18 Şubat 2009 01:00
İmam ihracı, Almanyayı karıştırdı
Der Spiegel dergisi, DİTİBin Türkiyeden getirilen imamlara derneklerin yönetiminde özel bir statü tanıdığını belirterek, örgütün Ankaradan yönlendirdiğine dikkat çekti. Bu tutumu eleştiren İslam Bilimci Michael Kiefer, DİTİB Alman Müslümanların uyumunu açık bir şekilde engelliyor dedi.
Almanyadaki en büyük Müslüman örgütü olarak bilinen Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) içinde adeta kazan kaynıyor. Kısa bir süre önce temaslarda bulunmak üzere Almanyaya gelen Yurtdışı Türklerinden Sorumlu Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu, DİTİBin kamu okullarında İslam din dersi yetkisini alabilmek için yeniden örgütleneceğini ilan etmişti. Bu kapsamda örgütün eyaletler düzeyinde temsil edilebilmesi için eyalet örgütleri atanacağını ve bunların tamamen Alman Dernekler Yasasına göre çalışacağını ifade etmişti.
DİTİBin Almanyada normal sivil toplum örgütü ve görüntüde de olsa Türkiyeden bağımsız bir örgüt olması yönünde atılan bu adımda, Türkiyeden gönderilen imamların nasıl etkide olacağı ise tartışma konusu oldu. Kölndeki DİTİB Genel Merkezi tarafından eyalet örgütleri kurmak üzere hazırlanan taslak tüzükte, imamlara özel bir yetki verilmesi Almanyanın tepkisini çekti.
DİTİB uyumu zorlaştIrIyor
Der Spiegelde yer alan Prangalı çocuklar başlıklı haber yorumda, bu tüzük taslağının 12. Maddesinde Türkiyeden gelen imamlara doğuştan delege statüsü tanındığı, bu yüzden de bu imamların dernekler üzerinde etkili olacağı ifade edildi.
Erfurt Üniversitesinden İslam Bilimci Michael Kiefer, Der Spiegele yaptığı açıklamada, Bu kesinlikle demokratik bir tutum değil. Asıl meslekleri camilerde imamlık yapmak olan bu kişilere doğuştan delegelik misyonu biçiliyor dedi.
Kiefer yaptığı açıklamada devamla, DİTİB Alman Müslümanların uyumunu açık bir şekilde engelliyor dedi.
Ankaranın çıkarları önemli
Türkiyeden gönderilen imamların fiili olarak cami yönetimlerinin üstünde olduğunu belirten uzmanlar, DİTİBin doğrudan Türkiye tarafından bu imamlar üzerinden yönetilmeye devam edilmeye devam edeceğine işaret ediyor.
Der Spiegelin haberinde örgütün şu anda Berlin Büyükelçiliği Din İşleri Ataşesi Sadi Aslan tarafından idare edildiği, bunun da Türkiyenin resmi olarak örgüte müdahale ettiği anlamına geldiği de yazıldı. Haberde bu durumun kendisinin bile DİTİBin Türkiyenin Ankaranın çıkarlarına göre yapılandırıldığına vurgu yapıldı.
Dormagen örgütü tepki gösterdi
DİTİBin hazırlanan tüzük taslağında imamlara özel bir statünün verilmesine ilk tepki DİTİBe bağlı Dormagen Camisinden geldi. Caminin yedi kişilik yönetim kurulu buna itiraz ederek, tepki gösterdi. Cami Derneği Başkanı Dursun Pakdemir, bu konuda tartışmanın yürütülmesi gerektiği çağrısında bulunarak, Burada söz konusu olan bir devlet memurunun oyunun olup olmadığından çok daha önemlidir. Çünkü bağımsız bir Alman İslamının gelişimi önemlidir bizim için dedi.
Aynı haberde, DİTİBe bağlı Duisburg-Rheinhausen Camii Başkanı Yaşar Altunun görüşlerine de yer verildi. 15 yıldan beri örgütün başkanlığını yapan Altun, dernek yönetimlerinin Türkiyeden gelen imamlardan daha fazla etkili olması gerektiğini savunuyor.
Yeni tüzük taslağına göre, derneğin imamı eyalet düzeyinde kurulacak bir örgütte delege olarak yer alırken, Altun yer almıyor. Altun, Türkiyeden imam getirmenin çözüm olmadığını belirterek, Bu durumu eleştirdiğim için beni bir daha seçmediler dedi. (HABER MERKEZİ)
İMAM ÇATIŞMASINI KİM KAZANACAK
Der Spiegel DİTİBteki imamları yeniden gündeme getirirken, Almanya ile Türkiye arasında uzun süreden beri imamların yetiştirilmesi konusunda bir tartışma bulunuyor.
Federal İçişleri Bakanlığı, daha önce yaptığı açıklamalarda camilerde vaazların Almanca verilmesi ve bu yüzden de imamların Almanyada yetişmesi gerektiğini ifade etmişti.
Almanca vaaza temelde karşı çıkmayan Türkiye, bu sorunu Almanyadaki Türk gençlerini Ankaraya götürerek özel eğitimden geçirerek çözmek istiyor. Bu konuda başlatılan pilot projeler de bulunuyor.
Almanya ise imamların Alman üniversitelerinde yetiştirilmesini istiyor ve bu kapsamda Osnabrück Üniversitesinde bir çalışma başlatıldı. DİTİBin gerçek anlamda demokratik, sivil bir örgüt olmadığını daha önce SPD Milletvekili ve İslam Uzmanı Lale Akgün de gündeme getirmişti. Akgün, Almanyanın doğrudan Ankaradan yönetilen bir örgütü muhatap almasını eleştirmişti.
Halen devam etmekte olan uygulamaya göre, Türkiyeden gelen din görevlileri, DİTİB bünyesinde faaliyet yürüten derneklerde görev yapıyorlar, maaşlarını Türkiye ödüyor. İmamların çoğu dört yıllık bir yurtdışı görevlendirmesi ile geliyor. Bunlar arasında altı aylık ya da geçici gelenler de var.
DİTİB Genel Müdürü Mehmet Yıldırım daha önce gazetemize yaptığı açıklamada, DİTİBe bağlı 800e yakın camide 500-600 arasında imamın Türkiyeden gelerek görev yaptığını söylemişti. (Köln/EVRENSEL)
Çİfte stratejİ İzlenİyor
Der Spiegelin sorularını yanıtlayan Marburg Üniversitesinden Ursula Spuler-Stegemann, Türkiyedeki Diyanet İşleri Başkanlığının 2004 yılından bu yana Almanyada çifte strateji izlediğine dikkat çekti. Spuler-Stegemanne göre bir taraftan resmi devlet örgütü olarak Almanyaya ve diğer AB ülkelerinde muhatap kabul edilme diğer taraftan da Türk milliyetçiliğinin etkili olması için çalışmalar yaptı.
Evrensel'i Takip Et