele edersek kazanamayacağımız, çözemeyeceğimiz hiçbir sorun olamayacağını söylüyoruz.

Deniz Şeşeoğulları (Yeşilyurt Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi İşyeri Temsilcisi)