4 Mart 2009 01:00

BASIN TURU


Solcu ‘hainlerin’ tahmin ettiği gibi Gazze’de savaş Kassam saldırılarını bitirmedi. Bombalanmış ve bakımsız kalmış güneyi savunmayı amaçlayan Gazze savaşı iki ay önce başladı. Şimdi bunu hatırlayan biri var mı? Filistinli mahkumlarla değiştirilerek Gilad Şalit’in serbest bırakılmasını amaçlayan görüşmeler ve sınır kapılarının açılmasıyla oluşacak ateşkes hakkında konuşmalar duyuyoruz. Güneye düşen Kassamlar ve seyrek de olsa Gazze Şeridi’ndeki durumu da duyuyoruz. Hala biri savaşı hatırlıyor mu? Orada ne olduğu ve ne başardığımız hakkında durup düşünmeye değmez mi?
Olayları yeniden anlamayı deneyelim bakalım: İsrail Devleti geçişlerin gerçekten açılması için takasta Batı Necef’e barıştan başka bir şey vermeyen Hamas’ın sessizliği uzatma teklifini kabul etmedi. Yaygın kanıya karşın kapılar daha önce gerçek anlamda açık değildi.
Bir anlaşmanın yerine, Kassam saldırılarına son vermeyi ve Hamas’a da ciddi zarar vermeyi amaçlayan hükümet yetkilileri büyük bir saldırıya karar verdi. Savaş, yüzlercesi çocuk 1300’den fazla Filistinlinin öldürülmesi ve binlerce insanın yaralanmasıyla, büyük yıkımlara neden olarak ve beşi dost ateşinden olmak üzere 13 İsraillinin ölümüyle; hiçbir şeyin değişmemesiyle sonlandı.
Savaş boyunca artan Kassam saldırıları tekrar rutin haline döndü. Caydırıcılığı ölçmek zordur, fakat devam eden ateş cevap hakkında ipucu verebilir. Peki ya Hamas? O hala Gazze Şeridi’ni yönetiyor, kurtarma planları yapıyor, bir birlik hükümetinde Fetih’le görüşme sözü veriyor ve hala İsrail’e aynı pazarlığı teklif ediyor: Geçişlerin açılmasıyla bir ateşkes ve Şalit’in mahkumlarla takası. Öyleyse, öldürmekten, yıkımdan, nefreti büyütmekten başka ne başardık?
Seçeneğimiz yok demeyin!
Savaş boyunca muhalefete ve protestolara izin verilmedi. Bunları yaptığımızda hainliğe mahkum edildik ve çoğu Arap olmak üzere 800’ümüz tutuklandı. Diğerleri polis saldırısına uğradı. Medya bizi engelledi, sokaktaki insanlar güneyi umursamadığımızı söyledi. “Sderot yerleşimcileri acı çekerken 8 yıl boyunca neredeydin?” geçen 8 yıldaki Filistin kayıplarını unutanların ve güneye gerçek yardımı önermeyi asla kabul etmeyenlerin dışarıda bağırdığı ortak soru buydu.
Savaş büyülü bir biçimde bitti ve unutuldu, tıpkı daha önce unutulan 8 yıl gibi. Bütün net başarısızlıklara rağmen ikinci Lübnan Savaşının ardından bolca gördüğümüz eleştiri biçimi bile bu zamanlarda ifade edilmedi.
Bize hakaret eden ve bizi kışkırtan o insanlar nerede? Hala güneyi umursuyorlar mı? Şimdi hainlerin, savaştan önce, neden ‘askeri çözüm yoktur; ablukayı bitirmeliyiz’ dediklerini anlıyorlar mı?
Yakında yeni hükümet kurulmuş olacak. Bizi dinlememe olasılığına rağmen savaşın sonuçlarını sorgulamasını, ablukayı kaldırmasını, bütün Filistinli mahkumların özgürlüğünü, dolayısıyla Şalit’in serbestliğini ve Batı Şeria ile Gazze Şeridi’ndeki işgalin sonlanması için gerçek görüşmelere dair söz vermesini istemeliyiz. Bu istekler için kavga etmeyen herkes yeni bir savaş geldiğinde şaşırmamalı ya da en azından bizim seçimimiz değildi dememeli.
Ynet News, Haggai Matar, 28 Şubat 2009

Evrensel'i Takip Et