22 Şubat 2009 01:00
GÖZLEM
GÜNÜN YAZILARI
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hafta başında bu yılın ekim, kasım, aralık döneminde gerçekleşen resmi işsizlik rakamlarını açıkladı. İşsizlik gibi, somut ve toplumun geniş kesimlerini ilgilendiren bir konuda açıklanan rakamların gerçekleri yansıtmadığı biliniyor. Benimsenen işsizlik tanımı gereği, açıklanan rakamlar bile yüksek olarak değerlendirilirken, bu rakamların bile gerçekleri yansıtmadığı biliniyor. İşsizliğin hesaplanmasında benimsenen yöntem nedeniyle, açıklanan işsizlik oranları gerçek işsizliğin yarısını bile ifade etmiyor.
Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) tanımına göre çalışma çağında olup da (15-65 yaş arası) işe başlamaya hazır olanlar, fiili olarak iş arayanlar ve iş aramasına rağmen iş bulamayanlar işsiz olarak tanımlanıyor. TÜİK, her yıl üç aylık dönemde yaptırdığı işgücü anketlerinde son bir hafta içinde, en az bir saat gelir getirici bir işte çalıştınız mı? diye soruyor. Anketi yanıtlayanlar bu soruya evet derse çok şanslılar! Çünkü bu şartı yerine getirmişlerse işsiz değil, çalışıyor sayılıyorlar.
TÜİKin uyguladığı hesaplama yöntemi nedeniyle; işsiz olduğu halde iş aramayanlar, iş bulma umudunu yitirip iş aramaktan vazgeçenler, mevsimlik işçiler, kısmi süreli çalışanlar vb. kategoridekiler işsiz sayılmıyorlar. İşsizlik her yıl yaz aylarında ortalama olarak düşük seviyelerde oluyor. Bunun nedeni başta tarım olmak üzere, mevsimlik ve geçici işlerde çalışan işçilerin sayısının bu dönemde artması. Referans dönemi olarak kabul edilen son bir hafta içinde, çok kısa süre çalışmış olanlar eksik istihdam tanımına girdiği için onlar da işsiz sayılmıyor. Daha bitmedi, tüm bunlara ek olarak, işsiz kaldığı halde iş arama kanallarına başvurmayan işsizlerin durumuna hiç girmeyelim.
Kasım 2008 itibariyle resmi işsiz sayısı 2 milyon 995 bin olarak açıklandı. Sayılmayan işsizlerin sayısı ise 3 milyon 200 binin üzerinde. Her ikisini topladığımız zaman gerçek rakamın daha kasım ayında 6 milyona dayandığı anlaşılıyor. İşsizlik rakamlarında asıl dikkate alınması gereken tarım dışı resmi işsizlik oranı yüzde 15.4e ulaşmış durumda. Yine önemli bir gösterge olan İşgücüne Katılma Oranı (İKO) Kasım 2007de yüzde 46.9 iken, Kasım 2008de yüzde 48.4e çıkmış. Böylesi bir artış normal zamanlarda olumlu olarak değerlendirilebilir. Ancak giderek derinleşen kriz sürecinde bu artışın anlamı, tıpkı sanayi devriminin ilk yıllarında olduğu gibi işçi ailelerinin en küçüğünden en büyüğüne tüm bireylerinin çalışma yaşamına girmesi demek.
Hemen belirtelim TÜİKin benimsediği işsizlik tanımı ILO ve AB ülkeleri tarafından da benimseniyor. Sayılmayan işsizler sadece bizde değil, dünyanın diğer ülkelerinde de benzer yöntem ve tanımlarla sayılmıyor. Avrupada ve ABDde işsizlik rakamlarının bize göre, düşük olmasının ise benzer nedenleri var. En belirleyici neden ise, esnek çalışma biçimlerinin bu ülkelerde çok yaygın olması. Başta kısmi süreli çalışma olmak üzere, farklı adlar altında uygulanan esnek çalışma biçimleri, işsizlik rakamlarının (işsizlerin değil) olduğundan düşük gösterilmesini sağlıyor.
Bir an için sadece açıklanan resmi işsizlik oranlarını referans alalım. Resmi işsizlikte asıl sıçrama aralık, ocak ve şubat aylarında yaşanacak. İşsizliğin şubat ayında yüzde 16yı geçmesi bekleniyor ki bu, yerel seçimde ortaya çıkacak sonuçla birlikte, bahar aylarının olumlu ya da olumsuz anlamda çok sıcak geçeceğini gösteriyor. IMFnin Türkiyenin 2009 yılında yüzde 1.5 küçüleceğini tahmin etmesi ortaya çıkacak tabloyu daha da kötüleştiriyor. Her yıl 700 bin civarında istihdam yaratılması gerektiği için, 2009da ekonominin yüzde 1.5 küçülmesi, sayılan işsizlere 1 milyon kişinin daha katılacağı, sayılmayanların ise yine kendi kaderi ile baş başa bırakılacağı demek. Sendikaların başta kriz ya da başka bir nedenlerle işsiz kalan üyelerine yönelik olarak somut politikalar belirlemeleri çok önemli. Eğer giderek büyüyen işsizler ordusunun en azından bir bölümü kriz karşıtı mücadele saflarına çekilemezse, nelerin yaşanabileceğini dünya siyasi tarihine bakarak tahmin etmek zor değil.
ERKAN AYDOĞANOĞLU
Evrensel'i Takip Et