8 Mart 2009 01:00

Futbol ‘erkek işi’ (mi?)


Rahşan İnal

Cinsiyetle özdeşleştirilen sporların zirvesinde “erkek işi?!” futbol oturur. Kadınları futbol oynamaktan dışlamak, futbolun yazılı olmayan kuralıdır. Fakat dünyada kadın futbolu geliştikçe, futboldaki “erkek iktidarı” sarsılarak kurallar değişmeye başladı!
DÜNYADA KADIN
FUTBOLU
Almanya, İskandinav ülkeleri ve ABD’de kadın futbolunun çok sayıda katılımcısı vardır. Futbolcu transferleri de “çoğunlukla” gelişmiş ülkeler arasında yol almaktadır. Genel olarak kadın haklarının olduğu ülkelerde kadın futbol liglerinin daha fazla geliştiğini söylemek mümkündür. Her ne kadar bu ülkelerde kadın futboluna sponsorlar sızmaya başlamışsa da sermayenin ilgisini erkek futbolu kadar çektiği söylenemez ve zaten bu bir eksiklik sayılmaz! Tam tersine sporun içindeki “oyun” korunduğu için zenginliktir.
1930’lu yılların başında Almanya’da ilk kadın futbol takımları oluşturuldu. Fakat 1936’da Naziler kadınlara futbol oynamayı yasakladı. 1955 yılında Almanya Futbol Federasyonu (DFB) Başkanı; “futbolu kadınların oynayamayacağı bir spor olarak” ifade ediyordu. Başkanın federasyonu DFB, 1956’da Nazi yasağına bir defa daha onay verdi. Buna rağmen kadınlar 1970’li yıllarda futbol oynamaya başladılar. Berlin duvarının yıkılmasının ardından 1991’de Almanya Futbol Federasyonu (DFB) tarafından erkeklerin oynadığı Almanya Futbol Ligi’ne (Bundesliga) kadın futbolu da dahil edildi. Kadın ligi başlangıçta kuzey ve güneye bölünmüşken 1997’de birleştirildi. Bugün kadınların oynadığı Bundesliga’nın gözde takımlarından 1. FFC Frankfurt; 2001-02, 2005-06 ve 2007-08 sezonlarında UEFA Kadınlar Kupası’nın sahibidir. Almanya, kadınların en çok futbol oynadığı ülkelerin içindedir ve 2011 yılında Dünya Kadınlar Futbol Kupasına’da ev sahipliği yapacak.
Kadın futbolu demişken -tartışmalı olsa da- sıra dışı bir kadın futbolcuyu anmadan geçememek gerekir. O Maribel Dominguez Castelan’dır. Meksikalı kadın futbolcu Castelan’ın, namı diğer Marigol’ün öyküsü, Latin Amerikalı erkek futbolcularda olduğu gibi yoksullukla başladı. Çocukluğu ailesinin bütün itirazlarına rağmen futbol oynamakla geçti, hatta erkeklerle oynayabilmek için adını “Mario” olarak değiştirdiği bile söylenir. Yeteneği keşfedildikten sonra önce kadın liginde, ardından milli takım kadrosunda oynamaya başladı. Kadın futbolunun hatırı sayılır bir izleyici kitlesi ve katılımcısı olan ABD’ye gitti ve orada futbol oynadı. Castelan, ülkesine döndükten sonra Meksika İkinci Lig takımlarından Atletico Celaya ile sözleşme imzaladı ve ortalık karıştı. Takım erkek takımıydı! Meksika Futbol Federasyonu bir kadın futbolcunun erkek futbol takımında oynamasına, yani yapılan sözleşmeye onay verdiyse de FIFA kadın ve erkek takımlarını birbirinden kesin çizgilerle ayıran kurallarını ortaya koydu. FIFA’nın “erkek” başkanı Blatter, bu konuda çok net konuştu ve transfer FIFA tarafından engellendi. Castelan’ın istediği sadece kadın ve erkeklerden oluşan bir takımda futbol oynama deneyimi yaşamaktı. Buraya bir de not düşelim: 2005 yılında Castelan, Zapatistaların Inter Milano’yla oynamayı düşünüp gerçekleştiremediği maç için Marcos’ tan gelen daveti “futbolun birçok insan için barışın bir ifadesi olduğuna inandığı” için kabul etmişti.
TÜRKİYE’DE
‘BAYAN FUTBOLU’
Gelelim Türkiye’ye… Ligin bizdeki adı kadın ligi değildir! Kadın liginin Türkçe’ye çevrilme ya da uydurulma hali “Bayan” ligidir. Karşılığı olsa olsa “Ladies League(!)” olur ve bu isimle anılan bir lig de dünyada yoktur.
Türkiye’de 1993’te kurulan “Bayanlar Futbol Ligi” 2000’li yıllarda sona ermişti. Ancak 2006’dan sonra yeniden ele alındı. Zannetmeyin ki “erkek” Türkiye Futbol Federasyonu “Bayanlar Ligi” kurmak için ayılıp bayıldı. UEFA’nın Grassroots (herkes için futbol) projesi dahilinde kadın-erkek herkesin futbol oynaması hedeflenmekteydi; 10-12 ve 12-14 yaşlarındaki gençler futbol oynayacaklardı ve TFF de mecbur kaldı. Yoksa sponsor desteği al(a)mayacağı, kâr getirmeyeceği düşünülen “bayanlar ligi” için kolunu bile kıpırdatmazdı. Artık mutluyuz ve bir o kadar da gururluyuz; “Bayanlar Futbol Ligi”miz var. Kaç kişinin haberi var? Yaklaşık yüz yılı geride bırakmış İstanbul kulüpleri yöneticilerinin haberi var mı? Onların aklına “kadın futbol” takımı kurmak gelmiş midir?
Kadın futbolunun Türkiye’de “unutulmasının” temelinde; kadınları futbol oynamaktan dışlayan erkek egemen ideolojinin yanı sıra izleyeninin olmayacağı ve futbol şirketlerine gelir getirmeyeceğinin düşünülmesi gelmektedir. Herhalde kulüpler ve TFF; piyasa için oynanmayan, metaya dönüştürülemeyerek “spor pazarına” girmeyen ve doğal olarak içinde “oyun” olan, oynayanın da haz aldığı bir futbolu sindiremeyecekti. Ancak futbol oynayan kadınların sayıları artacak ve patronların kuralları da değişecek. Bu yüzden, yönettiği kulüpteki futbolcularının zayıf oynadıklarını ifade etmek için “kız gibi oynamayın” diyen kulüp yöneticilerine, kadınların futboldan anlayıp anlamadıklarını ölçmek için “ofsayt kurallarını” soran erkek arkadaşlara, “futbol işinden anlayarak” yorum yapan “bay çok bilmiş” futbol yorumcularına, beden eğitimi derslerinde oğlan çocuklarına futbol topu vererek kız çocuklarına da onları izlettiren -hem kadın hem erkek- öğretmenlere, sadece erkek futboluyla ilgilenen “okumuş” erkeklere, dünyada yüksek sesle söylenen ama onların işit(e)medikleri bir cümleyle duyurulur: “Futbol oyununun” geleceği efeminedir!..

Evrensel'i Takip Et