26 Şubat 2009 01:00
JÎN Û JİN
Son duruşmada, Vakit yazarı ve eski cinayet sabıkalısı Hüseyin Üzmezi protesto eden Bursa Kadın Platformu üyeleri, kadınlara yönelik cinsel şiddet olaylarının unutulmasına ve meşrulaşmasına izin vermeyeceklerinin altını bir kez daha çizdiler.
Kadınlar; sembolik ama sarsıcı eylemleriyle kadınlara yönelen cinsel şiddete şemsiye ile kalkan tutmaya çalıştılar. Bir başka sembol; anne terliği ile cinsel şiddet failini terbiye etmeye kararlı olduklarını duyurdular.
Üzmez, protesto sonrası gözaltı yaşanmış olmasını hatırlatarak kadınların artık dersini almış olduklarından bir daha protesto ile karşılaşmayacağını umuyor. Hüseyin Üzmez, kendisini protesto eden kadınlardan şikayetçi olmayacağını avratlarla uğraşmam diye açıklama gereği duymuş.
Anlaşılan Hüseyin Üzmez, avratlarla kavga etmeyi değil, çocuklarla cinsel oyunlar oynama uğraşını kendisine daha uygun buluyor. Cinsel istismara evet, kavgaya hayır. Bir erkek olarak kadınlarla kavga etmek, Üzmezi küçültür. Kadınlarla ilişkisini böyle tarif ediyor Üzmez.. Hakim erkeklik kurgusunun biraz sapkın halinin tarifi, Üzmezin kadınlarla toplam ilişkisinin tarifi oluyor.
Hüseyin Üzmez, siyasal fikir yandaşlarının erk sahibi olmasının avantajıyla olsa gerek, bu davada pek fazla üzülmeden rahata kavuşacağını umuyor olabilir. Ancak, kamuoyu ilgisi ve toplum vicdanı, adli rapor rezaletinin olayı kapatmasına izin verecek gibi görünmüyor. Bursa Kadın Platformu örneğinde olduğu üzere, örgütlü kadın duruşu oyunları bozabilir.
Önemli bir dava, bugünlerde Çorumda görülüyor. Geçtiğimiz kasım ayında İzmirden kaçırılarak Çorum Osmancık ilçesine getirilen 12 yaşındaki kız çocuğu P.T. çok sayıda erkeğe pazarlanıp tecavüze uğradıktan sonra bir trafik kazası sonucu, olay ortaya çıkmıştı. İlk duruşma sonunda 14 kişi halen tutuklu yargılanıyor ve küçük çocuğu kaçırıp erkeklere pazarlayan (1) numaralı fail için 239 yıl 3 ay hapis cezası isteniyor. Bu rekor bir ceza istemi ve yargılamanın seyri umut veriyor.
Çorumun Osmancık ilçesi, son derece mazbut, tutucu bir kasaba./kent. Kültürel olarak geri. En ahlakçı ve tutucu görünen yerlerde en büyük skandalların ortaya çıkması üstünde ayrıca durulmaya değer. Ancak, görüngüleri farklı olsa da, modernite içinde de kadınlara yönelik şiddetin farklı biçimlerine rastladığımız biliniyor. Kadınlara ve çocuklara yönelen şiddetin modernizm veya dindarlık-gelenekçiliğin ötesinde başka kaynaklarının olduğunu görmek gerekiyor.
Kuşkusuz cinsel şiddetin kaynaklarından biri yüzyıllar boyunca aktarılan bir kültürel/ideolojik üst yapı kurumu olarak ataerkil yapı. Erkek üstünlüğünün, her şeyden önce cinsel üstünlük olarak kurgulanması ve kadın bedeninin objelendirilerek her tür keyfiyete açık hale getirilmesi bir yanı.
Ancak, son yıllardaki cinsel saldırı ve istismar suçlarında çok ciddi artışta başka kaynakların aranması da zorunlu. Erkek egemen toplumsal yapı ve kişilerin sapkınlığı ile açıklanamayacak boyutta bir şiddet egemen olmuştur. Yargılamaların önemli bir kısmını cinsel saldırı, istismar ve taciz olayları oluşturuyor.
Ekonomik ve siyasal kötüleşme, toplum dokusunu önemli ölçüde tahrip etmiştir. Toplumsal bunalım, kişilerin genel mutsuzluğu ve çıkışsızlığı, cinsel şiddet olarak kadınların bedenlerine katmerli bir iz düşürüyor. Kadın bedeni sermayeleştiriliyor ve şiddetin nesnesi haline getiriliyor. Bu toplumsal cinnet hali, cinnetin son taşıyıcısı kadın ve çocukların ruhlarında onarılmaz yaralar bırakıyor.
Kadınlar üzerindeki cinsel şiddetin pervasızca artışının en önemli kaynaklarından biri bugün kapitalizmin derinleşen ekonomik krizidir. Cinsel şiddete karşı mücadele, kapitalizme karşı mücadele ile de birleşmek zorundadır.
YILDIZ İMREK KOLUAÇIK
Evrensel'i Takip Et