18 Şubat 2009 01:00
UZUN MESAFE
Ne zaman dara düşse devlet ricali övünme başlıkları imdatlarına yetişir. Örneğin dünyada çocuklara bayram armağan eden ilk ülke olmakla övünür yöneticilerimiz. Dünyanın çocukları davet edilir, bizimkiler ise bir günlüğüne belediye başkanı, kaymakam, vali, okul müdürü, başbakan, cumhurbaşkanı vb. koltuklarına oturtulur.
Kanımca farklı olarak bu 23 Nisan biraz buruk geçecek. Yüzlerce çocuk anlamakta zorluk çektikleri bir tutuklanma sürecinin ardından halen cezaevlerinde bulunuyorlar. Kimlerden söz ettiğimi sanırım anlamışsınızdır. Geçen temmuz ağustos aylarında Diyarbakır ve çevre illerde çıkan gösterilerde taş attığı ileri sürülen yaşları 13-18 arasında çok sayıda çocuk, halen Çocuk Mahkemeleri yerine DGMlerin ardından kurulan Özel Yetkili ağır Ceza Mahkemelerinde yargılanmakta. İçlerinden 23 yıl hapis cezası alanlar var. Evet yanlış duymadınız çocuklarımızın 23 yılını okulda değil de cezaevinde ve kimi zaman da hücrelerde geçirmesini uygun gören bir ülke olmamızı kabullenmemizi istiyorlar bizlerden.
Oysa hukukçu, pedagog ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşan Çocuklar İçin Adalet Girişimi ise çocuklar ile yaptıkları ilk görüşmelerden ardından bakın neler söylüyor bizlere:
Çocukların yaşanan olayların (içinde yer aldıklarını kabul edenler dahil) kapsamına, amacına ve sonuçlarına ilişkin ne bilgileri ne de bu tür bir sosyal olguyu değerlendirmeye yetecek bilişsel kapasiteleri olmadığı,
Olayın politik muhtevası konusunda en ufak bir fikirlerinin bulunmadığı, bu fikri oluşturacak soyutlama yetilerinin yetersiz olduğu,
Buradan hareketle geçen hafta bir basın açıklaması da TTBden geldi:
Kent varoşlarında yıllardır sürüp giden çatışma koşullarında yaşayan bu yoksul çocukların, sorumlusu olmadıkları gerilim ve şiddetle iç içe geçmiş bir oyun ortamı içinde sosyalleştiklerini hatta polis panzerlerine taş atmalarının, tutuklanmalarının ve haklarında istenen ağır cezaların da bu oyunun parçaları zannettiklerini hepimiz biliyoruz.
Türk Tabipleri birliği olarak adli bir vaka olmanın ötesinde toplumsal sorun haline gelmiş olan bu süreçte, ruhsal ve bedensel sağlıklarında onarılması güç yaralar açılacak olan çocukların çocuk olduklarını bir kez daha hatırlatıyor, tutukluluk halinin ve ağır ceza yargılamasının zaman geçirmeden ortadan kaldırılacağını umuyoruz.
Ya sizlerin umudu?
Cezaevleri ve 23 Nisan Çocuk Bayramı
Yeni bir 23 Nisan daha yaklaşıyor. Sanırım her 23 Nisanda çocuklarımızın sembolik olarak yönetici koltuklarına oturmasına fazlası ile alıştık. Peki hiç cezaevi müdür ve savcılarının yerine bir günlüğüne oturan 23 Nisan çocuğu duydunuz mu? Yoksa neden talep etmiyoruz? Gazzeli çocuklar için ağlayan, İsrail işgaline direnen çocukları alkışlayan ama öte yandan kendi oyun çağındaki çocuklarını cezaevi hücrelerinde tutan bir ülkenin insanları olarak bu konuda resmi makamlara başvurmaya var mısınız? Belki de daha fazlasını talep etmek gerekiyor. 23 yılla yargılanan oyun çağındaki çocuklarımızdan birisini bu 23 Nisanda Adalet Bakanlığı makamı için önermeye ne dersiniz? Hadi diyelim başaramadık demokratik kitle örgütlerinin makamları ne güne duruyor? Veya bir ilk olarak Uluslar arası Af Örgütü başkanının koltuğuna bir günlüğüne tutuklu oyun çağı çocuğumuzun fotoğrafını bırakmak için başvurulamaz mı? Olmaz mı diyorsunuz? Sahi, Edward Said hala yaşıyor olsaydı taş atmaktan yargılanan çocuklarımız hakkında Davos fatihi başbakanımıza neler söylerdi hiç düşündünüz mü? Peki yakın zamanda başbakandan demokrasi bahsinde ödül alan Çetin Altanın 23 nisan ve çocuklar hakkında yıllar önce yazdığı ve TTBnin bizlere yeniden hatırlattığı şu sözleri okumaya ne dersiniz? 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı sizler içindir: Eğlenin yavrularım, eğlenin. Gülün, okşayın, bağırın. Egemen bir ülkede mutlusunuz. On yaşında bin tanenizden dört yüz ellinizi mezara mı götürüyorlar? Büyük kentlerin gecelerinde dar ve karanlık sokaklarda sizi on liraya satanlar mı var? Köylerde okulsuz, bakımsız ve pabuçsuz inekleri mi güdüyorsunuz? Aman sakın Savcı çok kızar bu sözlere. Egemen ve özgür olduğunuzu inkar sayılır bu, sınıfı sınıfa düşürmek, hükümetin manevi kişiliği, milletin bütünlüğü, demokrasiye karşı çıkmak, milli çıkarlara aykırı hareket ve daha türlü türlü maddelerle bir gecede alınıp cellatlara verilirsiniz. Eğlenin yavrularım, eğlenin. Gülün, oynayın, koşun, bağırın. Egemen bir ülkede özgür ve mutlusunuz. Savcılar, polisler, zindancılar, jandarmalar, Egemen ve özgür değiliz demeye çok kızarlar
DR.ZEKİ GÜL
Evrensel'i Takip Et