8 Mart 2009 01:00

Kayıplarımızı da sorun


Sorumluların yargılanması için 206’ıncı kez buluşan Cumartesi Anneleri, kayıplarını faillere soruyor. Ergenekon savcılarına seslenen Cumartesi Anneleri, JİTEM’ci itirafçıların adres gösterdiği ölüm kuyularının açılmasını istedi. Yoğun yağmur altında yapılan 206’ıncı buluşmada, devlet yetkililerince gözaltında olduğu kabul edilen Hasan Gülünay’ın ölümü soruldu.
DTP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Akın Birdal’ın da katıldığı eylemde, basın açıklamasını İHD Kayıplar Komisyonu üyesi Özgür Sevgi Göktaş yaptı.
‘MOĞULTAY TANIKLIK ETSİN’
Bin operasyonu yapan eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve tüm faillerin yargılanması gerektiğine dikkat çeken Göktaş, Hasan Gülünay dosyasının Ergenekon soruşturmasına dahil edilmesini istedi.
Gülünay’ın gözaltında olduğunu itiraf eden dönemin Çalışma Bakanı Mehmet Moğultay’a seslenen Göktaş, “Gelin tanıklık edin, Hasan Gülünay’a ne oldu? Bütün bildiklerinizi kamuoyuyla paylaşın. Daha ne kadar susacaksınız?” dedi. 206 haftadır yanıt beklediklerini dile getiren Göktaş, yetkililere seslendi: “Biz susmayacağız. Tüm kayıpların akıbetleri açıklanana, failleri yargılanana kadar soru sormaya devam edeceğiz. Bizler vicdanız, ya siz?”
DEVLET İTİRAF ETTİ, AMA...
27 yaşındaki Hasan Gülünay, en son 20 Temmuz 1992’de görüldü. Sabah normal saatte evinden çıkan 4 çocuk babası Gülünay, akşam evine dönmedi. Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’nde hücrede sesi duyuldu, yan hücreye “Ben Hasan Gülünay, beni kaybedecekler” diye bağırdı. Gülünay’ın sesini duyan gözaltındaki arkadaşı Erol Şam, eşi Birsen Gülünay’a durumu anlattı. Birsen Gülünay, dönemin SHP-DYP genel başkanları ve milletvekilleriyle görüştü, ancak hiçbir yanıt alamadı. Gülünay, Susurluk kazasında araçta bulunan eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ ile de görüştü. Kocadağ o dönem, Asayiş Şubede baş komiserdi, o da Gülünay’a hiçbir bilgi vermedi. Ancak Çalışma Bakanı Mehmet Moğultay, Kocadağ’ın “yaraları iyileşiyor, sonra savcıya çıkaracağız” dediğini, Birsen Gülünay’a söyledi.
Gülünay, 3 yıl boyunca umudunu kaybetmedi, eşinin sağ olabileceğine inandı. 1995’ten sonraki 200 hafta boyunca her cumartesi Galatasaray’da 4 çocuğuyla birlikte oturdu. Gülünay’ın tek istediği, eşinin yoldaşlarıyla birlikte mezarı başında onu anmaktı. Ancak onun karanfil bırakacak bir mezarı olmadı. (İstanbul/EVRENSEL)

ÇOK SAYIDA İLDE EYLEM
Türkiye’de birçok ilde yapılan eylemlerde, sorumluların yargılanması istendi.
Ankara: Her cumartesi yapılan eylem, dün faili meçhul cinayete kurban giden Kürt işadamlarına atfedildi. Eylemde, 1993’te dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in “Kürt işadamlarının listeleri ellerimizde, gereği yapılacaktır” sözlerinden hemen sonra öldürülenler hatırlatıldı. Behcet Cantürk, Savaş Buldan, Fevzi Aslan ve yeğeni Salih Aslan’ın kaçırıldığı ve cesetlerinin bulunduğu Bolu, Düzce, Sapanca üçgeninin dönemin Kocaeli Jandarma Komutanı, bugünün Ergenekon tutuklusu Veli Küçük’ün bölgesi olduğuna dikkat çekildi.
Diyarbakır: Koşuyolu Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapılan eylemde 1997’de kaybedilen Seyithan ve Sadık Ulumaskan’ın öyküsü anlatıldı ve torunu tarafından yazılan mektubun şu satıları okundu: “Sizi kaçıran insanlar bulunsun. Sizi kaçıran insanları ölene kadar arayacağız.”
Mersin: Dönemin devlet yetkilileri Tansu Çiller, Doğan Güreş ve Mehmet Ağar’ın faili meçhuller ve kayıplar nedeniyle yargılanması gerektiği vurgulandı. Eylemde, öldürülenlerin atıldığı BOTAŞ kuyularının açılması istendi.
Siirt: Siirt Cezaevi’nde tutuklu kaldıktan sonra yapılan ev baskının ardından bir daha kendisinden haber alınamayan Abdülhekim Eksik’in öyküsü anlatıldı.
Batman: Kayıplar ve faili meçhullerin Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olduğuna dikkat çekilen eylemde, kayıpların bulunması için oturuldu.
Ceren Saran / Şenol Doğan

Evrensel'i Takip Et